YUH OLSUN TOPUNUZA!
Bu yıl 6.sı yapılacaktı…
Yapılacaktı diyorum, çünkü artık yapılamayacak!
Hemen aklınıza iktidar geldi değil mi?
Hayır, iktidarın bu konuda ki sicili pek parlak olmasa da bu iptalde bir dahli yok!
KITAP FUARINI iptal eden Belediye Yönetimi…
CHP’nin, % 45 oy alarak işbaşına gelmiş beceriksiz Belediye Başkanı,
Selman Hasan Arslan …
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın “Tasarruf Tedbirleri” genelgesini gerekçe gösteriyor iptale…
Utanma yok…
Oy aldığı kitleden zerre çekincesi de yok!
Zaten büyük bir olasılıkla da “çanta” desteğiyle Başkan olanlardan…
Kasada ki paranın vardır elbette bir adresi…
Varsın kültür- sanat eksik kalsın!
Bunlar Bay Kemal ile muhteşem ekibinin eseri…
Her biri Sanat şahseri(!)…
Kitap okumaya ne gerek var?
Belli ki…
Selman Hasan’da “cahil halkın ferasetine” güveniyordur!
Yazıklar olsun sana!
Kılıçdaroğlu, eğer önümüzdeki YEREL ADAYLARI belirlerse…
O adaylar da Selman gibileri olacak inanın!
Hayatında tek Kitap okumamışlardan seçilecektir…
Bakın CHP’li Belediyelere…
İçlerinde…
KÜLTÜR MÜDÜRLERÎ…
Kültür- sanat kökenli tek kişi yok…
Ne bir yazar, çizer…
Ne bir müzisyen, ressam, heykeltıraş…
Çünkü bu cahil başkanlara böyleleri fazla gelir…
Altında ezilirler…
Ya da…
Kemal Kılıçdaroğlu’nun…
Yerine Ekrem geldiğinde farklı bir seçim olmayacak!
İşte bu nedenle de…
CHP..
Tarihinin en ağır yenilgisini alacak!
Kitap fuarını iptal edip…
Kendini şatafata gömen Belediye Başkanı’nı kim ne etsin ki?
Seçse seçse AKP seçmeni seçer…
Anlaşılan…
CHP seçmenini de…
Böyle böyle dönüştürecekler…
Feraset sahibi CAHİL milyonlar!…
LEYLEĞİN ÖMRÜ…
Gitti Engin Altay…
Geldi Ali Mahir Başarır…
Meclis Basın Merkezi’ndeki kürsüde anlatıyor da anlatıyor…
Ama çıta daha düşük…
Bizim zamanın gençlik kollarından biri çıksa kürsüye daha çok dinlettirir kendisini…
O derece sıkıcı ve bıktırıcı, CHP’li Gurup Başkanvekili….
Leyleğin ömrü lak lak ile geçermiş…
Günler böyle heba edilirken…
Yaklaşık 8 ay sonra yerel seçimler var…
Kimin umrunda?
Kimsenin değil!
OYSA YEREL YÖNETİMLER O kadar önemli ki!
Hayatınıza 24 saat dokunuyor neredeyse…
Sabah uyanıp , yüzünüzü yıkamaya ya da duş almaya yöneldiğinizde buluşuyor…
Akşam eve dönmeye çabaladığınız da yine ona ihtiyaç duyorsunuz..
Çöpün toplanmasından tutun…
Çocuk parkına…
Kültür-sanat etkinliklerinden…
Sosyal yardımlara kadar oldukça geniş bir hizmet ağına sahiptir yerel yönetimler…
Öyle ki…
Burada başarıyı yakalarsanız…
Genel iktidar rüzgarının tatlı esintisi yakalar sizi…
Böylesine önemli….
Erdoğan işin farkında…
Büyükşehirleri hedef yaptı…
İSTANBUL, çantada keklik…
Nedeni ayrı bir yazı konusu ama…
Muhtemeldir ki kongre seçim öncesi yapılırsa…
Canan Kaptancıoğlu olmadan girme ihtimali oldukça yüksek..
