Datça’dan Selam Var…
15 Aralık
AN GELİR PALDIR KÜLDÜR YIKILIR BULUTLAR.
1859 yılının Eylül ayıydı.
Birden tüm dünya kaynayan devasa bir gaz bulutu tarafından yutuldu.
Kutuplardan tropik bölgelere kadar gezegende kan kırmızısı bir kutup ışığı patladı.
Dünyanın her yerinde telgraf sistemleri çöktü, makineler alev aldı ve elektrik şokları operatörleri bilinçsiz hale getirdi.
Pusulalar ve diğer hassas aletler sanki devasa bir manyetik yumrukla vurulmuş gibi sarsılıyordu.
Kimse ne olduğunu anlayamamıştı.
Bir kişi hariç.
O, İngiliz amatör gökbilimci Richard Carrington’du.
1 Eylül günü pirinç teleskobuyla gökyüzünü izlerken, güneşin üzerinde aniden parlak bir ışığın belirdiğini gördü.
Önce teleskopunda bir arıza olduğunu düşündü.
Kontrol etti, tekrar baktı.
Korkunçtu.
Alev alev kor kırmızı bir bulut dünyaya doğru geliyordu.
Carrington güneşte devasa bir patlamayı izleyen ilk insan olmuştu.
Bu gözlem dünya tarihinde kayıtlara geçen en şiddetli jeomanyetik fırtınaydı.
Gezegene 10 milyar atom bombası enerjisine karşılık gelen elektrikli gaz ve atom altı parçacıkları püskürmüş, telgraf iletişiminin aksamasına ve elektrikli sistemlerin alev almasına neden olmuştu.
Normalde kutuplardaki auroralar, Küba ve Hawaii gibi güney bölgelerden bile görülmüştü
Oluşan ışık o kadar şiddetliydi ki, karanlıkta gazete okumak bile mümkün oluyordu.
NASA ve bilim insanlarına göre dünyamız birkaç ay içinde devasa bir güneş patlamasıyla karşı karşıya kalabilir.
Yabancı medyada hergün bu konuyla ilgili bir haber çıkmakta.
Felaket senaryoları sayfa sayfa yazılmakta.
Elektriksiz, internetsiz, televizyonsuz, telefonsuz bir hafta geçirebileceğinizi düşünebilir misiniz?
Yazar Nazan Bekiroğlu’nun sözüydü sanıyorum.
“Doğa son sözü söylemeye karar verdiğinde, teknoloji sükut eder.”
Bu öyle bir sessizliktir ki, Atila İlhan’ın mısraları gelir akla.
“An gelir
Paldır küldür yıkılır bulutlar
Gökyüzünde anlaşılmaz bir heybet.”
Gecenin de bir sahibi var.
14 Aralık
DATÇA’DA KAÇAK İÇKİDEN BASILAN BELEDİYE BAŞKANI ADAY ADAYI VAR MI?
Yerel seçimler yaklaşıkta fısıltı gazetesinde yeni iddialar ortaya atılıyor.
Son günlerde kulaktan kulağa yayılan şu:
“Datça’da belediye başkanı aday adaylarından biri evinde çok miktarda kaçak içki ile yakalanmış.”
Hoppala.
Kaçak bina, kaçak havuz yapanı biliyorduk ama kaçak içki imalatçısını ilk defa duyduk.
İlginç.
İbibikler araştırdı.
Olay aslında yeni değil, iki yıl önce yaşanmış.
O gün gazetelere düşen haber şöyle:
“Muğla İl Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından yapılan istihbari çalışmalar sonucu, Datça ilçesi Emecik Mahallesinde ikamet eden M.Ö. ve M.S. isimli şahısların ikametlerinde satışa sunulmak üzere kaçak içki üretimi yaptıkları bilgisi alındı.
Konu ile ilgili olarak Datça İlçe Jandarma Komutanlığı tarafından adli mercilerden alınan arama kararına istinaden yapılan aramada; 32 adet şişe içerisinde 2 bin 940 mg. tatlandırıcı aroma, 73 adet 5 litre etil alkol bidonu, değişik miktar ve markalarda alkol, hassas terazi, alkol metre ölçer, 42 adet 200’lük boş sigara makoronu ve sigara basma aparatı ele geçirildi.
