Yorulduk len bu memlekette doğduğumuz günden beri gelecek kaygısıyla yaşamaktan…
Sürekli olarak insan gibi yaşamanın koşullarının derdine düşmüş olmak, insanca yaşamaktan kopuşun da ta kendisini geliştiriyo sanırım…
Herkes birbirini kendi iyi yaşamlarının engeli, bertaraf edilmesi gereken unsuru olarak görüyo…Bildiğin kendi tarafımız olmak derdi ile yaşarken birilerinin uydusu gibi yaşayıp kimliksiz, kimlikçiler olarak yaşama durumunda kalıyoz…
Her bi şekilde sürebilecek hayatı sanki büyük bi maharetmiş gibi zorlaştırıp sonrada çözmek için her türlü varyeteye batıp çıkıyoz…
Varlıklı doğanlarımız varlıklarını koruma, yoksul doğanlarımız ise varlıklı olmak için her türlü şeyi göze alıp yozlaşıyolar hızla…
Bu arada tükenen bi ülke, birbirine acımayan saygı duymayan insanlar üretiyoz, günden güne artan bi şekilde hem de…
Bu ülke insanı olarak doğru seçimler yapamadığımız gün gibi ortadayken halkın sağduyusu gibi saçma sapan saptamalar ise sadece ve sadece gene bu halka bağlama çeken politiklerin tutumu oluyo tabiki de…
Doğru seçim yapamadığımız içindir ki bu güne kadar tek belimizi doğrultma şansımız da karavana ya nişan almışken şansın yardımıyla on ikiden vurabilmek olcak sanırım…Böyle şanslı bi dönem yakalarsak ki bu da zor görünüyo en azından ama gene de gelecek kaygısı yaşamayan insanların ülkesinde, insanların en azından zafiyete düşmemeleri bile daha doğru yaşam koşullarını geliştirebilir…
Tabi ki esas mesele zafiyetleri çok olan insanların ülkelerimi gelecek kaygısı yaşıyo, yoksa gelecek kaygısı o yada bu şekilde var olmuş ülkelerin insanlarının mı zafiyetleri yoğun oluyo…
Yani zafiyetler mi Kapitalizm, Emperyalizm gibi alçaklığa sürükledi dünyayı, yoksa Kapitalizm, Emperyalizm mi bu kadar ağır zafiyetlere sürükledi insanlığı…
Umarım gelecek nesiller için denk gelmeler daha keyifli, zafiyetleri minimum bi hayata gerekçe olur ve yorucu bi ülke olmaktan kurtuluruz…
o.chnr