Ankara’ya tüm güçle yüklenip düşürme…
İzmir ise neden olmasın?
Bu üç İl’in 2’sini kesin istiyor Erdoğan!
İzmir ise pastanın çileği olacak!
Antalya, Mersin, Hatay, Adana…
Kapsama alanında ki Belediyeler!
Kırmızı kodlu olanlar ise, Büyükşehirler!
Bu arada sadece Büyükşehirler değil…
O Büyükşehirlerin kimi merkez İlçe Belediyeleri içinde önemli çalışmaları var iktidarın…
Meselâ İzmir…
Büyükşehir için ince hesaplar yapılıyor…
1.) Ekonomik kıskaca almak..
2.) Sayıştay Denetçileri ve İçişleri Müfettişleri ile tam saha pres.
3.) Seçim öncesi kayyım ataması!
4.) Muhalefetin haksızlık edip küstürdüğú kimi siyasetçı
Ileri aday göstermek!
Başka projeler üzerinde de çalışıyor iktidar…
Amaç….
Son darbeyi vurup…
Bir kaç asır sürecek bir BAAS iktidarını yaratmak…
Muhalefetin haline bakınca… Bunu da başaracak gibi görünüyor!
Kemalistler, hayal aleminde gezinirken…
Sosyalistler ise..
3-5 madde ile “olmazsa olmazları”nı belirleyip bir araya gelemiyorlar bile…
Çünkü ego, yıldızlarda… Narsizim halleri aklın yerini almış bu çevrelerde…
CHP’mi?
O Faik ve Ali Mahir ile günü idare ediyor işte..
Ekrem’ciler ise, daha önce gidilmiş yollardan gitme hevesi içerisindeler….
Kemal Bey’e ise artık bir sözüm yok…
Doktor ona,” Ne yersen ye!” demiş!…
Halka gelince…
Yaşına başına bakmadan 50 derece sıcakta sokağa çıkıp hak mücadelesi yapan herkese şapka çıkarıp, BRAVO kardeşlerim diyorum…
Ayağınıza taş değmesin diyorum…
Bu ülkenin yüzakı canlarımızsınız diyorum!…
———–
Son Dakika!
AKBELEN DİRENİŞİ ONURUMUZDUR!
88 yaşında ağaca sarılıp onu korumaya çalışan ZEHRA NİNEYE biber gazı sıkan insan müsvettesi…
Doğa’nın gözyaşları boğsun seni!…
MARABA İSYAN EDER Mİ?
Topraksız köylüye bizde maraba denir…
Aynı şekilde Rus köylüsüne de Mujik…
Şimdi ki neslin babaları, dedeleri, dede babaları…
Çoğunlukla kentlere göçmüş köylülerdir…
Özellikle de…
70’li yıllarda, yatağını, yorganını “denk” yapıp büyük kentlere göç eden marabayı…
Şehrin hakim tepelerine, DEVRİMCİ gençler, ‘ gecekondu” adı verilen evler yaparak yerleşmesini sağlamıştır…
Gecekondu da oturan maraba ise…
Sadece kendisi gelmekle kalmamış…
Zamanla da köyde kalan diğerinin gelmesini sağlamıştır, yaşadığı şehire…
Artık maraba değildir o köylü..
Hazine arazisi üzerinde tapusuz olsada bir evi…
Kapıcı, hamal, inşaat işçisi olsa da bir işi vardır…
Yani kendi kazancı kendinedir artık…
Marabalar…
Köyde iken…
Tarla, ev, hayvan vs. birlikte satılırdı..
Tabi alanda, satanda “AĞALAR”
DI!
“Züğürt AĞA”dan da izlediğiniz gibi “ağanın p.ku üzerine p.k edilemezdi!”
Kentlere yerleşen marabaların kimileri zenginleşti…
Ama fakir kalanı da …
Zengin olanıda asla KENTLİ olamadılar…
Köylü de kalmadılar…
Yani etek altı, pijama halleri…
Modern toplumlarda ise hikaye başkadır elbette…
Öyle kafanı estiği gibi KENTE göçemezsin!