Şüpheli M.Ö. ve M.S. isimli şahıslar Cumhuriyet Savcısının talimatı ile tamamlanan adli işlemlerin ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.”
Haberde şüpheli “M.S” diye sözü edilen kişi evet belediye başkan aday adaylarından biri.
Kendisine ulaştık ve sorduk.
“Bu haberler doğru mu?”
İşte cevabı.
“Emecik Köyünde hakkında mülteci kaçırmak, adam darp etmek, ev basmak gibi 6 ayrı dosyadan hüküm yemiş bir meczup kişi tarafından evde şarap imal ediyor diye asılsız ve mesnetsiz olarak ihbar edildim.
Jandarma yasal limit olan 350 litreyi 30-40 litre aştığımız için işlem yaptı. Savcılık hakkımda takipsizlik kararı verdi ve barkodlu, etiketli ürünlerim bana iade edildi. Yani suçsuz bulundum. Bunlar asılsız haberler. Merak etmeyin. Ben o karakterde bir insan değilim.”
Açıklama için teşekkürler.
Ancak belediye başkanı aday adayı Sayın M.S’nin çıkıp kamuoyuna bunu anlatması gerekmez mi?
Çünkü eskiler “şüyu-u, vuku-undan beterdir” derlerdi.
“Kötü bir olayın aslında gerçekleşmediği halde söylentisinin çıkması, o olayın gerçekleşmiş olmasından daha kötüdür” anlamına geliyor.
Belediye başkanı aday adayı Sayın M.S seçmenlerine olayı tüm detaylarıyla anlatmalı.
Anlatmalı ki, fısıltı gazetesine izin vermemeli.
13 Aralık
BRAVO TSYD
Üyelerimizin dikkatine.
Bundan bÖyle TV’lerde, radyolarda, sosyal medyada, internet sitelerinde, youtube kanallarında kulüplerin avukatlığına soyunmuş gibi konuşan, bir bakıma amigoluk yapan spor medyası üyeleri tespit edilecek ve spor müsabakalarına belli süre akredite edilmeyecektir. Bilginize.
Türkiye Spor Yazarları Derneği
DATÇA BELEDİYE BAŞKANI ADAY ADAYI MEHMET SARIKAYA’YA CEVABIMDIR
Mehmet bey yazınızı yeni okudum ve güldüm.
Aslında cevap vermeme bile gerek yok ama aradığınızda sözünü ettiğiniz ortak arkadaşımızın hatırına yazıyorum.
1-Ben sosyal medyada gazetecilik yapmıyorum. 40 yıllık profesyonel gazeteciyim. Bugün de Yeniçağ Gazetesi’nde kadrolu çalışıyorum. Ayrıca birçok medya organında yazı ve haberlerim çıkıyor.
2-Anketi kendi sayfamda, kendi arkadaşlarım arasında yapmadım, Datça’da en çok üyesi olan “Datça Yerel Gündem” sayfasında düzenledim. Editörü olmadığım o platformdaki çok kişi arkadaşım değil. O ankette en çok eleştirdiğim kişi Mesut Yar en çok oyu alan 2. aday adayı oldu. Yani sizin ileri sürdüğünüz gibi istediğim adayı ön sıralara koyma gibi bir şansım yoktu.
Çünkü ankete oy verenlerin çoğunu tanımıyorum. Ayrıca böyle bir ahlaksızlığı yapacak bir karakter bende yok. Herkese açık bir paylaşımda manipüleden söz etmek sadece akıl tutulmasıdır.
Sosyal medyadaki mini bir anketi “Datça’nın nabzı” gibi görmek akıl tutulmasından da ötedir.
Bana karşı böyle bir ithamda bulunana “orada dur” derim.
Hani derler ya; kişi kendinden bilir işi.
Nedense birden bu söz geldi aklıma!
