Çocuklarımın ve torunlarımın doğduğu büyüdüğü Münster kentinde bu sabah gerçekten Bir Mayıs İşçi Bayramı’na yakışır güneşli sıcak bir gün vardı. Ancak ben güneş doğmadan kalktım TV’yi açtım. Yaşadığım kentteki sendikaların, sivil sosyal kurumlarla birlikte hazırladığı Bir Mayıs şenliğine gitmeden önce doğduğum büyüdüğüm Türkiye’de Bir Mayıs şenliklerini görmek istedim. 1977 yılından beri “Türkiye’de her toplumsal toplantı ve yürüyüşlerde gene kan mı dökülecek” korkusunu her insan gibi ben de yaşıyorum.
Sendikaların ve demokratik sivil örgüt ve demokrat siyasi partiler Taksim meydanında 1. Mayıs İşçi Bayramı’nı kutlamak istiyorlardı. Hukuka aykırı olarak bir Vali’nin yasaklaması ve Hükümet’in, İçişleri Bakanlığı’nın bu yasağı desteklemesi akıl işi olmadığını herkes biliyor. Hele demokratik hakları kullanan ülke halkların hiç kabul edeceği, anlayacağı bir durum değil. Tabii ki halkın toplantı ve yürüyüş alanlara giden yollarda çak sayıda kontrollün yapılması ve yolların kapatılmasını da.
Benim yaşadığım bu kentte her yıl önde bir polis ve arkada bir polis arabası yürüyüşçülerin yol boyunda bir kazaya neden olmaması için var. Ve her yaklaşılan caddeye de bir polis arabası veya motosikletli polis yürüyüş kolu geçinceye kadar o caddede çıkacak veya girecek bir arabayı engellemek için vardır.
Toplantı alanında da En fazla 2 sendika başkanı veya Sendika Federasyonlardan birinin temsilcisi konuşur. Kent ve devlet adına da o kentin belediye başkanlarından biri çok kısa ve selamlama konuşması yapar.
Var olan parti temsilcileri özellikle kentin millet vekilleri yürüyüş boyunca yürüyüşte olur veya sadece toplantı alanına gelirler. Dostça yan yana dururlar, sohbet ederler şakalaşırlar. Türkiye’de her partinin millet vekilleri de halk arasında birlikte dolaşmıyorlar, birbirlerine saygı ile yanaşmıyorlar.
Türkiye’nin yüreği olan İstanbul’da polis birçok noktada Taksim’e çıkmak isteyenleri engelledi, 210 kişi gözaltına alındı. Polis bu insanları nezaket içinde karakola davet ederek göz altına almadı copladı, yere yatırdılar ve zorla göz altına aldılar. Bu demokratik bir ülkede olacak bir şey değil. Bu insanlar insanlara, saldırmıyor, çevreye saldırarak yakıp, kırıp, dökmüyor. Bunlar yasal hakları olan toplantı ve yürüyüş haklarını kullanıyorlar.
Eğer demokrat, devrimci sendikalar ve siyasi partilerin yöneticileri hükümetin haksız yasaklamasını kırmak için neden hepsi günümüzde birinci Parti olan CHP Başkanı Özgür Özel ile de birlikte bir meydanda milyonları bir alana toplayarak yürüseydi. Hükümet ve güvenlik güçleri engelleyebilirler miydi?
CHP Belediye seçimlerinde dört milyondan fazla oy aldı. Bunların yarısını Saraçhane Meydanına getirseydi Hükümet ve güvenlik güçleri iki milyon insana saldıra bilirler miydi?
İnsan ister istemez halkımızın bu deyimini hatırlıyor „Böyle baştaki saça böyle tarak uygundur. “
Tabi şunu da kendisine sormaktan geri duramıyor. Bu Sendikalar, kendisine demokrat, solcu, sosyalist diyen siyasi partiler, STK lar ve sivil inisiyatif grupları bilinçli olarak halk güçlerinin birleşmesini istemiyor mu?“
İsteseler 1. Mayıs İşçi Emekçi bayramında birlik sağlayarak, birinci parti durumuna gelen partinin yöneticilerini de yanlarına alarak bir birlik içinde davul zurna, halay ve türkülerle Taksim meydanına yürürlerdi. Acaba bunlar geniş bir halk cephesinin önemli bir eylemde birleşmesi daha sonra kendi çorba tencerelerini yitirmekte mi korkuyorlar?
Eğer bu sorularım olumsuz gibiyse durum o zaman milyonların korkması ve bu göz altına alınan, dayak yiyen insanlara yazık. Gerçekten İstanbul’da 4 milyondan fazla insanının oyunu belediye başkanlığını almak için harekete geçiren İmamoğlu ve CHP yönetimi bir Mayıs İşçi Emekçi Bayramında toplanma ve yürüyüş haklarının engellenmesini ortadan kaldırmak için neden örgütlemediler? Acaba demokratik ve sosyal haklar için milyonların bir araya gelmeleri bu aslan sosyal demokratları da mı ürkütüyor?
Herkes gelişmeleri kendisine benim sorduğum soruları ve benzer sorular sormalıdır.
Ben bu yılda uzun zamandır göremediğim dostları Mayıs Meydanında gördüm, kucaklaştık, hasret giderdik.
Dünya işçi ve emekçilerin Bir Mayıs Bayramını kutluyorum.
Molla Demirel