aynı işaretleri ararız
yaşanan acılarda
bir çok anlam yükleriz sonra
anladığımızdan dem vururuz
aynı rotada yellere,
sellere, zelzelelere karşı ilerlerken
kendimize çizdiğimiz yolda
bazı virgülleri atlarız
…
kimsesiz diyarlarda varsayarız belki de
eşki zamanların
sınır tanımaz
eşsiz saatlerinde
.
ortak mekanların gizli labirentlerinde
ellerimiz
saklanan mutluluğun
izini süreriz
sessizce
….
aynı pencerelerin
perde aralıklarından izleriz
ürpererek ve meraklı gözlerimizi ovalayarak
yakalamaya aynı belirsiz,
kaybolmaya yüz tutan çizgilerin
izlerini
.
bulur muyuz arananı
bilinmez
olabildiğince uzak görünür aranan
ve illaki bize umduğumuzdan çok daha yakındır
aynı karede tüm farklılıklar
….
ince detayları fark eden de çıkar aramızdan muhtemelen
tablodaki ayrılıkları umursamayanlar da olur
tek farkı sadece
piyasada dolaṣan fiyatındadır
belki…
…
renk tonu farklıdır aradıklarımızın
ötekilerinden
ötelerden dokunur ses tonu ruhumuza
bazı bazı
ve bulunur aramızda çoğu insan olduğunu hatırlayanlarımızda
bazan da bilinçlice sağır kalır kulaklar yaşananlara
…
çoğunlukla birbirine benzer konular
meşgul eder hepimizi
böyle mi olmalıydı yaşananlar
ya da daha farklı ol(a)maz mıydı gibi
.
uzatır,
çiğner,
usanmadan tüketiriz
aynı meseleleri,
eskimiş ve yok olmaya
karşı yaşamaya çabalayan
mazilerimizi
…
düşünürüz yaşadıklarımızı
aynı havayı soluduğumuzu unutarak
ve kardeşçe paylaştığımızı
aynı hayalleri
…
bildiğini anlatır yüreklerimiz
sus(a)maz
ıssız sokaklarda sendelerken ortak paydalarımız
kaybolmakla boğuṣurken mazimiz,
geleceğimiz
boğulur soluklarımız
büyük denizlerin dev dalgalarına
gömülürüz
…
ki eğer enkaz altında kalan mağdur olamadıysak henüz
kaldırımlarda el ele geziniriz
hayallerimizde
hayaller el ele durur
ama bunu bilenlerimiz
pek fazla umursamaz olur
ortak hayallerimizi
….
beslendiğimizi varsayarız
aynı sofralardan,
ortak kaynaklardan
ta ki birileri damarlarımıza
basana dek
yüreklerimiz delik deşik
ve ezilen bedenlerimize
dokunmasına izin vermeyiz
hiç kimselerin
….
bakarız,
sanarız,
sınarız,
düşünürüz
….
bakılan bakıldığıyla
kalmamalı
hayat solunan hava gibi,
içilen su gibi
ortaklaşmalı
sanılan sanıldığı ile
yalnızlığa düşmemeli
düşünülen düşünceye
hapsolmadan
ete kemiğe bürünmeli
…
ki hayat yığılı kaldığı harabelerinden
tekrar ayağa kalkabilsin
ayakların yere emin basmaya
imkan bulsun
küçük yıldız koca evrende kaybolmasın
…
dünde vardım,
bugünde varım,
yarında var olmaya
devam edeceğim.
Özgür Metin Demirel / Resim: Rona Demirel