Bu yüzdende…
Ne altyapı çöker…
Ne üst yapı…
Nesiller boyu “kent kültürüne” aşinadırlar…
Yasal ve Anayasal haklarının amansız takipçileri ve koruyucularıdır…
YÖNETİMLERİN…
En küçük ihlâllerinde..
Protesto haklarını kullanıp, hemen sokağa inerler…
Ama bizde ise …
Evet bizde ise tık olmaz!
Niye?
Çünkü Kentlerimize…
Marabanın nesli hakim!
Hani, davarla eş görülüp onunla satılan marabanın nesli…
Bu zam ve zulüm karşısında ki sessizliği o yüzden…
Hala kendini MARABA görüyor…
Onun gözünde, ha Ağa, ha Devletin başı…
Sanki genlerine işlemiş marabalık…
Ne diyeyim?
Bir kez daha…
Kardeşlerim…
Ey sevgili yurttaşlar…
Sizler artık MARABA DEĞİLSİNİZ!
sizler bu ülkenin ŞEHİRLERİNDE yaşayan özgür bireylerisiniz!
En tabi ve ANAYASAL HAKKINIZDIR, hoşnut olmadığınız bir uygulamayı, ya da eylemi protesto etmek!
Bu ister kişi, kurum…
Veya…
YÖNETİM olsun!…
Yeter ki, mala ve cana zarar vermesin, hak arayışınız ve mücadeleniz!…
TRAVMALAR ÜLKESİ
Yaşadığımız ülke, adeta bir travmalar ülkesine dönüştü…
Birini atlatamadan bir diğeri…
Deprem travması…
Seçim travması…
Zam travması…
En nihayetinde olmazsa olmazımız, CHP travması…
Sonuncu olanı…
Travma olmaktan çıkıp, vücudumuza da yerleşip adeta kronikleşti bile…
Bu toprakların en çok kazanan meslek sahipleri Psikolog ve Pskiyatrisler..
Travma demişken…
CHP’deki tam manası ile akıllara ziyan…
Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun hali ise içler acısı…
Düşman başına gelmesin diyeceğiniz türden…
Parlamento çoğunluğunu kaybetmişsin…
Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybetmişsin…
Üstüne üstlük…
0 getiri ile 39 Vekil çarptırmışsın…
Yetmezmiş gibi birde EKREM İSYANLARI…
Seçimden bu yana sadece 3.5 ay geçmiş…
Beyefendi, “… Gelsin seçim yapsınlar bak nasıl..”
Dahasını yazmaya içim elvermedi…
6 yaşında ki bir çocuğun etmeyeceği laflar…
Erdoğan, ekonomist (!)…
Kılıçdaoğlu, hesap uzmanı(!)…
Memleketin ve CHP’nin hali ortada!..
Belli ki bizdeki bu travma hali hiç bitmeyecek…
Hatta bağımlık bile yapabilir ileride…
Onun için yaşamın gerçekliğine dönelim…
Çünkü… Önümüzde çok daha zor günler bekliyor bizi…
Gerçek ekonomistlere göre…
Çakma ekonomistin zam sağanağı “tufan”a dönüşecek!
Sokağa çıkıp demokratik hakkımızı kullanmadıkça…
Yaratıcı kimi protestolar yapmadıkça…
İktidar frene basmayacak…
Tek başınayız…
Bizim birbirimizden başka kimsemiz yok!
Muhalefetin hiçbir renginden bize fayda da yok!
CHP’ye gelince…
Bizans’ın son günleri…
Konstantinopolis top atışları şehrin sokaklarını, binalarını dövüyor…
Îşte böyle vahim durumda…
Kiliselerde Papazlar ise…
Tam 5 yüzyıldan beridir süren bir konuyu tartışıyordu….
Meleklerin cinsiyeti neydi?…
Melekler: “Dişi”dir…
Hayır, hayır: Erkek!…