Çevre kirliliğinden nasibini almamış tek bir yeryüzü parçasının kalmadığı günümüz dünyasında anne sütünde, insan plasentasında hatta insan kan örneklerinde dahi mikro plastiklere rastlandığı bilim insanları tarafından kanıtlanmış durumda. Yediğimiz, içtiğimiz, giydiğimiz ne varsa içerdiği zararlı kimyasallar nedeniyle sağlığımızı ve çevreyi tehdit ediyor.
Neredeyse doğan her bebek gözünü plastikle açıyor. Bu olumsuz tabloda günlük olarak tükettiğimiz temizlik ve bakım ürünlerinin de payı büyük. Amerika’da bulunan Çevre Çalışma Grubu EWG’nin Skindeep raporlarına göre bir insan günde ortalama dokuz kozmetik ürün kullanıyor. Şampuanlar, nemlendiriciler, parfümler, makyaj ürünleri, güneş kremleri, ojeler, saç boyaları ve daha nicesi… Kozmetik ürünlerdeki zararlı kimyasallara uzun süreli maruziyetin üreme sorunlarından kansere kadar pek çok sağlık problemlerine yol açabildiği bilim insanlarınca ifade ediliyor. Bu bakımdan kişisel bakım ürünleri endüstrisi halk sağlığını tehdit eden en sıkıntılı sektörlerden biri diyebiliriz. Bizler günlük olarak kullandığımız kozmetik ürünlerin sayısını azaltabilir, satın aldığımız ürünleri kimyasal içerik açısından kontrol ederek daha sağlıklı seçimler yapabiliriz. Etiket okuma alışkanlığı edinmek sağlıklı tercihler yapabilmenin ilk ve önemli adımıdır. Neye maruz kaldığımızı bildiğimizde firmaların ürünlerini insan ve çevre sağlığına uygun şekilde yeniden formüle etmelerini talep edebiliriz. Hükümetlerin de bu yönde kapsamlı güvenlik standartları getirmelerini sağlayabiliriz. Tüketici farkındalığı etik ve sürdürülebilir üretim yöntemlerinin yaygınlaşması açısından çok önemli.
Kullandığımız ürünlerin ya da içeriklerindeki kimyasalların güvenli olup olmadığını www.ewg.org/skindeep, www.goodguide.com, www.goodguide.com gibi web sitelerinden takip edebilir; daha iyi kararlar alabilmeniz için gıda, su ve günlük ürünlerinizdeki gizli sağlık tehlikeleri hakkında bilgi edinmenize yardımcı olmak amacıyla oluşturdukları tüketici kılavuzlarını da inceleyebilirsiniz. Şimdi kısaca kozmetiklerde uzak durulması gereken zararlı kimyasalların listesine bir göz atalım.
Silikon
Silikonlar kişisel bakım ürünlerinin pek çoğunda bulunmaktadır. Ciltte kayganlık sağlaması ve cilde ipeksi bir his vermesinden dolayı kozmetik sektöründe kullanımı tercih edilmektedir. Silikonun vereceği hissiyat ilk etapta hoşa gitse de uzun süreli temas sonrasında astım, alerji, cilt döküntüleri, cilt, meme, rahim ve yumurtalık kanseri riski oluşturduğu tespit edilmiştir.
Paraben
Parabenler, kozmetik ürünlere daha uzun bir raf ömrü sağlamak için koruyucu olarak kullanılan kimyasallardır. Küf ve diğer zararlı bakterilerin oluşmasını önlemek için kozmetik ürünlerine eklenirler. Neredeyse tüm kozmetik ürünlerin içerisinde bulunan ve methylparaben, butylparaben, ethylparaben ve propylparaben gibi farklı formlarda kozmetik ürünlerinin içinde yer alabilen paraben maddesi sağlığa çok zararlıdır. Hatta 2004 yılında İngiltere’deki Reading Üniversitesi’nden Dr. Philippa Darbre tarafından yayınlanan makalede kanser hastalarından alınan biyopsi örneklerinde paraben maddesine rastlanıldığı belirtilmiştir.
Sodyum Lauryl Sülfat
Sodyum laureth/lauril sulfat bir emülgatör olarak neredeyse tüm şampuanlarda, diş macunlarında, vücut/yüz yıkama temizleme ürünlerinde kullanılmaktadır. Bu maddeyi içeren ürünleri kullanırken aldığınız ciddi riskler vardır; uzun süreli kullanımında gözleri, cildi ve akciğerleri tahriş ettiği bilinmektedir.
Formaldehit
Formaldehit, insan sağlığına önemli zararlar içerir. Yapılan deneysel araştırmalarla kanserojenik olduğu vurgulanan formaldehitin, solunum sistemi, sinir sistemi ve sindirim sistemi gibi birçok sistem üzerinde zararlı etkiler gösterdiği ortaya konmuştur.
Tüm temizlik, cilt bakımı, vücut bakımı, bebek bakımı, doğal ve organik ürünlerinizin üzerindeki etiketleri dikkatlice kontrol edin. Bazı koruyucular formaldehit salınımı yapabilir. Bu yüzden içerik listesinde şu bileşenleri arayın: diazolidinil üre, imidazolidinil üre, DMDM hidantoin, kuaternium-15, 2-bromo-2-nitropropan-1,3- diol (bronopol olarak bilinir) ve sodyum hidroksilmetilglisinat.
Triklosan
Triklosan kozmetik ürünlerinde antibakteriyel olma özelliği göstermesi sebebiyle kullanılan bir bileşendir ve klorla birleştiğinde kloroform gibi kanserojen maddelerin oluşmasına neden olmaktadır. Bunun yanı sıra bakterilerin antibiyotiklere karşı direnç kazanmasına ve hormonal problemlere neden olduğu düşünülmektedir.
Benzyl Alcohol
Kozmetik ürün içeriklerinde genellikle koku verici madde olarak kullanılan Benzyl alkol, kullandığımız ürünün emilimini de arttıran bir alkol çeşididir. Çözücü ve koruyucu olarak da kullanılır. Temas halinde gözde ve ciltte alerjiye sebep olabilir. Cilt bariyerini yıkarak cildinizin sağlığını uzun vadede koruyan maddeleri yok eder.
Fitalat
Fitalatlar genellikle esnekliklerini artırmak için plastiklere eklenir. Zararları bilimsel çalışmalarla kanıtlanmış fitalat maddesinin doğumsal gelişim kusurları, hiperaktivite, kısırlık, erken buluğa erme, astım, obezite ve kanserlere sebep olduğu belirtilmektedir. Uzmanlar özellikle şampuan şişelerinde veya plastik şişelerde sunulan kozmetik ürünlerdeki fitalatın kozmetik ürünlerde ambalajdan ürüne, üründen de tüketiciye deri yolu ile bulaştığını belirtmektedirler.
Bahsi geçen tüm bu zararlı maddeler insan sağlığına zarar verdiği gibi suya, toprağa ve havaya karışarak doğaya da zarar vermektedir. Tüketici farkındalığı ve kamusal bilincin oluşmasıyla sağlığımızı ve doğamızı gözeten üretim ve tüketim yollarının geliştirilmesini talep edebilir daha temiz bir dünyayı mümkün kılabiliriz.
Azize Demirhan
01.03.2024