Sorsan, ezelden ezeli
Hazandık da
Umut, hep gerdanlıktı
Boynumuzda.
Hüzün hanelerimizde
“Sanılan” garabetlerde
Kurumuyordu
Yaraların kabuğu
Kuruyup da düşmüyordu.
Bal’la zehirin
Kuş’la esirin
Arasında gide gele
Kesiliyordu nefesler.
Misal; toz kalkıyordu
Toz duman oluyordu her yan
Sonra, hepsi ayak dibinde
Buluşuyordu.
Görünen oydu:
Aşk’ın mecrası yoktu.
“En başa” gidilen yollar
Aşığa kapalıydı.
Diller kesildi söylenmedik
Sözlerden,
Saçlarda buzdan sicimler
Ziyan gecenin dibinde
Üşütüyordu
” yakışanından”..
O gecelerde
Paslı neşter kesiyordu
Çiçekli düşleri.
Mevsimin hep kış olduğu
O şehirde
Kalbin en mahşer yerinde
Yağmura inat
Kurşun yağıyordu
Ve rüzgara karışan
Çığlıkların yanı başında
Bir yavru kuş
Avaz avaz haykırıyordu:
Hakkımız bahardı
Olmadı!..
Byhn Drn