sanayide çıraklık yaptığım zamanlardı,
ustanın iki dudağı arasındaydı kaderim,
en hızlı çayı ben kapıp getiriyordum ocaktan ,
ödülüm bolca aferindi,
akşamları kurtulurdum
yağ içindeki tulumumdan,
üzerimde kalan benzin kokusuydu hiç geçmeyen,
fırından alınan sıcak iki somun değiştirirdi tüm evin havasını,
yanında katık anamın solgun yüzüyle gülümsemesiydi,
babam siyah beyaz bir fotoğraf karesiydi,
sert yüzünün altında
içimi ısıtan bir sıcaklığıyla
gülerdi
belli belirsiz,
tek göz
odanın en güzel köşesi benimdi, teneke sobanın kenarına serilirdi döşeğim,
ve üzerimde anamın sakız
gibi çitilediği yorgan,
ve yorgun bedenimin
uykuya aç gözlerinde
yarına olan hayallerim eşlik ederdi sobanın kapağından
tavana yansıyan gölgelere…
i. akan