Almanya’nın çeşitli bölgelerinde ‘’GÖÇÜN 60.YILI’’ ile ilgili etkinlikler düzenleniyor. İşçi göçünün üzerinden geçen 60 yıl da neler değişmedi ki? Birinci kuşağın ardından ikinci, üçüncü ve dördüncü kuşak toplum yaşamında yerlerini almağa başladı.
Alman devleti ülke insanlarının geçmişle bağlarını koparmamak için bu etkinliklerde önemli görevler alıyor. Mahalli yöneticiler bölgelerindeki göçmen dernekleri ile ilişki kurup birlikte çalışma yapıyorlar. Her kuruluş elinde bulunan kaynakları birleştirerek ortaya güzel sergiler çıkarıyorlar… Bunlardan bazıları,60 yıl önce gelen işçilerin yanlarında getirdikleri bavullar, valizler, çeşitli boyutta torbalardan oluşturulan sergiler. Gene işçilerin ilk geldikleri dönemlerde kullandıkları fötr şapkalar, başörtüleri ve yazmalar. Dönemin haftada bir ulaşılan gazete küpürleri. Kullanıldığı dönemlerde değerli olan eski ehliyetler, pasaportlar ve yaşları 70-80 leri bulan birinci kuşağın siyah beyaz resimleri. Bu resimlerde geçmişi okumanız mümkün. Heimlerde-Hayımlarda ki (işçilerin ortak yaşam binaları) eşyaları ve resimleri sergilerde yer alan objeler..
Bu tür sergileri gezerken birinci kuşağın yaşantılarına yabancı iseniz, gördükleriniz hayli ilginç gelebilir size. Ama o dönemi yaşayan biri iseniz çoğu kez hüzünlenip göz pınarlarınızdan akan yaşları silmek zorundasınız..
Emekli olup, yaşamlarını Türkiye-Almanya arasında geçiren birinci kuşağın bu sergilerden etkilenip geçmişe dönük anıları ayrı bir söyleşi konusu olur. Özellikle üçüncü ve dördüncü kuşak sergileri gezerken hayretlerini gizlemeye gerek duymadan,’’ Büyük annem, büyük babam gerçekten böylemi yaşamışlar?’’ demekten kendilerini alamıyorlar. Haklılarda ,onların bugünkü koşullardaki yaşam standartları oldukça farklı. Özellikle dördüncü kuşağın tamamı yurt dışı doğumlu. Aldıkları eğitim, içinde bulundukları kültürle içiçeler. Anadilleri yok denecek kadar az ve giderek de uzaklaşılıyor kendi kültürlerinden… Onlar için artık yaşadıkları ülke anavatan konumuna geçmiş durumda.
Avrupa ülkelerinde yaşayan yabancıların pek çoğu bulundukları ülkelerin vatandaşlığına geçerek yaşamlarını sürdürmektedirler. Avrupa’da Avrupa Birliği (AB) vatandaşı olmayan 23.7 milyon insan bulunmaktadır. Bunlardan Fas’lılar yüzde onluk bir sayı ile bulundukları ülkelerin vatandaşlığını almış bulunmaktadırlar. Ardından Türk vatandaşları gelmektedir. İşçi göçü anlaşmasının yapıldığı dönemlerde bazı ülkeler çifte vatandaşlık şartını kabul ettirirken, Türkler kendi vatandaşlığından çıkmak kuralı ile bulundukları ülkelerin vatandaşlığına geçebiliyorlar.
Almanya’da yeni kurulan koalisyon hükümeti çıkaracağı yeni yasa ile yabancıların kendi vatandaşlığını yitirmeden Alman vatandaşlığına geçme olanağını yaşama geçirecekler. Bu yasa ile birlikte özellikle Alman vatandaşlığına geçişlerin hızlanacağı beklenmektedir. Ömürlerinin çoğunu buralarda geçiren insanların hak ettikleri bu uygulama 2023 yılında yasallaşması bekleniyor.
Göçün 60.yılında Avrupa ülkelerinde bunlar yaşanırken Türkiye’de kısa sürelerle gelen Gurbetçilere hala ‘’ALAMANCI’’ tanımlaması çoğu gurbetçi tarafından yadırganmaktadır… Bir dahaki yazımızda bu konuya değinmek üzere hoşça kalın…
Turan Akpınar