İşte belki de bu yüzden Ülkemizin hemen tüm halkı Arjantin kazansın istedi. Arjantin’i tutuyorduk, kupayı onların kazanmasını diliyorduk. Fransa’nın kadrosunda hiç Fransız yoktu. Hepsi sömürgelerinden yada başka ülkelerden devşirilmişlerdi. Emperyalist Fransa’ya sempati duymamız düşünülemezdi elbet, biz Arjantin’i destekliyorduk gönlümüzde.
“Eninde sonunda spor karşılaşması bu, siyasete götürmemek gerekir” de diyemeyiz. Siyaset ve para olmasa işin içinde, ‘ne işi var kupanın Katar’da?
***
Arjantin bundan önce kupayı 1986 yılında kazandığında askerlik görevini yapmak üzere Narlıdere İstihkam Okulundaydım. O akşam arkadaşlarla tv’de maçı izlemiş, Arjantin’lilerin sevincine tanık olmuştuk. ‘ Ne büyük sevinç yaşadılar, biz de böyle büyük sevinçler yaşasak keşke demiştim. Bir arkadaşım da “Teskere aldığımızda onlardan çok sevinir, havalara sıçrarız demişti. Öyle de olmuştu. Öyle çok sevinmiştik ki askerliğimizin bittiğine, birbirimize sarılmıştık.
Arjantin yine kazandı kupayı, yine çok sevindiler, havalara sıçradılar. Sevinç dalgası saha dışına, tribünlere yayıldı. Oradan kıtaları aştı Arjantin’e dek ulaştı. Şimdi bize yeniden böylesine büyük sevinçler gerek.
Hepimizi havalara sıçratacak kadar büyük. Bekliyoruz, yakındır.