Merhaba,
Cevat Şakir Kabaağaçlı (Halikarnas Balıkçısı) sürgün edildiği Bodrum’a 3,5 ayda gelmiş, çok aksilikler yaşayarak yaptığı bu sürgüne yolculuğu aslında 10 gün süren bir yolculuktu diye bahsedilir.
Ankara’dan İstanbul’dan günümüzde günün her saatinde Bodrum’a 1 saat uçak yolculuğu ile ulaşabiliyoruz. Bugünü yaşayanların Bodrum’un o günlerini hayal ederek empati kurmaları çok zordur.
10 gün süren bir yolculuk dile kolay, Milas’a kadar bir araç bulunur, ondan sonrası at sırtında Bodrum’a gelinirmiş. Cumhuriyetin ilk yıllarında Bodrum’dan Milas’a 8 saatte at sırtında gidilir o gece Milas’ta konaklanır ertesi sabah günün tek vasıtası otobüsle Milas’tan Aydın’a da Yatağan – Çine üzerinden 14 saatte gidilirmiş. Oradan da İzmir’e trenle. Aydın’dan İzmir’e kara yolu yokmuş.
Kara yolculuğunun eziyetine katlanamayacak olanlar haftada bir gelen İzmir vapurunu beklerlermiş öğleden sonra kalkan vapur ertesi sabah İzmir’e ya da Bodrum’a varırmış. Bodrum’dan köylerine ulaşım tam bir çile ya yürüyerek ya da eşek sırtında ya da denizden kayıklarla yapılmakta olan bir kasaba. 1927 de yapılan nüfus sayımı 4290 kişi iken 33 yıl sonra 1960 yılında yapılan nüfus sayımında nüfus artışı 145 kişi olan bir yer. Ankara’da, İstanbul’da zamanın bütün imkânlarıyla yaşayanlar Bodrum diye bir yer olduğunu bile bilmiyorlardı.
Bodrumlu tecrit edildiği Yarımadasında kendi imkânları ile yaşamaya çabalarken yaşamanın bu olduğunu zannettiği için de mutluydu ancak bu imkansızlıklardan da bıkkınlık geçiren analarımız, babalarımız, kısacası Bodrum’da yaşayan atalarımız uzun uzun oflar çekmek yerine bir tekerleme üretmişler ve ağızlara pelesenk olmuş bir söylem,
“İKİ DÜKKAN Bİ FURUN”
İstanköy altı Bodrum…
İki dükkan bi furun
Peynir ekmek yiye yiye
Ne ağız kaldı ne burun….
Bodrumlu kısa ifadeleri sevdiğinden daha doğrusu uzun cümle kurmaya üşendiğinde, kendine has bir lisan türetmiş, bu nedenle “BİR” demez “Bi” olarak yetinir. FIRIN da ağzından FURUN olarak dökülür. Veciz sözler üretmeye meraklı, basitçe anlatmak yerine gülümseten ya da utandıran dolaylı anlatımı çok seven bir halkı vardı. Vardı diyorum çünkü şimdilerde azınlığı oluşturuyorlar.
Bizim kuşak da dahil işte bu kuşak zaman zaman sıkıldı Bodrum’da yaşamaktan, koşup gittik şehir dışına okumaya ve de iş aramaya. Ancak çok kısa zamanda anladık ki gereksiz söylenip telaş etmişiz. Bize Bodrum’dan öte yaşam harammış. İşte bu ara “Bodrum Özlemi” diye bir hastalığa yakalandık hepimiz.
“Bodrum Özlemi” Bodrum’dan iş olanakları bulmak üzere başka şehir ve ülkelere gidenlerde oluşan bir hastalıktır. Bulaşıcı değildir ancak Bodrum’da doğmuş ve büyümüş bu ırkta görülen bir hastalıktır. 50 li, 60 lı, 70 li hatta 80 li yıllarda Bodrum dışında uzun süre kalanlarda görülmüştü ancak şimdi Bodrum’da yaşayan bu eski nesilde de devam ediyor.
Ben 1969 da çıktım ve 1996 ya kadar bu hastalığın pençesinde inim inim inledim. Geri döndükten sonra aman etmeyin eylemeyin bozmayın Bodrum’u diye dil dökerken anlatasım geldi terk edip gittiklerimi.
Benim yazarlığım Bodrum çevre sorunlarına balıklama dalan Mavi Yol Girişimi Platformu’nda görev alan eşim FİLİZ DİZDAR’a yardım etmekle başlar. Bu görev ve alışkanlık gazete köşelerinde Bodrum elimizden kayıyor çığlıkları attığım makaleler ile sürerken eskiye özlemi de kaleme almak gereğini duyarak eskiden biz nasıl yaşıyorduk öykülerimi de anlatmaya başladım. Yazmak zamanla alışkanlık yaptı.
Bodrum’da yaşayıp Bodrum özlenir mi? Değişim jet hızında olunca ve bu değişim yaşamınızı kötü etkileyince özleniyor, eskiye olan özlem kabarıyor. Eskiye olan özlemimin gerekçesini anlatmam lazım diye çıktım bu yola niyetim yazar olmak değildi ancak oldu bir kere. Yaşadıklarımı gördüklerimi ve yaşanılanları anlatmaya çalışıyorum. Benden okuyacağınız öyküler bu tür öykülerdir hoşgörünüze sığınarak. Asla kendime bir yazar gözüyle bakmam, ben kaptan olmayı çok istemiştim ve de oldum, bu da bana yeter. Sayfanızda olmak da büyük bir onur.
Ben 1953 doğumlu Girit göçmeni bir ailenin Bodrum’lu çocuğuyum 1980 de FİLİZ ile evlendik 20 yıl Dz.Astsb. mesleğini yaptıktan sonra 1996 da emekli olunca ailece gelip Bodrum’a yerleştik o günden beri de Bodrum’da yaşıyoruz.
Saygılarımla…Ali DİZDAR