Kitap okumayı severim. Okuduğum meşhur yazarların bir cezaevi, sürgün hayatları olduğunu, yıllar önce fark ettim. Yaşadıkları hayat kitaplarının malzemesi olmuş. Anlatamadıkları duyguları yazıya dökmüşler.
78 kuşağı toplu kıyıma uğramış, büyük acılar çekmiş, ülke tarihinde cezaevine düşen siyasiler olarak rekor kırmışlar. İlk zamanlar bu kadar insan niçin kitap yazmaz diye kaygı duyardım. Bu kuşağın yaralarını sarması uzun sürdü. Yıllar sonra yaşadıklarını fark ettiler. Buluşmaya bir araya gelmeye başladılar. Eski hikayeler konuşulmaya başlandı. Yazıya dökenler çoğaldı. Daha çok anı kitapları, yanlarına hikayeler, romanlar eklendi.
“Birikir Damla Damla…” Meral Bekar’ın kitabı yeni çıktı. İnternetten satın aldım, bir solukta okudum. Meral Bekar, kısaca yaşamını anlattığı anı kitabında Mamak cezaevi günlerine çok fazla yer vermiş. Yazdığına göre, aldığı notlar bu kadar detay olmasını sağlamış. Beni çok fazla etkiledi, uykularım kaçtı, yaralarım tekrar açıldı. Meral Bekarın deyişi ile “Bazı arkadaşlar yaşadıklarını dolaba kilitlediler”. Kitabı okuyunca benim dolabın kilidi açıldı.
Aynı yollardan giderken, Meral Bekarın ayak izlerine rastladım okurken. Cunta öncesi Ankara’ya gelme sürecim başladı, yaz başlarıydı, üç dört ay kadar sürdü. Aksiliklerin nedenlerini öğrenmiş oluyorum.
Yazarın cezaevinde yaşadıkları sürecin benzerini dışarıda yaşıyorum. Erdal Eren’in asılması Ercan Koca’nın öldürülmesi. Soğuk bir kış geçirdim Ankara da. Bir yıl sonra yakalanıyorum. İki buçuk aylık emniyet süreci sonrası, kitapta anlatılan Mamak giriş kafes misafirliği sonrası, C bloka gönderiliyorum. Çoğu bilgi benden silinmiş, emniyette tam olarak kaç gün kaldım, Mamak ta kaç gün kaldım bilmiyorum. Hatırladığım tıklım tıklım dolu bir C koğuş, C koğuşunda 1,2,3 gibi ardılları olduğu aklımda kalmış. C’nin altında da tabutluklar olduğu, gittiğimde tabutluklarda cezalı arkadaşların olduğu… Sayımda yüksek sesle cevap vermeme tavrını devrimcilerin uyguladığı, her sayım sonrası sesi az çıkanların bir adım öne çıkarılıp dövüldüğü, tabutlukta ki arkadaşların bu direniş sonucu oraya gittiklerini hatırlıyorum. Emniyetten sağ kolum felç olmuş şekilde geldiğim için, arkadaşların sayım direnişinden muaf olduğumu söylemelerine rağmen, kısılmış ses ile istesem de sesim çıkmadığı için her sayımda numaram okunurdu. İki yanımda beni korumaya geçen arkadaşlarım benim numara okununca çıkar, benim yerime dayak yerlerdi. İçimi acıtan olaylardan biri de arkadaşların yerime dayak yemeleridir. Neyseki ilk savcılık sorgusunda tahliye oldum. Mamak C blokta kaç gün kaldım bilmiyorum. Çıkarken arkadaşların “sakın geri gelme” deyişlerine, çıkışta kafes’teki askerlerin “bir daha gelirsen burdan geçemezsin” tehditlerine rağmen iki yıl sonra Mamak’a, B bloğa geri gelecektim.
Geri döndüğümde dosyam ana davadan ayrılmış, tek başıma yargılanıp farklı cezaevine gönderilecektim. Mamak’a ikinci kez dönenlerden oldum. Kadınlar koğuşunun direniş hikayelerini “Kaktüsler Susuz da Yaşar”, “Kadınlar Mamak Cezaevini Anlatıyor” kitabından okumuştum. Mamak’ta kaldığım süreçte sürekli dayak gördüm, sürekli direniş gördüm. Çok kalmadım, bütün Mamak sürecine hakim değilim. Büyük açlık grevinin içine döndüm. Meral Bekar ile hiç karşılaşmadım. Gıyaben tanıyorum, ismini duydum, benim de yer aldığım iddianamede ismini görmüştüm. Aynı mekanlar, ortak tanıdıklar, kitaptaki detaylar o günlere tekrar götürdü beni.
Kızı Cihan’ın teşvik etmesi ayrı bir güzellik. Öğretmen olması ve gazete, televizyon, tiyatro sanatlarının içinde yer alması başarılı bir kitap yazmasını sağlamış.
Ailesini tanırken tarafsız gözlem yapmasını beğendim. Baba, köy enstitülü, ve hayatını koymuş, damarlarından devrimcilik akıyor. Ama kültürel olarak sosyalist insana dönüşmüş olarak göremiyoruz. Hala feodal davranışlar yaşıyor ve bunu siyasi faaliyetleri ile perdeliyor. Ev hayatında hiç yok, eşinin çalışmasını istemiyor. Bu davranış biçimin, bizim kuşakta çok görmekteyiz. Anne, bu şartlarda çok başarılı. Gelecek kuşaklara örnek bir anne. Kitabın kahramanlarından birisi de Tayfun. Her zaman eşinin yanında, her zaman çok başarılı. Yaşamı kurmayı, aile olmayı başaran iyi bir eş, iyi bir baba, iyi bir kardeş, iyi bir damat ve hep hayatın içinde kalmayı başarıyor. Bekar ailesine sağlıklı, güzel bir yaşam diliyorum. Birikir Damla Damla… Okuyanı çok olsun.