İzmirliler, sabahın çok erken saatlerinden itibaren Basmane semtinde bulunan Kocakapı mevkiindeki Anafartalar Karakolunun önünde toplanmaya başladı. Burası, tarihî İzmir yürüyüşünün başladığı Anafartalar Caddesinin başlangıcıydı. İlerleyen zamanda, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve il resmi erkânının katılımıyla Cumhuriyet Meydanına doğru, geleneksel kortej yürüyüşünün izi sürülmeye başlandı. Yürüyüş güzergahını sağlı sollu dolduran insanlar, ellerinde bayrakları, korteji alkışlıyor, yürüyüş kolunun önünden geçivermesini ve ardına takılmayı bekleyen bir sabırsızlık gösteriyorlardı. Hilafı vardır elbet; gene de her bir insanın gözlerindeki ışıltı, zafer, savaş, mücadele, kurşun, kurtuluş değil, “Paylaşabilmek, ortaklaşabilmek diye de bir şey var.” Diyordu.
Anafartalardan yola çıkan tören heyeti, her yaştan geleneksel giysili zeybekler, meslek odaları temsilcileri, sendika temsilcileri, öğrenciler, birlikte bayram sevinci yaşamaya susamış halk; cumhuriyet Meydanına ulaştı. Burada yapılan resmi törenler ve çelenk sunumundan sonra, önceden hazırlıklarını yapmış topluluklar danslarını yapmaya, kalabalığın coşkusunu daha da yükseltmeye koyuldu.
Cumhuriyet Meydanındaki şenlik çeşitli etkinliklerle devam ederken yürüyüşünü sürdüren resmi erkân Konak’taki Hükümet Binasına vardı ve burada da bir bayrak çekme töreni gerçekleştirdi. Daha sonra da İzmir Büyükşehir ve ilçe belediye başkanları; yardımcıları, meclis üyeleri, meslek odaları temsilcileri, parti il başkanları, yönetim kurulu üyeleri ve bilumum protokol üyelerinin katılımıyla İzmir’in Kurtuluşunun 100. yılı 9 Eylül Resepsiyonu yapılarak gündüz etkinlikleri sonlandırıldı.
Akşam saatlerinde İzmir’e gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eşi Selvi Kılıçdaroğlu ve CHP Genel Merkez heyeti, İzmir CHP İl ve İlçe Örgütleri mensupları, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve heyeti, İlçe Belediye Başkanları ve heyetleri tarafından havalimanında karşılandı.
Akşam etkinlikleri, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da katılımıyla Alsancak Limanından Gündoğdu Meydanına doğru yürüyen Fener Alayı ile başlarken İzmirliler, gece etkinliklerinin yapılacağı gündoğdu meydanını mahşeri bir kalabalıkla doldurmaya başlamışlardı bile.
Gün ışığı altında bile inanılması güç bir manzara oluşturan olağanüstü kalabalık, İzmir’in olağanıydı belki ama Ülke gündemini yine bir hayli meşgul edecek bir görüntü oluşturuyordu. Gün batımıyla birlikte kutlama alanını kaplayan şenlik ışıkları, meşaleler, Gündoğdu Meydanına denizden yanaşan balıkçı tekneleri, gemiler ve irili ufaklı kayıkların projektörleri meydandaki kalabalığın görkemini iyiden iyiye açığa çıkarıyordu.
İzmir Büyükşehir Belediyesinin ev sahipliğindeki tarihi gösteriye Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eşi Selvi Kılıçdaroğlu, CHP genel başkan yardımcıları, milletvekilleri, il ve ilçe belediye başkanları, siyasi partilerin başkanları ile temsilcileri, devlet erkanı, sivil toplum kuruluşları, odalar, derneklerin başkanları ile temsilcileri, bir çok sanatçı, bir çok gazeteci katılmıştı.
Tunç Soyer’in coşkulu konuşması.
İzmir’in Kurtuluşunun 100. yılı şenliklerinin açılış konuşmasını, heyecanını, coşkusunu hiçbir şekilde gizleyemeyen, samimiyeti her halinden belli ve neredeyse kabından taşacak gibi görünen İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer yaptı.
