İSTER KIZIN ,İSTER GÜLÜMSEYİN AMA BİZ BÖYLEYİZ !!!
Hani bir deyim vardır ” biz kırk kişiyiz birbirimizi biliriz ” derler ya,
Balık avına gittiğimizde, biz nasıl tiplere dönüşüyoruz, bütün bu evreleri geçirmiş, yaşamış biri olarak yazayım diye düşündüm.
Katılır mısınız bilemem ama biz amatör oltacıların 4 ana başlıkta toplayacağımız insan profili var.
***
KEYİFÇİLER :
Bunların asıl amacı balık tutmak değildir. İçlerinden bir veya ikisi dışında ,bir çoğu da zaten balık avlamayı pek bilmez.
Çoğu çok iyi içer :))
Genellikle bahar ve yaz aylarında ortaya çıkarlar.
Tekneye gelirken taşıdıkları eşyanın çoğu ,çeşit çeşit içki /meşrubat , mangal için et / tavuk ile mezelerdir.
Sabahtan büyük bir heves ile olta atmaya başlarlar
Cinsi ne olursa olsun ,gelen her balık çığlık ve tezahüratlarla tekneye alınır.
Hele hele şöyle endamlı ,yakışıklı bir çupra veya levrek gelirse zaten günlerce havalarından yanına varılmaz.:))
O balık, öğleye doğru yakılacak mangalın en kıymetlisi olur ve herkesin hakkına o balıktan küçükte olsa bir lokma düşer.
Günün açılışı erken saatlerde bira ile başlar ,saatler ilerledikçe alkol kana karıştıkça oltalar pek ilgi görmez.
Zaten yavaş yavaş karınlar acıkmaya başladığından ,erkenden mangal yakılır.
Mangal ile birlikte şişelerin dibi bulunur ve hava da sıcaksa herkesi de ateş bastığından teker teker denize atlamaya başlarlar,
alkolün de etkisi ile suyun içinde epey eşek şakaları yapılır.
Bu tip grupların av günü erken biter. saat 15.00 -16.00 gibi geri dönerler.
bu gruplarla ava çıkmanın kaptanlar açısından balık tutma baskısı olmadığı için iyi yanı dışında,
alkol sınırının epey aşılmasından kaynaklanan ,kavga ,tartışma ve denizin sallamasından da kaynaklanan ek faktörle birlikte bol kusmuk riski vardır.
***
YENİ BAŞLAYANLAR :
Bunlar acemi ama istekli avcılardır. Onlar için oltaya gelen her balık zafer işaretidir. Tutulan her balık mutluluk kaynağıdır. Oltayı yemleyip her suya indirdiklerinde hayalleri de devreye girer.
Av boyunca hep o videolarını seyrettikleri kişilerin tuttuğu balıklardan bir tanesinin oltaya takılmasını düşünürler
Ama ne kullandıkları takım, ne kullandıkları yem ,ne de o balık oltaya takılsa bile usulune uygun çekemeyecekleri için bu hayallerinin gerçekleşmesi ancak büyük bir şansa veya tesadüfe bağlıdır bunu pek bilmezler.
Kaptanlar bu grupları teknelerine geldiği anda profillerini iyi okursa ,onları oltaya kolay gelen kopes, kolyoz ,isparoz vb.balıkların bol olduğu avlak alanlarına götürürse ,
birazcıkta balığı daha rahat tutabilmeleri için yönlendiririrse,
hatta ellerinden oltayı alıp
” bak şöyle yap. Yemi böyle tak ,balık vururken şunu yap ” derse av sonunda herkesin mutlu olacağı bir gün geçirilmiş olur.
***
HEDEF BALIK İÇİN GELENLER :
En az 5 yıldır balığa çıkan avcılardır. Belli konuları aşmış ve tutmaktan en çok zevk aldıkları balığın peşine düşenlerdir.
Tekneye gelirken tutmak istedikleri hedef balıkları vardır.
Bu balıklar dışında tutulacak balıklar ilgi alanları içinde değildir.
Zaten hedef balıkları dışındaki balıklar için yanlarında kamış, iğne ve diğer takımlar da genellikle bulunmaz.
Tutmak istedikleri hedef balığın, sabırla beklemek demek olduğunu da bilirler.
Çupra için geldilerse ,teknenin etrafını basan kopes ,kolyoz ve izmaritler onlar için çok büyük sıkıntı kaynağıdır.
Çünkü bu balıklar onların özenle arayıp buldukları yemlerinin, hedef balıktan önce diğer balıklar tarafından bozulması ve tüketilmesi demektir.