3-Tanıdığım aday adaylarının ne tür usulsüzlükler yaptığını, nasıl eleştirdiğimi eski yazılarımda okuyabilirsiniz. Datça’da yaşayanların hemen hemen tümünün yanlışlarını yazdım. Kim kaçak bina, kaçak havuz yapmış, kim milletin arsasına çökmüş, kim ruhsat almadan arsasına beton dökmüş, hepsi. Bir tek, evinde satmak için yaptığı kaçak içkilerle yakalananı ismiyle yazamadım, çünkü jandarma ve mahkeme tutanağını bekliyorum.
Gelince onu da okursunuz.
Ayrıca CHP’li değilim, hiçbir parti ile organik bağım yok. Bir partilinin yaptığı gazeteciliği de ciddiye almam.
4-Tanımadığınız insanlar hakkında yorum yapmak bu kadar kolay olmamalı.
Benimle adaylık başvurunuzu yaparken temas kurmuştunuz.
Bu mektubu yazmadan önce de temas kurup savlarınıza gerekli yanıtı alabilirdiniz.
Hadi beni arayamadınız, sizin yerinizde olsam Denizli’deki ortak arkadaşımızı arar, “Sedat Kaya kimdir?” diye sorardım.
Bence yine de geç kalmadınız.
Bir sorun.
O zaman beni iyi tanırsınız.
Tekrar edeyim.
Tanımadığınız insanlar hakkında hüküm vermek o kadar kolay değil.
Saygılarımla.
MEHMET SARIKAYA’NIN BANA YAZDIĞI
AÇIK MEKTUP
Sedat bey, gazeteci halkın gerçek nabzını iyi ölçen, objektif ve tarafsız haber yapan, taraf tutmayan, yandaş olmayan, toplumun bütün katmanlarını iyi irdeleyen, tabanın fikir ve görüşlerini alan-dinleyen, onlarla konuşan, fikirlerini değerlendiren ve bunları kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşan kişidir.
Ben de Gazi Üniversitesi, İletişim Fakültesi mezunu (1978) bir gazeteciyim. Radyo-TV Programcısıyım.
Sizi uzunca bir süredir takip ediyorum. Siz gazeteciliği sosyal medya gazeteciliği yaparak sürdürüyorsunuz. Buna meslek etiğimiz gereği saygı duyarım.
Ama, bu işinizi yaparken halkı, insanları özellikle Datça’lıları ve Datça’da yaşayan değerli ve saygın insanları yanlış yönlendiriyor, siyasetçiler gibi algı yönetimi yapıyorsunuz. Şöyle ki;
1) Datça’da sosyal medyada Datça Belediye Başkanlığı aday adayları için yaptığınız ve sayfanızda yayınladığınız anket; sosyal medyayı bilen, kullanan ve sizi takip eden 551 kişinin görüşüdür. Oysa, Datça’da resmi nüfus kayıtlarına göre 24.900 kişi yaşamaktadır. Yani, demem o ki siz toplam nüfusun %2,21’nin tercihini sayfanızda deklere ediyor, iki adayı öne çıkarıyorsunuz. Kaldı ki ankete katılan 551 kişinin büyük çoğunluğu Datça’da yaşayan fakat nüfus kayıtları Datça’da olmadığı için oy kullanmayan kişilerdir.
2) Merak ediyorum, siz bu anketi yayınlamadan önce acaba Datça Halk pazarına giderek pazar esnafının, Knidos ya da Çiçek Taksi duraklarına giderek şoför kardeşlerimin, Hızırşah, Kızlan, Yaka, Cumalı ya da Sındı köylerine giderek, elinde akıllı telefonu olmadığı ve sosyal medyayı kullanmayı bilmediği için ankete katılamayan, hala takoz telefon kullanmaya devam eden Hasan amcanın ya da Ayşe teyzenin, İskele Caddesindeki emlakçı ya da esnaf kardeşlerimin, hergün Kargı’nın bozuk yollarında işe gidip-gelen ve bu ülkeden umudunu kaybetmiş, gelecek bekleyen genç kardeşlerimin, yolları süpüren belediye işçilerimizin, Özbel, Dadya ve diğer sitelerde oturan ve 8.500 TL emekli aylığı ile geçinmeye çalışan emeklilerin fikir ve görüşlerini aldınız da mı bu anketi yayınlayıp diğer 9 aday adayına haksızlık yapıyorsunuz.