Tunç Soyer’in sözlerinden:
“İzmir’in kurtuluşunun yüzüncü yılında, tarihin akışının değiştiği bu meydanda birlikte olmanın büyük coşku ve heyecanını yaşıyorum. Cumhuriyet Halk Partimizin değerli Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu İzmir’e hoş geldiniz. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken bizleri onurlandırdınız. Rehberliğiniz, liderliğiniz için minnettarız. Bu tarihi gecenin yaşanmasında emeği geçen tüm ekip arkadaşlarım… Belediyemizin değerli çalışanları… Hepinize sonsuz teşekkür ediyorum. Ve Tarkan… Megastarımız. Dostumuz. Ülkemizin her karış toprağının, her ağacının ve tüm mazlumlarının üzerine titreyen değerli yol arkadaşımız. Bu tarihi akşamda gösterdiğin vefayı İzmir asla unutmayacak” …
Enerjik görünümü ve heyecanlı seslenişiyle kalabalığı doğrudan etkileyen Tunç Soyer, Ülkenin işgalini hazırlayan koşullardan kısaca söz ettikten sonra İzmir işgalini anlatmaya koyuldu:
“Ve bir sabah, emperyalist ülkelerin askerleri kirli çizmeleri, kirli emelleriyle Körfez’in sularını ve güzelim şehrimizi işgal etti. Ve yine o sabah, tam da bu bulunduğumuz yerden, Kordon boyundan göğü yırtan bir ses yükseldi. O ses, sadece bir kurşunun sesi değil, İzmir’den tüm Anadolu’ya yayılacak bir direnişin müjdecisiydi. ‘Sen başlat! Bitiren bulunur!’ Hasan Tahsin’in ilk kurşunuyla yazdığı son yazısı, yeri, göğü kapladı. Anadolu, geleceğin Türkiye’sini inşa etme çağrısını çoktan duymuştu. Babalar işini bıraktı. Analar ocağıyla, köylü toprağıyla vedalaştı. Fırıncılar fırınını, terziler makasını, bakkallar dükkânını hiç gözünü kırpmadan bıraktı ve yola çıktı. Anadolu! Direnmek için hem yardan hem serden vazgeçti. Böylece yeryüzünün gördüğü en büyük yürüyüş başladı. Mermi mermi, süngü süngü, kağnı kağnı, katar katar. Anadolu’nun kurtuluş yürüyüşünü artık hiçbir güç durduramazdı. Atamız’ın ‘ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir’ sözü, tam yüz yıl önce bugün, aziz şehrimiz İzmir’de muazzam bir zaferle sonuçlandı.”
9 Eylül’ün İzmir’le birlikte Türkiye’nin de kurtuluşu olduğunu belirten Soyer, şöyle devam etti:
Atatürk savaşın son gününü zaferle, zaferin ilk gününü ise barışla taçlandırmış!
“9 Eylül, dünya halklarının iliğini kemiğini sömüren emperyalizme vurulmuş tarihin en büyük tokadıdır. Ve Büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk savaşın son gününü zaferle, zaferin ilk gününü ise barışla taçlandırmış. İşte bu gök kubbe altında, 100 yıl sonra buluştuğumuz bu güzel akşamda, bir yandan coşkumuzu büyütmek, bir yandan hafızamızı tazelemek istedik. Çünkü hafızamız tazelendikçe bu vatana olan bağlılık ve sorumluluğumuz artıyor. Bu sorumluluğun bilinciyle; Şimdi sıra bizde! Yüzyıl önce 26 Ağustos sabaha karşı 05:30’da top atışıyla başlayan büyük taarruz nasıl büyük bir zaferle ve ardından 100 yıldır süren kesintisiz bir barışla taçlandıysa, şimdi de o cumhuriyeti yine barışla demokrasiyle taçlandırmak bize düşüyor.”
Konuşmasının son bölümünde coşkusunu frenlemekte güçlük çeken Tunç Soyer, sözlerini şöyle bitirdi:
“Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi Cumhuriyet barışın tatlı güneşidir. Bu cumhuriyeti demokrasinin tatlı güneşiyle aydınlatacak olan bizleriz, sizlersiniz. Bağımsızlık ateşini yüz yıl önce yaktığımız gibi, bugün de ülkemizi içinde bulunduğu durumdan kurtarmaya muktediriz. Çünkü İzmir, bu vatanın öncüsüdür. Tüm farklılıkların bir arada yaşadığı, özgürlüğün, kardeşliğin ve barışın şehridir” dedi ve alkışlar eşliğinde sözlerini “Yaşasın demokrasi, yaşasın cumhuriyet. İlelebet yaşasın Türkiye Cumhuriyeti!”
Tunç Soyer’den sonra sahne sırasını önce Dj Ersin, daha sonra da “180 dansçının katılımıyla artırılmış gerçeklik destekli işgal ve kurtuluşun canlandırıldığı interaktif teatral gösteri” diye adlandırılan İzmir’in kurtuluşunun canlandırması aldı.
Geceyi Gündoğdu’daki mahşeri kalabalığın her bir şarkısına başından sonuna eşlik ettiği Tarkan’ın coşkulu konseri sona erdirdi.