1 Aralık
KOLTUK KORKUSU
İbibik dün TBMM koridorlarındaydı.
Bir belediye çalışanı, üstelik memur, yerel seçimler öncesi Ankara’da mecliste kulis yapıyor.
Hemşerisi milletvekilini devreye sokuyor, can dostu bir başkan adayını CHP yerel yönetimlerden sorumlu başkan yardımcısı ile görüştürüyor.
“Kamuoyu yoklamasını, anketi falan bırakın, bizi aday gösterin” diyor herhalde.
Olacak iş değil.
Bir devlet memuru resmen taraf tutuyor.
Bu hem yasal hem etik olarak doğru değil.
Suç!
Üstelik bu olay belediye koridorlarında kulaktan kulağa yayılıyor.
Bu memurun yöneticileri ya sağır, ya da kulis yaptığından haberdarlar.
Pes arkadaş.
Desenize, koltuğu kaybetme korkusu dağları sardı.
Merak ettiğim, ne cevap aldılar acaba?
Bu arada belediyede torpil tüm hızıyla devam ediyor.
Yine bir meclis üyesinin kızı yeni işe alınmış.
Vatana, millete hayırlı olsun.
Hadi tehdit edin.
Katmerli olsun.
30 Kasım
Sayın Erdoğan.
Sayın Bahçeli.
Süper Kupa’nın kendi vatanında, Türkiye’de oynanmasını sağlamak sizlerin elinde.
GERÇEKLERLE YÜZLEŞMEK
Datça Belediye Başkanı Gürsel Uçar, son meclis toplantısında, “belediye çalışanlarının maaşlarını ve sigortalarını ödemekte zorlanıyoruz” dedi.
Doğrudur.
İlçe belediyelerinin gelirleri kısıtlı.
İyi de arkadaş, bu gerçek varken belediye kadrosunu neden dost, akraba torpilleriyle dolduruyorsunuz.
Meclis üyelerin büyük çoğunluğunun bir yakını orada.
Kimi damadını, kimi gelinini, kimi eşini, kimi de bir akrabasını işe yerleştirmiş.
Bir aileden 2 kişi bile var.
Bu olacak iş mi?
Tamam Datça küçük bir yer.
Çok kişi, çok kişinin akrabası.
İşe alınan çok personelde akraba bağlantısı kaçınılmaz.
İyi de bu alımlar neden liyakatla yapılmaz?
Bu alınan personel arasında elbette çalışkan, aldığı maaşı hak edenler var.
Sözümüz onlara değil.
Ama hiçbir iş yapmadan, oturduğu yerden maaş alanlar olduğunu da biliyoruz.
Mesela bir “gelinler odası” var.
O odada oturanlar ne iş yapıyor, bilen yok.
Yakında “damatlar odası” da açılırsa şaşırmam.
Datça Belediyesi yeni dönemde bu adam kayırmacılığa, torpile mutlaka son vermeli.
İktidara “hak,hukuk, adalet” diye bağırırken, dönüp bir aynaya bakmak gerek.
Bakınca bu işlerde iktidardan çok da farkınız olmadığını görürsünüz!
Biz gerçekleri yazıyoruz diye tehdit ediliyoruz.
Önemli değil, alışkınız.
Önemli olan siz bu gerçeklerle yüzleşin.
Halkçı belediyecilik sloganla olmuyor.
Gazeteci haber yapar.
Haberin konusu olmaz.
Bu kez haberin konusu olduk.
Bir kez daha belirtelim.
Hakikat yolunda baskı, tehdit, küfür vız gelir, tırıs gider.…
Manchester United gibi bir dev karşısında önce 2-0, sonra 3-1 yenik duruma düşüyorsun ama pes etmeyip beraberliği sağlıyorsun.
O bir puan Şampiyonlar Ligi’nde gruptan çıkmanın anahtarıdır.
TEHDİT EDİLDİM
Seçimlerle ilgili yazdıklarımdan sonra tehditler gelmeye başladı.
Akşam saatlerinde tanımadığım bir numaradan arandım.
Önce kendisini tanıttı, sonra küfür, kafir ve tehdit.
“Sen benim kim olduğumu biliyor musun?”
“Ayağını yerden keserim.”
“Satılık gazetecisin.”
“Şerefsiz, kime hizmet ediyorsun.”
“Sen daha önce de benim Kargı’da 3 bungalovumu yıktırdın.”
“Senin evin kaçak.”
Daha neler neler?
Telefon ve ismi kaydedildi, küfürleri kendisine aynen iade edildi.
Tehditlerinin hesabını ise hukuk önünde verecek.
Bizim mesleğin kaderidir.
Doğruları yazınca, hemen suçlanırsın.
Hemen tehdit edilirsin.
Alışkınız.
Vız gelir, tırıs gider.
Güldüğüm konu ne biliyor musunuz?
“Senin evin de kaçak” sözü.
Sanıyorum kaçağa, usülsüzlüğe, hak yemeye, adaletsizliğe, torpile o kadar alışmışlar ki, herkesi kendileri gibi sanıyorlar.
Korkacağımı umuyorlar ama yanılıyorlar.
Ateş olsalar, cürümleri kadar yer yakarlar.
Nokta.
AİLE DAYANIŞMASI
Hizmette sınır yok.
Bir damadımız büyükşehirde.
Diğer damadımız Datça Belediyesi’nde.
Eee, kızımızın nesi eksik?
Onu da Datça Belediyesi’ne soktuk.
Aileyi tamamlamak gerek değil mi?
Anne de belediye meclisine aday oldu mu, kare tamamdır.
Nasıl olsa arkamızda bir dernek var.
Can’lar sağolsun!
Aile dayanışması budur işte.
(Listeler açıklandıktan sonra kim kimdir yazılacak. İbibik takibe devam ediyor)
29 Kasım
CHP genel merkezinin “yeter artık, otur evinde” dediği biliniyor.
Keşke bu kararı tüm ekibiyle birlikte alsaydı.
Çünkü geçen dönemdeki başarısızlıkta hepsi oradaydı. Datçalı büyükşehir meclis üyeleri dahil, hepsi sorumlu.
28 Kasım
“Bizi kurtar Reis” demekle olmaz.
Niye konuşmuyorsunuz?
Niye susuyorsunuz?
Bu ülkede gemisini yürüten kaptandır.
27 Kasım
Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan oldular! ‘Dolandırılan’ sayın futbolcular: Fahiş faiz helal mı oluyor?
(Yazısı bio’da)