Yıl 1962, aylardan Eylül’dü. Pırlanta değerinde arkadaşlarım vardı.
Can Yücel, Tektaş Ağaoğlu, Mahmut Makal, Feyyaz Fergar ve Andrew Mango.
Londra BBC Radyosu’nda çalışıyorduk. Her gün değişik konularda konuşmalar yapıyor, anı üstüne anı biriktiriyorduk.
Feyyaz Fergar Londra BBC Radyosu Türkçe Yayınlar Dairesi’nin müdür yardımcısıydı. Müdür ise değerli insan Andrew Mango’ydu.
Bir gün bize dedi ki:
“Bir müjdem var. Kraliçe Elizabeth çalışmalarımızdan etkilenmiş, sizlerle tanışmak istiyormuş. 15 Eylül günü saat 20.30’da Buckingham Sarayı’nda verilecek akşam yemeğine çağrılıyoruz.”
BBC’de konuşmalarım Perşembe’leri saat 19.35’de oluyordu.
Londra Öğrenci Derneği aracılığı ile değişik İngiliz ailelere konuk oluyor, okullara, üniversitelere gidiyordum. İngilizlerin yaşayışlarını, okullarda yapılan eğitim, öğretim ve öğretmen-öğrenci durumlarını, geleceğe nasıl hazırlandıklarını görüyor, bende kalan izlenimleri Londra BBC Radyosu’nda dünya ile paylaşıyordum.
Kraliçe Elizabeth ile tanışacağımız gün gelmişti. Tıraş olup giyindik. Kravatlarımızı taktık. Ayakkabılarımızı parlattık.
Buckingham Sarayı’na vardığımızda Londra Büyükelçimizin de orada olduğunu gördük. Selamlaştık, el sıkıştık.
Kraliçeyle tanışma salonuna alındık. Çok geçmeden Kraliçe Elizabeth yanımıza geldi. Londra BBC Radyosu Türkçe Yayınlar Dairesi Müdürü Andrew Mango bizi tek tek tanıtırken kraliçe:
“Türkiye’de ne yaptığımı” sordu.
Öğretmen olduğumu söyleyince gözleri parladı:
“Öğretmenleri severim,” dedi.
Tanışmalar bitince yemek salonuna alındık. Kraliçe Elizabeth’in sofrasında olmak çok önemli bir ayrıcalıktı.
Dünya dönüyor. İki kapılı han çalışıyor. Geride kalanlar biriktirdiği anılarla yaşamayı sürdürüyor.