Siyah bir gece.
Köyde koyu bir karanlık var.
Sokak lambalarının ışıkları da yetersiz.
Ay karanlık.
Dışarıda soğuk bir yel esiyor.
Rüzgarın etkisiyle erkenci badem çiçekleri savruluyor dört yana.
Bir cenazenin ardından atılan çiçekler gibi.
Hüzünlü.
Ve havada derin bir sessizlik.
Ölüm sessizliği adeta.
.
Sadece uzaklardan bir puhu kuşunun sesini duyuyorum.
Acı acı ötüyor.
Dakikalarca öttü.
Saat 04:17 oldu.
Zaman durdu.
Puhu kuşu sustu.
Belki o da hissetti,
bir yıl önce bugün, bu saatte, bu dakikada depremde 100 binden fazla insanımızı yitirdiğimizi.
Belki de o da gördü asrın ihmalini ve ihanetini.
.
Şu an tüm ülkede binlerce insan bir mum yakıyor.
Birçok arkadaşım bu saatte Datça Cumhuriyet meydanında.
Bir kısmı Palamutbükü’nde.
Bazıları Hatay’da.
Ben de burada, Mesudiye’de.
Sadece yitirdiklerimizi anmak, acı ve yasta ortaklaşmak, yan yana durmak ve dayanışmayı “karanlığa” rağmen aydınlatmak için değil.
İhmali ve ihaneti unutmamak, affetmemek için.
Bu duygularla bir mum yakıyoruz.
Saat 04:17
Zaman durdu.
Binlerce mum yakılıyor şu anda, yurdun her yanında.
.
Belki de puhu kuşu da aynı bizim gibi acı, öfke ve isyan dolu.
“Acılar paylaşıldıkça azalır” dedi
belki de, o acı acı ötüşleriyle.
.
Dışarıda derin bir sessizlik hakim.
Ve Ahmed Arif’in mısraları geliyor aklıma.
.
“Evet, ağlamaklı oluyorum, demdir bu.
Hani, kurşun sıksan geçmez geceden,
Anlatamam, nasıl ıssız, nasıl karanlık.
Ve zehir, zıkkım cıgaram.”
.
Saat 04:17.
Zaman akmıyor artık.
Siyah gece, aydınlık mumlar.
Hadi bir mum da sen yak.
Tek mumdan ne olacak deyip geçme.
Tek başına bir mum devirir geceyi.
Bu kör karanlığa meydan okumak için yak.
Mum kadar ışığı olmayanları güneş yerine koyanların gerçek aydınlığı görmesi için yak.
Saat 04:17
Kahramanmaraş.
Hatay.
Gaziantep.
Adıyaman.
Malatya.
Kilis.
Şanlıurfa.
Adana.
Osmaniye.
Diyarbakır.
Elazığ.
Bir yıl önce bugün, bu saatte, bu 11 ilimizde çığlıklar ağıtlara, ağıtlar çığlıklara karıştı.
Dünya duydu.
Ankara duymadı!
Aslında duydu ama sağır sultan oldu.
.
Bu ihmali ve ihaneti ne unutacağız, ne affedeceğiz.
Mumlar elbet eriyecek ama eninde sonunda alevler dans edecek.