Salim Çetin’in 6 Ekim 2023 tarihli Yenigün Gazetesi’ndeki köşe yazısıdır.
SİYASET VE AKTİF YURTTAŞLIK
Yunanistan’da radikal sol koalisyon Syriza partisinin geçen haftaki genel kurulunda başkanlığa Stefanos Kaselakis seçildi. Kaselakis; 35 yaşında, ABD’de okumuş, kendi finans şirketiyle başarıyı yakalamış biri.
Politik deneyimi de bir önceki seçimde milletvekili adayı olmaktan ibaret.
Epeydir ülkemizde partiler, krizler, yenilgiler tartışılıyor.
Siyaset âdeta partilerin etrafında ve hatta bu parti esnafı arasında yaşanan bir maça dönmüş durumda.
Biri topu ona atıyor, o beceremiyor ötekine; vatandaş olarak bizler ise demokrasinin bu kadar ayaklar altına alındığı, ekoniminin yerlerde süründüğü periyotta çözüm bekliyor, olmayınca da dizlerimizi dövüyoruz.
***
Geçen gün Bekir Ağardır bir yazısında parti siyasetinin artık yeni bir değişimin eşiğindeki dünyayı taşıyamadığından söz ediyordu.
Çünkü partiler eliyle yürütülen siyaset dünyayı yoksulluktan, çevre felaketlerinden, adaletsizlikten, savaşlardan ve krizlerden kurtaramıyor artık.
Ülkemizde de buna benzer bir yapılanma yok mu?
Partiler; Cumhuriyet’in, devlet tarifi etrafında pozisyon almış! Kalkınmayı hedefleyen daha çok sağ partiler; demokraisyi ve modernleşmeyi öne çıkaranlar ise sol partiler olmuş.
Ancak günümüzde bu paradigmalar yetersiz, partiler de bu yükü kaldıramıyor; bu yüzden kalkınma ve demokrasiyi aynı potada görmedikleri için toplumda belli bir oranın üstünde kabul görmüyorlar.
Bu yüzden ayrışmalar, düşmanlıklar revaçta gibi.
Bu yüzden toplumun gerçek sorunları; laiklik, İslami yapı, Kürt sorunu, çevre sorunları, kalkınma devre dışı kalıyor, çözümler hep erteleniyor ve dolayısıyla toplumda bir kör dövüşü sürüp gidiyor.
***
Kısaca Syriza örneği de gösteriyor ki siyaseti yeniden tanımlamak gerekiyor. İlhan Tekeli hocanın deyişiyle siyaseti partilerin ve parti esnafının tekelinden çıkarmak gerekiyor. Temsili demokrasinin kriz yaşadığı bu evrede siyasete yeni alanlar, olanaklar açmak gerekiyor.
Başka bir deyişle siyaseti; yerelin dinamiği içinde profesyonel bir meslek değil, herkesin yapabileceği aktif yurttaşlık mertebesine yükseltmek gerekiyor.
**
BASMANE’Yİ KURTARMAK!
Eylülün son haftasında aktif vatandaş katılımını temsil eden bir etkinlikte bulundum.
Konak Kent Konseyi’nin “Basmane Çalışma Grubu”nun toplantısıydı bu.
Otuz-kırk kişilik bir grup bu çalışmanın içindeydi.
Pek çok STK çalışmasında yer alan Yasemin Sağlam, mülteci çalışmalarının içinde yıllardır canla başla çalışan Mete Hüsünbeyi, müteahhitliğinin yanında gönüllü çalışmalardan geri durmayan Ertan Parlar, Yenigün gazetesinden köşe yazarı Helil İnay Kınay bu gruptan tanıdıklarımdı.
Basmane Semt Çalışma Grubu olarak bir semtin dönüşümüne dair olacakları tartışmak için toplanmışlardı.
Ben misafirdim orada.
***
Bir semti bütün sorunlarıyla ele almak, dönüşümü konusunda adım atmak ciddi bir iş.
Mimarisi, sosyolojisi, idari işleri ve daha pek çok ögesiyle yaşayan bir organizma her semt.
Hele Basmane, her semtten biraz daha karmaşık bir yapıya sahip.
Dolayısıyla iyi niyetli bir gönüllü grubunun yapacağı işin biraz berisinde bu çalışma ama olsun, gene de bu çalışmaların değersiz olduğu söylenemez!
***
Basmane’yi dönüştürecek enerjinin gönüllü çalışmaların ötesinde bir şey olduğunu hepimiz biliyoruz.
Bu çalışmanın içinde merkezi hükümet, Büyükşehir, Konak Belediyeleri ve daha onlarca kurum olmalı.
Üstüne de sivil toplum kuruluşu kimliğini taşıyan kent konseyi…
***
Basmane bilindiği gibi şehircilik literatürüne girmiş bir deyimle ‘çöküntü’ alanı haline gelmiş bir semt.
Buranın şanssızlığı ülkemizin sosyolojik yapısında derin izler açan göç sorununa çok fazla muhatap olmasında.
Önce 1940-50’lerde kendi içinde göç; buranın sakinleri Alsancak, Hatay gibi semtlere taşınmış.
1950’lerde başlayan kırdan kente göç, 1980’lerde ise Kürt sorunu nedeniyle Güneydoğu’dan gelen göçler burada etkili.
Galiba bu da yetmemiş olmalı ki bu kez 2011 yılından itibaren Suriyeliler ve Somalililer bu semti yurt edinmiş.
***
Bu kadar ağır travmalara hangi semt dayanabilir ki?
Nitekim burası da dayanamamış; şimdi yorgun, mimari yapı bozuk, hafızasını oluşturan bütün hatıralar tahrip olmuş bir semt olarak yaşamaya devam ediyor.
Üstünde çalışılan semt böyle bir yer ve bu yeri bir çalışma grubu değiştirecek, ıslah edeceğiz diyor.
Olsun her çalışma bir başlangıçtır en azından!
***
Esasında burası için bir şans var, Büyükşehir’in bu bölgede antik tiyatroyu ortaya çıkarma çalışması o da. Bu devreye girerse İstanbul Balat’ta olduğu gibi bu semtin çehresi değişebilir.
Ancak bir de göçlerle kangrene dönüşmüş mülteciler sorunu var burada.
Halkların Köprüsü Derneği, Konak Mülteci Meclisi gibi gönüllü kuruluşlar gelenlerin entegrasyonuyla uğraşıyor. Onlara yardım ediyor, Türkçe öğretiyor.
Ancak bu çalışmalar devede kulak bile değil.
Üstelik toplumda, Suriye’den ve diğer ülkelerden gelmiş insanlara karşı ortak bir mutabakat oluşmuş değil.
KAYNAK: https://www.gazeteyenigun.com.tr/aktif-yurttas-siyaseti-ve-basmaneyi-kurtarmak?