İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, hasta mahpuslar ve yaşam hakkı ihlallerinin artması üzerine İzmir Barosu Konferans salonunda bir basın toplantısı düzenledi. Açıklamayı, İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri adına Kesk dönem sözcüsü Necip Vardal okudu.
http://izmir.imece-der.com/ da yer alan açıklama şöyle;
“Ülkede her dönemde olduğu gibi bu dönemde de ve her alanda olduğu gibi mahpushanelerde de tutuklu ve hükümlülerin anayasal ve evrensel hakları ihlal edilmektedir. Güncel ve yıllardır süre gelen sorunlar yeni yasal düzenlemelerle derinleşmekte ve kalıtsal hale getirilmek istenmektedir. Pandemi nedeniyle getirilen geçici uygulamalar, pandemi koşulları bitmesine rağmen devam etmektedir.
Hasta mahpuslar başta olmak üzere siyasi yahut adli tutuklu ve hükümlülerden insan hakları derneklerine ve barolara gönderilen şikayetlerde ciddi derecede hak ihlalleri yapıldığı görülmektedir. Avukatlara dahi baskı yapılarak ihlalllerin açığa çıkması engellenmek istenmektedir. Yasal düzenlemeler yetersiz ve ayrımcılık yasağı gözetilmeden hazırlanmaktadır. Son dönemlerde yaşlı ve hasta mahpus ölümlerinin arttığı herkes tarafından bilinmektedir.
Yasal düzenlemeler dahi göz ardı edilerek hamile kadınlar ve çocuklu kadınlar tutuklanmakta ya da infaz erteleme talepleri yetersiz ve gerekçesiz sebeplerle reddedilmektedir. Engelli mahpuslar veya ağır hastalığı bulunan mahpuslar hakkında adli tıp kurumu tarafından “CEZAEVİNDE KALAMAZ” şeklinde raporlar verilmesine rağmen savcılıklar tarafından “KAMU DÜZENİ İÇİN TEHLİKELİ OLDUĞU ” iddiasıyla akıl ve mantık dışı gerekçelerle talepleri reddedilmektedir. Doktora erişim hakkı kısıtlanmakta ve ilaçlar ya hiç ya da geç verilmektedir. Ölüme terk edilen yüzlerce mahpus bulunmaktadır.
Mahpuslar arasında ayrımcı uygulamalar yapılmaktadır. Görüntülü görüşme hakkı adli mahpuslara verilirken siyasi mahpuslara verilmemektedir. İnfaz yasasında yapılan lehe değişiklikler her mahpusa eşit şekilde uygulanmamaktadır. Denetimli serbestlik ve koşullu salıverilme talepleri gerekçesiz nedenlerle reddedilmektedir. Her cezaevinin kendine göre uygulaması bulunmakta ve bu uygulamalarında yasal dayanağı bulunmamaktadır.
Çıplak arama uygulaması normalleştirilmekte ve mahpuslar kurumlar tarafından keyfi olarak buna maruz bırakılmaktadır. İşkence vakıaları artmakta ve takipsizlik kararları ile kamu görevlileri korunmaktadır. Cezaevi koşulları insan onuruna yaraşır şekilde değildir. Koğuşlarda mevcut kapasitenin 2 hatta 3 katı mahpus bulunmakta, yemekler az verilmekte ve sıcak su ile ısınmada da yetersizlikler bulunmaktadır.
Mahpuslar tarafından verilen dilekçeler yok edilmekte ve ispat yükü de mahpuslara yüklenmektedir. Bireysel başvuru formları dahi verilmemektedir. İhlaller tekil olarak kalmamakta silsile halinde ve sistematik bir şekilde toplu olarak gerçekleşmektedir. Dergi, gazete ve kitap sınırlamaları ile psikolojik işkence yapılmaktadır.
Tüm ihlallere ve baskılara rağmen mücadeleye devam edileceği ve mahpusların sesi olacağımızı kamuoyuna bildiririz”