Dünden Devam
Özlemlerimiz ve düşlerimiz erişilmez olanlarla yüklü. Bizi dokunmak için yanıp tutuştuğumuz ancak, yaklaşınca korkuya kapılıp uzaklaştığımız kutsallıklar çevrelemiş gibi. Neden korkuyoruz ? Korkunun ecele faydası varmış gibi korkuyoruz. Ve daha kötüsü susuyor, susuyor, susuyoruz…
Hepimiz yaşamımızın mutluluk dolu bir düş olmasını bekleriz. Bekleriz de, ama hiçbirimiz düşlerimizin gerçek olması için gerçek yaşamı kucaklayamıyoruz.
Çocukların bakışları güçlüdür. İçimize işler. Neden o bakışların arkasındaki sıcacık canı yansıtan masum gözlerin her biri, ayrı bir evrene açılan kapılar gibidir? Bu evrende Sevgi, korunma, sarılma gibi gereksinimler tüm çıplaklığıyla görülür. İçimizdeki çocuk o gözlerde kendi dostunu bulur, bir can başka bir cana ulaşır. Tabi bakmasını bilene…
O masum gözlerin arkasındaki potansiyelin gelişerek duygusal olgunluğa erişmesi, kişinin, ailenin, toplumun ve uygarlığın geleceği için yaşamsal önem taşır. İşte biz bunu göremiyoruz. Geleceğimiz olan çocuklarımızı koruyup, kollayamıyoruz…
Isırgan tarlalarındaki boynu bükük gelinciklerim benim. Hepinizi çok seviyorum. Ve biliyorum ki sizleri koruyabilmek için, ısırgan tarlalarını kurutmak ve o ısırganları söküp atmak gerekiyor içimizden…
SESİMİ DUYUYOR, ANLIYORSUNUZ DEĞİL Mİ DOSTLAR! …