Salim Çetin’in 13 Ekim 2023 tarihli Yenigün Gazetesi’ndeki köşe yazısıdır.
Geçen hafta Basmane çalışma grubunun toplantısını izledikten sonra “Bir semt ya da bir şehir nasıl değişir?” sorusu kafamda dolandı durdu.
Sahi, bir semt nasıl değişirdi?
Orada yaşayanlar ya da o şehirde olup o semte ilgi duyanlar ne yapabilirlerdi bu konunda?
Yıllarca şehir üzerine yazı yazmış, eksiklik ve aksaklıkları eleştirmiş biri olarak doğrusu benim de net cevabım yoktu bu soruya.
Ancak el yordamıyla da olsa değişimin seyredeceği bir yol haritası olmalıydı.
***
Sonra aklıma bu konuda akademik çalışmaları olan hocalar geldi.
Engin Önen’i aradım.
Önen, Alaçatı’daki dönüşümü yazmıştı.
Fotoğraf Sanatçıları Birol Üzmez-Yusuf Tuvi’nin “Kortejo Evleri” çalışmasından…
Daha sonra Narlıdere’nin, “köy”den Tahtacı göçleriyle modern bir şehre dönüşümü de gene Önen’in çalışmasıydı.
Bir sosyolog olarak semtlerin ve tabii ki kentlerin dönüşümüne nasıl bakıyordu?
Elbette benim sorum Hoca’ya Basmane üzerineydi, buradaki mevcut durumdan çıkıştı ve deyim yerindeyse bu semtin nasıl kurtulacağına dairdi.
Basmane öylesine karmaşık süreçlerin bileşkesi olmuş ki bu katmanları çözmek gerçekten çok zor.
1930’lu yılların ortalarında İzmir Kültürpark, yepyeni bir projeyle dünyaya açılıp Cumhuriyet’in modernleşme yüzü olurken hemen yanı başındaki Basmane’nin nasıl bu tasarımın dışına itilmiş olduğu bir muamma!
Öyle ya Fuar’ın kapılarından biri Basmane’ye açılıyor. Fiziksel olarak bir iç içelik söz konusu.
***
Sonraki durum ise daha içler acısı; zengin aileler başka semtlere gidiyor, gidenlerin yeri Güneydoğu’dan gelenler alıyor. Şimdi ise âdeta bir devlet politikasına dönüşen, Suriye ve diğer mültecilerin sığındıkları bir semt.
Bütün bunlar Hoca’yla sohbetimizin konusuydu.
***
Eski semtlerin, yerel yönetimlerin sahip çıkmaması sonucu kolayca çöküntü alanına dönüştüğü bilinmeyen bir şey değil. Basmane şimdi ne yazık ki bu hastalıkla boğuşuyor.
Ancak gene de bir çıkışın olmadığı söylenebilir mi?
Tabii bir çıkış var ama yerel yönetimlerin, merkezi hükümetin/ valiliğin ortak bir irade ortaya koyması şartıyla.
Buna elbette özel kesim ve STK’ler de destek vermeli.
***
Önen, en son Narlıdere Yukarıköy’deki dönüşüm işinden söz etti.
Belediyenin ve valiliğin ortaklığıyla güzel işlerin ortaya çıkabileceğine burasını örnek verdi.
Alaçatı’daki dönüşüme ise popüler olana yenilmenin bir örneği olarak işaret etti.
Orada mülk sahipleri evlerini parası olana satarak ardan çekildi.
Alanlar oradaki yapıları kafalarına göre restore etti ve şimdi başka bir şey çıktı orta.
***
Peki, buradan Basmane’ye örnek çıkar mı?
Tabii Basmane, Narlıdere Yukarıköy’den, ölçek olarak daha büyük.
İki, buradaki nüfus yapısı karışık, Suriyelisinden Somalilisine kadar pek çok ülkeden/ ulustan insan var.