3) Bana adaylık başvurum sırasında, bütun adaylara eşit mesafede olduğunuzu (buna saygı duyarım, gerçek gazetecilik budur) söylemiştiniz. Bu prensibinize uygun hareket etmediğinizin farkında mısınız?
4) 2 Aralık 2023’e kadar aday adaylığı için adı bile geçmeyen, Datça’daki 3-5 dostunun gazıyla aday adayı olduğunu açıklayan, çalıştığı TV kanalından, Datça insanının haklı, demokratik hakkı olan, pahalılığa, işsizliğe, kötü yönetime karşı protesto yürüyüşü düzenleyen Datça insanının yaptığı ”HADİ GARİ” mitingi için olmadık laflar söyleyen, dalga geçen, sırf adı ve şöhreti nedeniyle bu işe soyunan, adaylığını açıkladıktan sonra Datça’nın eleştirel olarak fokur fokur kaynadığı ve hatta kendi sayfanızda bile olumsuz haberini paylaştığınız ve/veya Datça halkına, esnafına selamını, hayırlı işler dileğini bile esirgeyen kişileri üst sıralarda göstererek haksız ve etik olmayan propaganda yapıyorsunuz. Sosyal medya gazeteciliği yapan siz, Datça’da bu kişilerle ilgili yorumları okumuyor musunuz?
5) Peki size bir başka soru;
Siz hangi adayın özgeçmişini, çalışma hayatı ve kariyerini, tecrübesini, Datça’ya olan ilgi ve yakınlığını incelediniz? Mesela, hangi aday ya da adayların Datça ile ilgili ne ve kaç projesi var? Bunu irdelediniz mi hiç? Mesela, benim 30’u düşük maliyetli ve 6 ay ve 1 yıl süreli, 11’i yüksek maliyetli (başta altyapı olmak üzere) 2-3 yıl içinde gerçekleştirmeyi planladığım ve şu anda parti üst yöneticileri tarafından mercek altına alınarak değerlendirilen 41 projem hakkında ne kadar bilginiz var? Ya da benim başvurum sırasında kamuoyu ile facebook sayfamda paylaştığım ve projelerimin kimlere hitap ettiğini açıkladığım sunumumu izlediniz mi? Bunları çok merak ediyorum.
Sözün özü Sedat bey;
Sizden şahsen ve bütün aday adayları adına ricam, işinizi yaparken adil olun, objektif ve tarafsız olun ve birilerine paye, rant çıkarmayın.
Yoksa, bunun vebali çok ağır olur Sedat Bey. Datça’lılar ve Datça’da yaşayan, bu güzel ilçeyi seven insanlar artık hizmet bekliyor. Bıkmış, usanmışlar. ”HADİ GARİ” diyorlar…
Sevgi ve saygıyla, hoşça kalın.
Mehmet SARIKAYA
Gazeteci – Halkla İlişkiler Uzmanı – Radyo TV Programcısı – Emekli Ins. Kayn. Md.
CHP Datça Belediye Başkanı Aday Adayı
KIZILDERİLİ REİSİ ŞEF JOSEPH VE BÜYÜKEKŞİ
Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Büyükekşi hakem Halil Umut Meler’in yumruklanmasından sonra kameraların karşısına geçti ve haykırdı.
“Artık yeter diyoruz, artık yeter!”
Oysa “artık yeter” demesi gereken kendisi değil, futbolsever.
Sayın Büyükekşi’nin “artık yeter” diye serzeniş etmesine hakkı yok.
Kendisi icraatın başı ve futbolda şiddete son vermesi gereken kişi.
Büyükekşi ve ondan öncekiler bugüne kadar görevlerini yapmadı.
Yapsalardı, futbolumuz dün geceki bu utancı yaşamazdı.
