Hülya Koçyiğit 1967’de, Kerime Nadir’in ünlü romanından uyarlanan, Erman Film yapımı “Samanyolu”nda bir araya gelmişti Ediz Hun’la.. “Samanyolu”, çok büyük ilgi görmüştü. Aynı adlı şarkısı yıllardır dillerden düşmedi. Şarkının bestesi ünlü müzisyen Teoman Alpay’a aitti ve aslında o şarkıyı fon müziği olarak bestelemişti. Daha sonra filmin müzik direktörü Metin Bükey de buna söz yazdı ve “Samanyolu” şarkısı o sözlerle okundu filmde.. Şarkı en az “Samanyolu” adı kadar bu sözlerle de anıldı. “Bir Şarkısın Sen Ömür Boyu Sürecek” dillerden düşmedi.
Şarkı ülkemizde olduğu kadar dünyada da tanındı ve çok sevildi. Avrupa müzik listelerine bile girdi. İngilizcesi, Fransızcası hatta Hollandacası bile okundu. O dönem için çok büyük rakamlarda telif gelirleri söz konusu oldu. Bu gelirler doğrudan Metin Bükey’e geliyordu. Çünkü şarkının sahibi olarak o görünüyordu. Film müziğinin asıl bestecisi Teoman Alpay ise Anadolu’nun bir kasabasında zorluklar içinde yaşamını sürdürmeye devam etti. O Teoman Alpay ki, birçok bilinen, sevilen, çok meşhur şarkıların bestekarıdır. “Kıskanırım Seni ben” mesela.. Sonra “Sarmaşık Gülleri”, “Nasıl Geçti Habersiz”, “Gökyüzünde Yalnız Gezen Yıldızlar”, “At Kadehi Elinden”.. Daha birçokları..
Metin Bükey, benim yıllar önce tanıdığım ve sürekli çalıştığım bir müzisyendir. Bana 54 filmimde müzik direktörlüğü yapmıştır. Onunla ilgili ilginç bir anım var..
O dönemde plakçılar çarşısı Sirkeci’deki “Doğu İşhanı”ydı. Bütün plakçılar oradaydı. Bir gün Metin’in yazıhanesine 16-17 yaşlarında Güneydoğulu bir genç geliyor. Üstü başı perişan, pejmürde bir kıyafet içinde. “Ağabey, ben sokak çocuğu Ali. Bir bestem var, ortalığı kasıp kavuracak” deyip bestesini mırıldanmaya başlıyor. Metin, “Git oğlum işine!” deyip sepetliyor çocuğu. Ama çocuk ısrarcı: “Ağabey sen gene de düşün. Bu beste yıkıp geçecek ortalığı” diyor. Metin de başından savıyor. Çünkü o dönemde Metin, “Samanyolu”nun süksesinden çok mutlu.. Ertesi gün delikanlı tekrar geliyor. “Abi ben sokak çocuğu” der demez Metin yine aynı tepkiyle savıyor çocuğu. Bu gelişler birkaç kere tekrarlanınca Metin de artık dayanamıyor, “Git oğlum.. Bana bu şarkılar lazım değil” deyip kovuyor çocuğu..
Metin Bükey’in bürosunun karşısında o dönemin ünlü müzisyeni ve 45’lik plak yapımcısı Polat Tezel’in dükkanı var. Sokak Çocuğu Ali, Metin Bükey’den ümidi kesince Polat Tezel’e müracaat ediyor. Önce o da başından savıyor ama çocuğun ısrarı karşısında dayanamayıp stüdyoya sokuyor ve bir 45’lik plak yapıyor.. “Kör Olası Çöpçüler, Aşkımı Süpürmüşler / Sokak Çocuğu Ali Söylüyor” diye.. Plak piyasaya çıkıyor ve anında bomba gibi patlıyor!.. Öyle ki Polat İstanbul’a ve Anadolu bayilerine plak yetiştiremez oluyor. Tabii Metin bu sırada şokta.. Nasıl atladım diye yeis içinde.. Polat’ın dükkanının önünde sandıklar, koliler giriyor, çıkıyor; Metin de hayretle seyrediyor bu trafiği..
Sokak Çocuğu Ali’den sonra şarkıyı bir de Erkin Koray söyleyince plak satışları katlanıyor..
Bir gün pejmürde kıyafetini değiştirmiş, lacivert takım elbisesi ve kırmızı kravatıyla Ali geliyor Metin Bükey’in yanına. “Ağabey sana demiştim, beni dinlemedin” deyince Metin, “Oooo! Hoş geldin!” diye gayet mültefit karşılıyor onu. “Yeni bir besten var mı?” diye de soruyor tabii. Ali’nin cevabı ise tek kelime: “Bakarız..”
(TÜRKER İNANOĞLU, “Acısıyla Tatlısıyla Yeşilçam Anıları”, Türvak Kitapları, 2020)
NOT: Sokak Çocuğu Ali’nin vokalistlerine dikkat!..