Salim Çetin’in 1 Eylül 2023 tarihli Yenigün Gazetesi’ndeki köşe yazısıdır.
Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) 5-6 Ağustos’ta iki gün süren bir ‘Yerel Yönetimler Okulu’ çalışması yaptı.
Bu okulda; CHP’nin yerel yönetimlerden sorumlu başkan yardımcısı Ahmet Akın, eski belediye başkanı ve politikanın duayen ismi Murat Karayalçın, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Akademisyen Korel Göymen, Tarık Şengül, Gülgün Tosun gibi alanında uzman pek çok isim vardı.
Belediyelerde, kentsel dönüşüm, inovasyon,1 sosyal politika, kurumsal yapı, depreme karşı yapılacaklar, demokratik yerel yönetim anlayışı gibi pek çok konu tartışmaya açıldı, irdelendi.
***
Yerel yönetimler denilince 1974-80 arası Sosyal Demokratların İstanbul, Ankara, İzmit ve İzmir’de uygulamaya koydukları Toplumcu Belediyecilik anlayışı unutulamaz elbette.
Bu başlığın altında da şu kavramlar vardı; demokratik, üretici, tüketimi düzenleyici, kaynak yaratıcı, işbirliği ve dayanışmayı amaçalayan anlayışlar ve bunlara ilişkin uygulamalar…
Ekmek fabrikaları, toplu ulaşım çalışmaları, tanzim satışlar, ucuz konut üretimi o anlayışın sonucuydu.
O dönemin efsane başkanları da Ahmet İsvan, Vedat Dalokay, İhsan Alyanak, Erol Köse, Ali Dinçer’di. Fatsa’da ise daha sol bir anlayışı temsil eden Terzi Fikri vardı.
Sonra 1980 darbesi araya girdi. Bu isimler görevlerinden alındı, Fatsa’da Terzi Fikri hapse atıldı ve işkenceden ölmesi sağlandı.
Sonra da Türkiye yeni bir yol haritası benimsedi.
Liberal piyasa kurallarının koşulsuz geçerliliği bu yol haritasının ana belirleyeni oldu.
İhsan Alyanak
Vedat Dalokay
***
İşte bu yıllarda Turgut Özal (1984) yerel yönetimleri düzenleyen yasalarda kısmen iyileştirmeler yaptı. Belediyelerin gelirleri artırıldı, büyükşehir belediyesi uygulaması başlatılarak, yetkilerde görünür bir gelişme sağlandı.
Böylece ANAP dönemi belediyeciliği başladı.
Bedrettin Dalan’la başlayan bu anlayış (ANAP dönemi belediyeciliği), 1989’da Dalan’ın İstanbul’u kaybetmesiyle etkisini yitirdi.
Hemen sonrasında 1989-1994 dönemindeyse Sosyal Demokratlar pek çok kentte yerel yönetimlerde rol sahibi oldu.
Fakat çoğu isim dönemin Liberal anlayışı içinde özgün uygulamaları gösteremedi.
Bir tek Murat Karayalçın, 1989-94 Ankara’sındaki projeleriyle tanındı.
Neydi bunlar?
Portakal Çiçeği, Dikmen Vadisi, Batı Kent projeleri…
Murat Karayalçın
***
Bu çalışmaların ana teması halkın söz sahibi kılınması, başka bir deyişle halkın yönetim süreçlerine katılımının sağlanmasıydı.
Karayalçın bunu, ‘Proje Demokrasisi’ diye adlandırıyordu.
Uygulama şöyleydi, projenin uygulandığı yerde yaşayanlardan beş, belediyeden beş, bir de başkan olmak üzere toplam on bir kişi ‘Proje Kurulu’na seçiliyor ve bütün işler bu kuruldan geçiyordu.
Aslında bunun harika bir katılım modeli olduğu belli.
Peki, şimdi bu yöntem uygulanabilir mi?
Bence uygulanabilir.
Başkanlara bunu duyurmuş olalım!
***
İki gün süren toplantıda elbette bunu dışında da pek çok konu başlığı tartışıldı, bunlara Sosyal Demokrat Belediyecilik açısından çözümler sunuldu.
Martta yapılacak seçimden sonra yeni başkanlar bunları uygulamaya koyacaktır kuşkusuz.