***
Başka bir akademisyen, Emel Kayın da Basmane’yi çalışmış. Konuyla ilgili onlarca makalesi ve Basmane’deki otelleri anlatan kitabı1 var.
Onunla da Piriştina zamanında devreye sokulan “Oteller Sokağı” projesini konuştuk, bu projeye kendisinin önerisiyle bu ismin verildiğinden söz etti.
Şimdi projenin geldiği nokta ise buranın ucuz oteller olmasından öteye gitmediği.
Yani projede amaçlanan olmamış!
Demek ki belediye başkanlarının bu projeleri sürdürme konusunda kararlı davranmadıkları açık!
***
Tabii Kayın, Basmane’nin tarihsel yapı bakımından zengin bir semt olduğu gerçeğini her defasında vurguluyor ve bu semtteki çok sayıda tarihi yapının aynı zamanda birer hafıza mekânı olduğu gerçeğini de dile geriyor.
Kayın, en son Birol Üzmez’le Yusuf Tuvi’nin birlikte açtıkları “Basmane’de Kortejo Evleri” sergisi için yazdığı yazıda Basmane’deki çok sayıda tarihi mekânın terk edilmiş olduğu, şimdi bunların daha çok en altaki yoksul kesimin barındığı yerler haline geldiği gerçeğini belirtiyordu.
Özel kesim ve kamunun ortaklığı olan Tarkem’den Sergenç İneler’e de Basmane konusundaki çalışmaları sordum.
İneler, Tarkem’in bu semtte on dolayında tarihi binayı satın alıdığı ve bunları retore ettiğinden söz etti.
Alınan bu yapılardan bazılarının, restore edildikten sonra otel olarak kullanıma açılabileceğini de ekledi.
Sergeç İneler
Peki, bütün bunlar bu sorunu çözebilir mi? Sanmıyorum ama en azından tartışıyoruz.
***
Yazıyı bitirirken kendime sordum: “Ben bu soruları neden yerel yönetimlerden birine soramıyorum?”
Ya da kamuya yansımış bir görüş var da ben mi bilmiyorum?
Elbette belediye başkanlarının bir cevabı vardır bu konuya da.
Ama belediyede yıllarca çalışmış biri olarak hiçbir belediye meclisinde bütünlüklü olarak bir semtin değişimine ya da nasıl iyileştirileceğine ilişkin bir tartışmayı duymadığımı söylersem, inanın!
Oralarda daha çok parsel bazında talepler ele alınır, bilindiği gibi.
***
Görüldüğü gibi bir semti değiştirmek, planlama istiyor bunların yanında ülkenin ekonomisinin dengeli olması, göç sorununun bitirilmiş olması gerekiyor.
Umalım bunlar bir gün olur ve bu güzel semt kurtulur.
Orhan Beşikçi bir yazısında, Basmane denilince sıralamıştı; Oteller Sokağı, Kortejo Evleri, Mısrı Dergâhı, Emir Sultan Türbesi, Agora ve Altınpark’taki kazılar, Radyo Müzesi, Burhanzade Abdurrahman Hilmi Bey Evi, Acem Tekkesi, Kumrulu Mescit, Kıllıoğlu Hamamı, Tarık Dursun K.’nin bir müddet yaşadığı Dönertaş Sebili çaprazında bulunan evi ve daha bunlara eklenecek onlarca tarihi yapı, inanç mekânı yeniden görkemli tarihlerine kavuşur, semt onlarla şenlenir.
Biz de oralarda gururla gezer, şık bir restoranda ya da bir kafede çayımızı içer, Kale’nin eteklerinde gün yüzüne çıkartılan Antik Tiyatro’da akşam saatlerinde, Efes’te olduğu gibi, oyun izleriz!
……………..
1 İzmir Oteller Tarihi, Emel Kayın, inceleme, İzmir Büyükşehir Belediyesi, 2000
KAYNAK: https://www.gazeteyenigun.com.tr/bir-semti-degistirmek-2?