KLAROS-FELSEFE-SANAT- KEHANET FESTİVALİ
İzmir- Menderes- Ahmetbeyli Sunumu- 1
Molla Demirel
Bu sohbette çocuklarla felsefe yapmayı bütünleştirici bir bölüm olarak sunmaya çalışacağım. Kısaca Küçük çocuklarla pedagojik çalışmanın ana özellikleri ve bu amaçla, gelişimsel psikolojik ön koşullarını ele almakta yarar var.
Çocuklarla felsefe yaparken ve ortak yansımanın pratikte nasıl izlerini sürerek başarılı olabilinir konusunda kendi deneyimlerimi anlatmaya çalışacağım.
Bazı insanlar felsefeyi soyut, görkemli kütüphanelerin tozlu ve dağınık raflarına uyan bir şeyle ilişkilendirir. Bu durumda “Çocuklarla felsefe onlara garip geliyor.
Pedagojik uzmanlar için hiç de öyle değil Anaokulu ve okul sonrası çocuk ve gençlerle felsefe yapmak garipsenecek bir şey değil, tersine önem verilmesi gereken bir eğitim konusudur:
Ben bir sosyal pedagog olarak 40 yıldan fazladır gözlemlerimle Fiziksel, duygusal ve sosyal açıdan sağlıklı bir çocuk yetiştirmek için anna ve babalara, sosyal danışmanlık /sosyal pedagoji ve eğim bölümleri öğrencilereine danışmanlık ve rehberlik yapma hizmetinin yanı sıra bu yüksek okulların öğrencilerinin Stajerliklerini yöneten bir uzman olarak çeşitli dersliklerde, seminerlerde, gezilerde, eğlencelerde çocukların psikolojik ve sosyal gelişimini de takip etmem gerekiyor. Bu nedenle rahatlıkla Felsefenin Pedegoglar ve eğitimcilerin çalışmalarının apaçık ciddi bir yönü olduğunu söylemeliyim. Ancak çocukler ve gençlerle Felsefe yapacak olan yetişkinler, psikolog, eğitimci, sosyalpedagog, bir felsefe yüksek okulundan mezun kişi her kimse kendisine sormalı, felsefe yapmak için bu gereken özellikler bende var mı?
- Sözlü ve yazılı iletişim kanallarını etkin bir şekilde kullanabilmek,
- Olumlu tutum ve yüksek motivasyon sahibi olmak,
- İkna becerisi sergilemek,
- Mesleki gelişime açık olmak,
- Stresli ve duygusal durumlarla baş edebilme yeteneği göstermek,
- Problemler karşısında çözüm üretme yeteneği göstermek,
- Çocukların yetenek, ihtiyaç ve sorunlarını gözlemleme ve analiz edebilme becerisi sergilemek. Bu özelliklerin aranmasıda bir tartışma konusudur.
Çocuklarla nasıl felsefe yaparız veya yapmalıyız?
Üç yaş altı çocukların sorularını ciddiye aldığımızda ve diyalogla karşılıklı istek ve düşüncelerimizi paylaştığımızda otomatik olarak felsefe yapmaya başlamış oluruz. Çünkü felsefe yapmak aynı zamanda kavram ve düşüncelerimizin de bir yansımasıdır:
“Felsefe en üst düzeyde bir üst-bilişsel (Bilgilenme) disiplindir. Sadece o meşgul olduğu felsefi problemler hakkında düşünmekle kalmaz, aynı zamanda yoğun bir şekilde kendi düşüncesinide sorgulayarak gelişmesini, doğruya varmanın yoluna ışık tutmayıda sağlar.”
Düşüncelerimiz üzerinde düşünürken, kavramlarımızın ne olduğunu da göz önünde bulundururuz. Felsefe yapmak genellikle bir soruyla başlar. Adalet nedir? Ne kötüdür? Bu güzel mi? Neden ağaçlar kesiliyor? Hangi spor daha sağlıklıdır? Bu tür soruların cevaplarını almak için karşımızdaki bireyle de iletişime geçebiliriz. Ya da dünyadaki nesnelere bakarız ve kendimize onların kavramlarımıza uyup uymadıklarını sorarız. Ya da yeni izlenimler için şartlarımızı aktarırız. Bunu bilinçli olarak yapmak, felsefe yapmanın ve aynı zamanda bilimsel araştırmanın merkezi bir faaliyetidir.
Çocuklar bu aktiviteyi bağımsız ve sezgisel olarak takip ederler. Çünkü onların kavram ve teorileri, dünyaya bakışları, henüz yetişkinlerdeki kadar olgun ve mevcut değildir. Bu konuda filozoflara benzerler, çünkü kavramları da değişmektedir ve tekrar tekrar sorularla yeni kavramlarda yansıtırlar.
Bu kavramsal düşünmenin çocuklarda nasıl oluştuğunu da çocuklar ile yapılan felsefe bize gösteriyor.
Potsdam Uygulamalı Bilimler Üniversitesi’nde “Çocuklukta Eğitim ve Yetiştirme” dersinde Jessy Boese, bir keçi ailesini gören çocukların onları nasıl yorumladıklarını kaydet ediyor. Çocukların arasındaki diyalog, yani felsefe yapımları şöyle sürüyor:
Fatih (6 yaşında), Laura (5 yaşında), Egehan (5 yaşında), Anthony (5 yaşında), Jan (6 yaşında)
Laura: Ah! Küçük bebeklere bakın. (keçi yavrularını gösterir)
Jan: Ve daha küçükleri de var. Anneletri de orada.
Fatih: Ama belki o anne değil, abla da olabilir. Çünkü orada bir sürü büyük var.
Egehan: Ya da her annenin bir yavrusu oldu.
Laura: Evet kesinlikle!
Anthony: Bak! Bak! İşte baba geliyor! Ey! bak onun ne kadar büyük boynuzları var!
Jan: O zaman, o herkesin babası mı?
Fatih: Bilmiyorum ama olabilir.
Laura: Hayır, sanmıyorum.
Jan: Neden olmasın?
Laura: Eh, köşede saklanan bir baba da var. Ama yakından bakın çünkü bizden saklanıyor.
Jan: Ah evet!
Fatih: Yani iki baba var.
Anthony: Boynuzlu bir tane baba daha var, ama çok yaşlı görünüyor
O baba olamaz.
Fatih: Evet, aynen. Bu patron, burada yetkili ve her şeye karar verebilir.
Laura: Evet, diğer herkes onu dinlemek zorunda.
Anthony: Evet, her şeyi belirleyebilir ve diğerlerine nereye gideceklerini söyler.
(Bütün çocuklar gülmeye başlar ve yavaş yavaş uzaklaşırlar.)
Felsefe yapmak bu mu? Her şeyden önce, bu günlük konuşma çocukların ilgisini neyin çektiğini ve ilgisini çeken şeyleri nasıl yorumladıklarını, neyle uğraştıklarını, tam olarak nasıl gözlemlediklerini açıkça ve birbirleriyle nasıl ilişki kurduklarını kavrıyoruz ve üzerinde düşünmüş oluyoruz.
19 Haziran 2022
Radio Kaktus Münster
Verspoel 7 – 8
48143 Münster
Tel. +49 17052 42 922