Kadim bir türkü yalnızlığındayım nicedir,
Umarsız kalabalığın
sessiz çığlığında;
Anestezi yapmadan da
kesip atmayı öğrendim nihayet,
aynadaki müstehzi gülüşümü…
Sivribiberden acı olsa da şimdi sessizlik ;
Böyle iyi oldu
yağmur pas geçerken fesleğenleri…
Nicedir, yakın gözlük kullanıyorum artık;
yakından ağlamak için kendime.
Dilimin altına taş koyuyorum,
konuşmaya başlamadan önce…
Böyle iyi oldu !
Gözlük dediydim ya,
Bir kitap kuytusunda rastladıydım geçenlerde ;
( bunu söylemesem, çatlarım !)
Sabah yürüyüşüne çıkmıştı bağa gözlüklü bir adam,
eğninde saplı kanlı bir baltayla…
Yakışmış buldu çoğunluk..
” ama o da çok kaşınmıştı !”
Diyenler..
Bense, yakın ağladım..
Dönüp gülümsedi bana ,
( müstehzi )
” taş uzaktan gelmez – dedi – kardeş ! “
Taş uzaktan,
Balta yakından !
Egolar mı çarpıştıydı
bilemedim,
Vitray kalpler mi
çatladıydı yoksa ?
Dünya daha mı güzelleşti bağa gözlüklü adamın eğnindeki baltayla !?
Hem ben nerden çıkardıydım
bunca gam kasavet,
bunca üzünç
ruhunu çatlatırken zamanın !?
Dostluğun saçları ağarmış işte, baksana eyvah !
Egolar yaşlanmıyor ama..
Kime söylesem….
Necdet Gökçe / 2022. Nisan. Buca.