Hey be!
Öğlesine, akşamına ümit ektiğim,
göğsünde nefesimi çoğalttığım,
erken günün soğuğunda
unuttuğum gün tarlaları…
.
Hey be!
Sesimden diri dağlarında
şafağını birden gördüğüm;
sularını durultup kırlarını duvakladığım,
türkülerini öksüz bıraktığım düğün yaylaları…
.
Hey be!
Ağlamayı yasakladığım
ölümlerin her gününde
yanaşıp gözlerime aldığım
içimde sakladığım çiğ damlaları…
.
Bitti mi kırlardaki doyumsuz molalarım…
Kurudu mu taş altı gevenlerim…
Salınmıyor mu rüzgârla burçaklarım…
Döküldü mü büyümeden zerdali çağlalarım…
Siz hiç söylemeyin isterseniz
Bilirim gelecek seher rüzgârında bir güvercin
Kanatlarında umut…
Osman Aktaş/ Erzurum