İnsanın doğduğu topraklara uzun hasretlik dönemi sonrası dönmesi, etrafına sorgulayıcı gözlerle bakmasına sebep oluyor. Yokluğunda ne gibi değişimlerin oluştuğunu görmek arzusunun da beraberinde getiriyor.14 Mayıs akşamı indiğimiz havaalanından dışarıya çıktığımızda ilk dikkatimizi çekenin insanlardaki davranış değişikliğinin olup olmadığı yönünde idi. Seçimin yapıldığı ve henüz sonuçların açıklanmadığı, ortamın gergin olacağı düşüncemizin ilk yanılgısını orada yaşadık.
Almanya’dan ayrılırken pek çok tanıdığımızın; ’Aceleniz ne? Bekleyin seçimler bitsin öyle gidersiniz’’ uyarılarında pek de haksız sayılmazlardı. Seçim gezilerinde, meydanlardaki mitinglerde kullanılan dil, karşılıklı suçlamalar toplumun gerilmesine yol açmıştı. Seçim günü istenmeyen olayların çıkabileceği kuşkusu vardı toplumda.
Akşam 17.00 de seçim sandıklarının açılımı ve sayıların televizyon ekranlarında akması ile birlikte izleyenlerde ki heyecanda artıyordu. Saatlerin ilerlemesi ile birlikte seçim sonuçlarının kesinlik kazanmağa başlaması, siyasi parti genel merkezleri önlerinde toplanan kalabalıkların oluşmasından başka hareketlilik görülmüyordu. Bu durum Avrupa ülkelerinde yaşanan seçim akşamlarına benziyordu. Yani, daha önceki seçimlerde görüldüğü gibi sokaklarda gösteriler yapılmıyor, arabalardan rahatsızlık yaratan klakson sesleri gelmiyordu. İçimizde umut ışığı doğdu. ACABA ÖĞRENİYORUZ MU? Seçimlerin günlük yaşamın bir parçası olduğunu. Demokrasinin gereği olarak seçmenin iradesine saygının dışa yansımasını?… Milletvekili seçim sonuçlarının yeterince ilgiyi görmemiş olması, asıl seçimin Cumhurbaşkanlığı adaylar arasındaki seçimlerin sonuçlarında yattığı anlaşılıyordu. Oysa ki milletvekili seçimleri milli iradeyi, karar mevkiinin insanlarını seçmişti.
Umudumuz 28 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarının da aynı sükûnet ve anlayış içinde sonuçlanmasıdır. Bu seçimlerin sonuçlarından çıkarılması gereken ders toplumun demokrasi kavramında yeni bir adım atması demekti. Yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde de aynı toplumsal olgunluğun yaşanacağı inancımla saygılarımı sunuyorum.
Turan Akpınar
Bodrum.