26 Ekim
25-10-1984
Hıdır Aslan’ı her yıl farklı bir anıyla yazıyorum.
Hıdır’la arkadaş değildik. Yakalanmadan önce onu Vedat ismiyle tanıyorduk.
Metin Öz isimli hain, onun Gültepe direnişini yönettiği iddiasını ortaya atmasa az bir cezayla kurtulacaktı.
2014 yılında Halk Evinin önünden geçerken, aynı davada müebbet ceza alan İsmail Levent Aksan’ın gördüm ve sohbet ettik. İsmail’e Gültepe davasında iki kişinin idam aldığını ama neden sadece Hıdır’ın infaz edildiğini, diğer idamlık Ali Akgün’e isnatların daha ağır olduğunu hatırlatarak sordum.
İsmail Levent bu konuya şöyle değindi: ailesi Ali’nin çocukken hastalık geçirdiğini bu nedenle itiraz ettiklerini -ayrıntılar bende kalsın. Konu Hıdır- Ali’nin dosyası bu nedenle ayrılıp, Ankara’da görülen ana davaya gönderildiğini söyledi ve şöyle devam etti.
Hıdır’ın ailesi de aynı yolu denemek istedi. Zamanın 2.ordu komutanı Haydar Saltık’a -alevi olduğu için- gittiler. Ancak H.S oralı olmadı.
Cumhurbaşkanlığı önündeki idam dosyalarının 35. sırasındaki Hıdır’ın dosyası, 1984 yılının ağustos ayında başlayan Kürt ayaklanması nedeniyle, en öne alındı. Hıdır Kürt’dü ve amaç Kürtlere gözdağı vermekti…….
Son söz Hıdır Aslan’ın
“Yaşamak bir türküyse bu türküyü en güzel biz söyledik”..
.
.
30 Ekim
“Cumhuriyet, halkımızın kültür ve düşünce dünyasını geliştirmemiş”
Mahir Ünal..
Doğru söze ne denir?
Cumhuriyet kurulalı 100 yıl oldu, düşmanları hala iktidarda.
.
.
1 Kasım
Efe’lerin Cumhuriyeti!
Bu yıl birçok banka cumhuriyet kutlaması yaptı.
Bu bankaların hepsinin, kendi görsel reklamını da yaparak kutladığı bayramın başka bir ortak yanı, kutlamayı ege oyunlarıyla yapmış olmalarıydı.
Gari ben de Egeli olmasam “Cumhuriyeti neden Egeliler kurdu da biz kuramadık?” Diye düşünür, üzülür dururdum!…
Dört-beş yıl kadar önce de binlerce İzmirli bir araya gelmiş, efe oyunuyla cumhuriyeti kutlamış, dosta düşmana gözdağı vermişti.
Bu gözdağı etkili olmamış, Cumhuriyet gazetesi polisler tarafından basılarak, karşı hamle gelince! Efeleri sayfamda şöyle uyarmıştım “Efe kardeşler Cumhuriyet basıldı!.”
Efendim!
Egeli genç, Karadenizli genç arkadaşının düğününe gitmiş.
Düğün horonla başlamış, horonla bitecek. Ee tabii Egeli genç haliyle bundan sıkılmış.
Arkadaşına “Ben bir oynayayım da oyun görün” der ve kollarını açarak oynamaya başlar.
Oyun biter. Misafirler şaşkın!
Bir Karadenizli dayanamaz
” Ula uşağum bu kadar düşünerek babaannem de oynar” diye sitem eder…
İster istemez aklıma takılıyor. Cumhuriyeti gerçekten Egeliler kurmuş olmalı!
Düşünmüşler, uygulama sıkıntılı..