Ancak bir gerçeği de belirtelim, yıllardır CHP’li belediyeler yerel yönetimlerde etkin durumda.
Bütün bu süreler içinde 1974 ruhunu yakalayan Toplumcu Belediyecilik anlayışı çerçevesinde çalışmalar pek görülmüyor.
Elbette bunda uzun yıllardır yerel yönetimlerde liberal piyasacı anlayışın yoğunluk kazanması, sol’un görece etkisini yitirmesinin payı olabilir.
CHP belediyeciliği bunu aşmak zorundadır.
Zira CHP belediyeciliği, geçmişi nedeniyle zengin bir yerel yönetim deneyimine sahip.
Sayısız çalışma envanterinde mevcut.
***
CHP belediyeciliğinde eksikliklerden biri de yapılan çalışmaların sistematize edilip bir ‘model’ olarak sunulmamış olmasıdır.
Sözgelimi Eskişehir ve İzmir’deki uygulamalar esasında bir ‘yerel yönetim hikâyesidir’. Ve bunlar bir ‘model’ dir.
Bunun üzerinde durmak yerine iktidar-muhalefet engellemelerini içeren gündelik politik atışmalar bize izlettiriliyor.
İzmir’de İlhan Tekeli öndeliğinde bir grup akademisyenin yaptığını parti yönetiminin göremediğini hemen söyleyelim.
Oysa kolaylıkla toplumsal hafızaya kazınacak Sosyal Demokrat Belediyecilik modeline buradan yol açılabilir.
Burada CHP’nin yerel yönetim politikasını bilen ve bu nüansları kavramış biri önemli.
***
Gene de şunu söyleyelim; yerel yönetimlerde demokrasiyi içselleştirmiş, yoksulların taleplerini karşılayan, konut ihtiyacını gideren, çoğulcu, modern yaşamı önceleyen; kent rantını adil dağıtan, doğayla barışık Sosyal Demokratların işi aslında daha kolay.
***
AKP belediyeciliğine bakıldığında ise belli bir ideolojik adanmışlık içinde yerel hizmetlerin yapıldığı görülüyor.
Bunda da başarı sağlanmadığı söylenemez.
Özellikle Anadolu’daki sanayisi gelişen Kayseri, Konya, Antep gibi kentlerde belediye başkanlarının o şehirlerdeki özellikle sanayi, ticaret ve küçük kobileri işin içine katarak bir sinerji yarattıkları ve yerel kalkınmada başarı sağladıkları bir gerçek.
Bunda Ahilik geleneğinden kaynaklı, dayanışmacı ve bir araya gelerek büyük işletmeleri kurma refleksinin de payı olsa gerek.
AKP ya da İslami belediyecilkik anlayışında katılımı aramanın gereği yok ancak onlar ‘istişare’ denen danışma kavramını da kullanmıyorlar değil.
Üstelik bunu da alt ve orta sınıflardan ziyade zengin kesimlerle yapıyorlar.
CHP işte burada katılımı geniş tutup hem zengini, sanayiciyi, esnafı hem de alt kesimleri bu işe dâhil edebilir. Nedense CHP’liler bunda başarılı değiller.
Başka bir gerçek de AKP’nin nerdeyse her il ve ilçe için merkezden proje geliştirdiği, o yörenin belediyesine destek verdiği gerçeğidir.
Bu, yerelliği baltalıyor ama bir iyi yanı hizmetlerin çoğalmasını sağlamış olmasıdır.
CHP’nin de yerel yönetimlerde merkezi bir anlayışa destek vermesi, uygulamaları takip etmesi gerekir.
Bunun için de partinin yerel yönetimlerinden sorumlu yetkilisine iş düşüyor.
Ahmet Akın bakalım bu konuda daha üstten bakıp yerel yönetimlere yeni bir yön çizebilecek mi yoksa sadece kırtasiye işlerini yapan, kendi adamını bazı mevkilere getirmenin derdinde olan bir tavır mı çizecek?
Onu da yakın zamanda göreceğiz.
………………….
1 inovasyon: yeni yaratıcı fikirlerin ya da buluşların ticaret, endüstri ve hizmet gibi ekonomik alanlara uygun hale getirilip uygulanması.
KAYNAK: https://www.gazeteyenigun.com.tr/en-yakinimizdaki-yonetim-belediyeler?