Çok geçmişe gitmeye gerek yok.
Yıl 2019’du.
Ankaragücü-Amedspor maçında Ankaragücü yöneticileri protokol tribününde Amedsporlu yöneticilere demir çubuklarla saldırdı.
Amedsporlu 5 yönetici ağır şekilde yaralandı.
Tek bir kişiye ceza verilmedi.
Yıl 2022’ydi. Ankaragücü -Beşiktaş maçının sonunda Ankaragücü’lü bir holigan sahaya girip Beşiktaşlı Joseph de Souza’ya uçan tekme atmıştı. Saldırıyı durdurmak için müdahale eden Josef de Souza’nın kırmızı kart görmüş, Ankaragücü’ne tek bir ceza verilmemişti.
Joseph de Souza olaydan sonra “bir oyuncuyu öldürdükleri gün veya en sevdiği şeyi yapmasını engelleyerek sakat bıraktıkları gün, ya da bir hakeme saldırdıkları gün beni hatırlayacaksınız” demişti.
Federasyondan kimse sesini çıkarmamıştı.
Yıl 2023. Geçen sezon.
Ankaragücü Başkanı Faruk Koca, aSpor’un canlı yayınında milyonlarca izleyicin önünde hakemleri tehdit etmişti.
“Bundan sonra oluşabilecek bir şeyde nasıl tepki vereceğim bende kalsın.”
Federasyondan tek bir kişi “sen ne diyorsun arkadaş” demedi, bir ceza vermedi.
Bunlar gibi daha çok örnek verilebilir.
Bu nedenle Mehmet Büyükekşi’nin “artık yeter” deme hakkı yok.
Çünkü muktedir “artık yeter” diye şikayet etmez, gereğini yapar.
Biliyoruz ki, iktidarda olanlar “artık yeter” diye sızlandıkça, beterin beterini yaşadık.
Bir ülkeyi güçlü yapan en önemli unsur liyakattır.
Toplumumuzun her kesimini bir kanser gibi saran liyakatsizlik maalesef sporu da ele geçirdi.
Futbolumuzu futboldan gelen insanlar yönetmiyor.
Makamlara liyakatla değil sadakatla yönetici atanıyor.
Sadakatla gelen de koltuğa oturduktan sonra kendi inisiyatifle karar alamıyor.
Mehmet Büyükekşi’nin “artık yeter” diye serzenişlerinin benim için hiç değeri yok.
Dinledikçe Kızılderili Nez Perce kabilesinin reisi Şef Joseph’in 119 yıl önce söyledikleri geliyor aklıma.
“Birçok söz duydum ama hiçbiri yapılamadı.
Güzel sözler uzun sürmedikçe bir şey ifade etmezler.
Konuşmaktan yoruldum ve bunlar kalbimi yaraladı.
Birçok güzel söz ve yerine getirilmeyen söz hatırlıyorum.
Bunlar konuşmaya layık olmadıkları halde konuşanların sözleriydi.”
Madenciyi tekmeleyenin Almanya’ya ticari ateşe olarak atandığı bir ülkede, hakem yumruklayan neden futbol federasyonu başkanı olmasın.
12 Aralık
SEVSİNLER SİZİN ADİL OYUNUNUZU
Futbol Federasyonu hakem Halil Umut Meler’i yumruklayan Ankaragücü başkanı Faruk Koca’ya geçen yıl fair play ödülü vermişti.
Koca AKP kurucusu ve iki dönem milletvekilliği yaptı.
Siyaset ve futbol.
Sonuç bu.
TEBRİKLER
Datça Belediyesi, 2019-23 yılları arasında, sayıştay raporları, medya analizi ve şeffaflık algısı üzerinden yapılan araştırmada 191 CHP’li ilçe belediyesi arasında en şeffaf 4. belediye çıkmış.
Tebrikler.
Bir de gazetecilerin sorularına cevap verseler, iki kere tebrikler.
11 Aralık
Datça CHP ile ilgili mini anketimiz sona erdi.
Diğer partilerin aday adayları belli olunca, onlar için de mini anketlerimiz sürecek.