( Nejat K. için… )
Baba evinden yeni ayrılmış
kızın tafrası gibiydi
Karayağız oğlanın duruşu…
Lakin, gözüne baksan ;
Hani herkes yuvasını bulmuş da… özü ortada
kalmış serçe tedirginliğindeydi hep…
Kendine , kıpırtısız gece nöbetleri yazardı bu yüzden… gölgesini bekleyen ağaçlar gibi…
Kaç “müebbeti” kaç gecede devirirdi , bilinmez…
“Ağır abiler tünel faaliyetindeyken ,
Herkesin suretinden ne çok kalabalık olurdu tadatta!
Gardiyanlar
saymaya şaşardı !
Onunla kaç devriye atlattık gece nöbetlerinde,
Kaç polis elektrik gibi çarptı
Bizi düş yerlerimizden !
Karanlık, yağlı urgan olmuş gulyabani gibi
sallanıyordu ensemizde..
Ama biz çok sonra öğrendik:
Keder, sürgün ve gurbet demekmiş,
meğer “müebbet”…
Şimdi iyi misin sen Nejat ?!
“Je ma fou François “
Sen, Türkçe iyi misin !?
Ah kırık düşler
peşindeki sürgün !..
Güvercin gurbeti ne bilsin !?
2021- 2022 Buca.