Sahadaki hırslarını, mücadelelerini, savaşçı olmalarını çok sevdik.
Takım oyununu takım ruhuyla bütünleştirip, arkadaşça kucaklaşmalarını çok sevdik.
Tüm takımın akıcı İngilizce röportaj vererek Türk Kadınının dünyadaki imajına destek olmasını çok sevdik.
Onlara karşı olanlara, kösteklemeye çalışanlara bile gülüp geçmelerini, kendi işlerine bakmalarını çok sevdik.
İstiklal Marşımızı gururla ve yaşlı gözlerle haykırarak okurken, içlerinde birer “Mehmetçik” barındırmalarını, İstiklal marşımızı tüm dünyaya dinletmelerini çok sevdik.
Kupa töreninde çalınan Türk halkının çok sevdiği, en ağır abilerimizin “bile biri kolumdan çekse de kaldırsa” dediği, sonunda kolunu tutar tutmaz piste fırlayıp, ağır adımlarla şöyle iki tur döndüğü müziğin adıdır “erik dalı”. Kızlarımızı “Türkiye’nin sosyolojik gerçeği” müziğimizi söyleyip, oynadıkları, bizleri de coşturdukları, geleneklerimize sahip çıktıkları için çok sevdik.
Birçok acılar yaşayan, acıyla yoğrulan bir millet olarak gülmek istiyoruz, gülmek bize çok yakışıyor. Böyle olsun keşke, her zaman gururdan, sevinçten gözlerimiz yaşarsın, akan mutluluk gözyaşlarımız olsun. Acılarımızın, yokluklarımızın, olmazlarımızın arasında “Kardelen çiçeklerimiz” oldunuz. Bizi güldürdünüz, ağlattınız, seviçten havalara hoplattınız. İşte bu yüzden biz sizi çok sevdik.