Şimdi başlığa bakıp, ‘’yahu memleket yangın yerine dönmüş, sen kalkmış neden bahsediyorsun? ’’ diyorsunuzdur içinizden…
Oysa…
Bilakis şimdi sırası…
Sanat, insanı içine yuvarlandığı o umutsuzluk kuyusundan çıkaran büyülü bir iptir adeta…
Savaşlar…
Ekonomik krizler…
Doğal afetler…
Yaşanan onca felaketi; içine girdiğimiz, burnumuzun ucunu dahi göremediğimiz karanlık bir tünel olarak nitelersek…
İşte KÜLTÜR VE SANAT, o tünelin ucundaki ışıktır!
Bella Ciao (İtalyanca: ‘’elveda güzelim’’) 19. Yüzyılın sonlarında ortaya çıkan bir İtalyan protest halk şarkısıdır. Kuzey İtalya’daki pirinç tarlalarında çalışan işçiler tarafından zorlu koşulları eleştirmek amacıyla söylenmeye başlandı…
Zamanla tüm dünyada zalimin zulmüne karşı direnişin sembolü oldu…
Bugün ülkemizde hemen her yerinde bu şarkı söyleniyor…
Manidar değil mi?
Maksim Gorki’nin ‘’Ana’sı’’…ya da Türk edebiyatına damgasını vuran ‘’İnce Memed’’ romanı?
Usta yazar Yaşar Kemal, bu eseriyle Çukurova’da yaşanan ‘’ağa zulmünü’’ işlerken…
Bu eserinin onlarca yıl, baskıya karşı direnişin de başyapıtı olacağını hiç tahmin etmiş midir?
Gırgır Dergisi…
12 Eylül öncesi döneminin en ünlü karikatür dergisidir…
Ünlü çizer Oğuz Aral’ın yönetiminde çıkan dergi…
O yıllarda Avrupa’nın 1., Dünya’nın 3.büyük mizah dergisi olma özelliğine sahipti…
Kültür ve Sanat toplumlara yaşama sevincini aşılar…
Çocuklar başta…
İnsanları birçok zararlı alışkanlıklardan uzak tutar…
Bunun üzerine çokca örnek vermek mümkün elbette…
Amacım ahkam kesmek, ukalalık yapmak da değil…
Niyetim önemli bir soruna dikkat çekmek…
Son yıllarda İzmir kültür-sanat adına tam bir sefaleti yaşıyor dostlarım…
Büyüğünden küçüğüne neredeyse tüm Belediyeler adeta havlu atmış durumda!
Bu kentte…
EGE-ART adıyla düzenlenen ve uluslararası niteliği olan bir SANAT ORGANİZASYONU yapıldı yılarca…
Ege Üniversitesi’nin hamiliğinde yapılan ve 2 gün süren etkinliğe bir kurumun kültür-sanat birimleri katkı koyup, destekliyordu…
Bende uzun yıllar yürütme kurulunda yer almıştım EGE-ART’da…
İzmir Büyükşehir Belediyesi de Tarihi Havagazı Kültür ve Sanat Merkezi (artık değil ne yazık ki) ve Adnan Saygun Sanat Merkezi ile yer alıyordu…
Malum her yerin ele geçirildiği gibi Ege Üniversitesi’ne de ‘’çökülünce’’ bu önemli etkinlikde değersizleşti…
Büyükşehir Belediyesi sahip çıkmalıydı…
Ama başına…
Doktor, Atlet, Spor Bürokratı, Mühendis vs. meslekten herkesin getirildiği…
Lakin ne hikmetse bir türlü bir kültür-sanat insanının görev alamadığı…
O KÜLTÜR VE SANAT Dairesi Başkanlığı bu haliyle nasıl etkin olabilirdi?
Oysa…
Yanına diğerleri de (restore edilen tarihi yapılar) eklenip, bir KÜLTÜR-SANAT DAİRESİ BAŞKANLIĞI kurulması gerekirdi değil mi?
Oysa bırakın öyle bir şeyi…
Kurucu yöneticiliğini yaptığım, her karesinde emeğim olan (Sergi Salonları, Çim Konserleri, Yazlık Sinema v.s) onca şeyin bugün ne halde olduğunu söylemeye bile dilim varmıyor inanın…
İlçe Belediyeler mi?
Geçin bir kalem…
Geçen dönem Belediyelerin önemli bir kısmı CHP’li idi…
Bu dönem de öyle değil mi?
İyi de…
Karabağlar Mizah Festivali hem de ‘’Uluslararası’’ iken neden kaldırıldı?
Ha Selvi Başkan, bir açıklama lütfen!
Diğer İlçeleri de tek tek saymayayım ama,
Ama…
Kuzum sahi, Basmane’nin hali nedir öyle?
Ne zaman o tarihi binalar…
Suriyeli ‘’işgalinden’’ ve ‘’istilasından’’ kurtarılıp da…
Hepsi restore edilerek birer kültür-sanat mekanlarına dönüştürülecek?
Konak Belediye Başkanı’nın bir açıklaması vardır belki de kim bilir?
Geçtiğimiz günlerde yapılan bir basın açıklaması da durumu özetliyor zaten…
Sinema emekçileri diyor ki, ‘’…İzmir’de SANAT yerlerde sürünüyor ve dip noktada…’’ Başka söze ne hacet?