Necdet Gökçe
Güneş ağlarını çekiyordu denizden…
Ay , taranıyordu suda.
Birazdan deniz kızıyla öpüşeceklerdi ;
pervasız, orta yerde…
-/-
Yakamozlar tempo tutacak, siz de görüp sevinecektiniz; ah, ne güzeldir uzanamadığın bir aşkı orta yerde seyretmek !
-/-
Oysa ben, sessizlik istiyordum , tam da o an !
Heybemde her biri başka dilden bağıran taşlar biriktirirken…
-/-
Çünkü herkesi kendi dilinden sevmeye çalıştıydım, ( ne büyük gaflet ! )..
Beceremeden yaşlanıp yoruldum nihayetinde.
-/-
Bana kalsa,
“Kanaat önderi ” ilan edecektim kendimi… ” Bütün halklar kardeştir ” diyecektim güya !..
-/-
Önce mahallenin delileri taşladı beni, ucu sivriltilmiş sözlerle… Tam , ‘ gülüp – geçeyim ‘ derken ..
bir de ne göreyim ; mahallenin ileri gelen abileri hınçla yakama yapıştılar:
” Ermeni misin ulan ?!
Kürt müsün ?!
Sana ne , Çerkez ‘den Arap’tan, Laz ‘dan ?!
Azeri’den Türk mü olurmuş be, hadi ordan!! “
-/-
” Vatanını ,
Devletini
Milletini,
Bayrağını
sevendir
Solcu’nun Has’ı “
demeyi de unutmadılar…
Hast’irdim o mahalleden o hızla..!
-/-
Dünyanın bütün genç gömlekleri, dünyanın bütün renklerini kuşanarak… Bir ipte halay çeker gibi , aynı güneşin altında sevinçle kuruyorlardı …
-/-
69 yazıydı…
Bir filmde izlemiştim…
Çocuktum, acelem vardı büyümeye.. çok istemiştim…
-/-
Geciktim, biliyorum…
Eylül. 2022. Buca.