Onlar oltalarına gelen kocaman kocaman kopesleri,isparoz ve karagözleri memnuniyetsiz bir yüz ifadesi ile tekrar suya geri bırakırken yan teknelerden gelen
” ne yapıyorsun ağabey ,o balık suya atılır mı ,sen istemiyorsan bize ver ‘ seslerini gülümseyerek karşılarlar.
Kaptanların bu tip balıkçılara söyleyecekleri en son söz
” iyi de o suya bıraktıkların balık değil mi de, bana başka yere gidelim diyorsun” lafıdır.
Bu lafı duymaya dayanamazlar ve o kaptanı anında defterden silerler.
Hedef Balıkçılar ,demir atılan yerde mantıklı bir süre bekledikten sonra ,kaptan’ın hedef balığın olabileceği diğer bir alana gitmesini beklerler.
Eğer kaptan harcayacağı mazotu veya ek süreyi düşünmek gibi bir hareket içine girerse ,veya salağa yatarsa bu tip insanları kaybeder.
Çünkü bu tip avcılar zaten teknelere iyi para öder.
Küçük hesaplar yapmazlar ve küçük hesap yapanları da sevmezler.
O gün balık iştahsızsa ise, ekran dolu olduğu halde yeme basmıyorsa,
bir kaç yer daha denedikten sonra günü sonlandırır ,boşa kürek çekmezler.
Nasılsa bütün gün için para ödedik diye de düşünmezler.
Yeteri kadar balık tuttularsa ve balıkta kestiyse kaptan’a
” haydi kaptan sen koy bir keyif çayı bize ,onu içip dönelim ” derler.
Çipra ,Mercan ,Levrek, Antenli ,Trança ,Orkinos vb. hedef balıkları vardır ama bu balıkların hepsinden aynı anda avlamanın mümkün olmadığını da çok iyi bilirler.
Bu hafta Mercan avlamaya gidelim derler ,diğer hafta Çupra diğer hafta başka bir balığın peşine düşerler.
Hedef balıkçılar, kaptanların gözü gibi bakmaları ,kollamaları gereken en az sorun çıkaran müşteri tipleridir.
***
ÇOK BİLMİŞLER :
Allah bu tiplerden hem kaptanları ,hemde teknede bulunan diğer kişileri korusun demek bence uzun uzun anlatmaktansa en kısa tarif olur .
İnanın ki bunların bir çoğu acemi avcıdır.
Veya uzun zamandır balığa çıkmasına rağmen
” vermeyince Mabud, neylesin Sultan Mahmut ” denilecek yeteneksiz tiplerdir.
Bilgiye ulaşmayı bilmezler. Öğrenme gibi bir duygu bunlara yabancıdır.
Gittikleri av sayısı bunlar için tecrübe demektir.
Bunlara bir şeyi yüzlerce kez yanlış yapmanın tecrübe olmadığını Öğretmekle başlamak gerekir ama ,
genellikle anlatmak ta mümkün değildir.
Anlattıkları hikayeler doğru değildir.
Hikayelerine konu olan balıklar, tuttukları değil hayal ettikleri balıklardır.
Bu tipler demir atıldıktan sonraki ilk 15 – 20 dakikada kendini belli eder.
Önce kendi kendine konuşmaya başlar,
sonra yanındakine anlatmaya başlar ,
sonra sesini yükseltip ” kaptan balık yok burada ,başka yere gidelim ” der.
Kaptan Hayat adamı ise ,bu tipleri önce sakince frenler.
Ama bunlar susmaz ,susma sınırları en fazla bir 10 dakikadır.
Hele hele teknede onlara destek olan bir kaç çok bilmiş daha varsa çaresiz demir alınır.
Yeni gidilen yerde eğer kendileri tutamıyorsa,
teknede ki başka bir kaç kişinin balık almaları da kesmez bu tipleri.
Konuşmaya devam ederler, kaptana akıl vermeye başlarlar .
” Daha önce buraya Arkadaşlarım gelmişti, bizde gelmiştik o zamanda balık olmamıştı ,ama şuraya gitmiştik ,adam başı 5 ‘er kg balık almıştık” derler yüksek sesle .
Bunların olduğu tekne
ya akşama kadar serseri mayın gibi dolaştırılır veya sonunda kavga çıkar.
Mutsuz ,uyumsuz tiplerdir bunlar.
Bütün bir günü, hem kendilerine hem de başkalarına zehir ederler
Allah bu tiplerden hem bizi ,hem de kaptanları korusun !!!
sürçü lisan eylediysek affola.
Küçüklerin gözlerinden, büyüklerin ellerinden öperim.