Dostoyevski yazın dalında bir dehadır. Dostoyevski’yi dünyaca ünlü diğer yazarlardan ayıran en önemli özelliği, onun romanlarındaki kahramanların ruh dünyalarına girerek, onların adeta psiko- analizini yapması, okuyucuyu kahramanların göremedikleri iç dünyalarıyla birlikte ete, kemiğe büründürerek, can vererek buluşturmasıdır. Onun en ünlü kötü roman kahramanlardan birisi de Suç ve Ceza’daki Raskolnikov’dur. Suç ve Ceza’yı okuduktan sonra Raskolnikov’u unutacak bir okuyucu olduğunu sanmıyorum.
Eğer Dostoyevski bugün yaşasaydı dehaca yarattığı kötü roman kahramanlarından, örneğin Raskolnikov, özür dilerdi. Dün tek tek kişilerde ya da küçük gruplarda yaşayan kötülük, bir “üst” düzeye sıçrayarak örgütlü kötülüğe dönüştü, devletleşti. Bu örgütlü kötülük içindeki kötü kahramanlar ise canavarlaştı.
Örgütlü kötülük: Siyonist İsrail Devleti, Emperyalist ABD, vb’leri.
Canavarlar: Netenyahu, Biden, vb’leri
15 Ekim
Ne mi düşünüyorum. Az önce okuduğum harika bir şiiri, annem gözlerimin önünde düşünmeye devam ediyorum.
“TOPRAK VE KADIN
Güneşin ak sıcağında
Yanar yanar kavrulurlar
Sabahın seherinde
Güneşten önce doğar onlar
Elleri sert kayalardan bile sertken
O yürekleri var ya o yürekleri
Masum, kırılgan ve çocukturlar
Kışın soğuğu var ya soğuğu
Çatlamış elleri
Çakmak, çakmak gözleri ile
Meydan okurlar
Sert esen içlerini üşüten rüzgâra.
Üzerlerindeki allı güllü basmalarla, pazenlerle
O kocaman gözleri ile
Meydan okurlar.
Hayatın zorluklarına inat
Alınlarında tek tek biriken
Toprağa damlayan ter ile
Yüzlerinde yaşamadan oluşan çizgilerle
Hayat mücadelesinde
Yoğun, dirençli
Ve kadındır onlar.
Sarı ekin tarlalarında
Kara katran karası tütünle
Kararan elleriyle
Zeytinde, bademde, fındıkta, çayda, pamukta
Yani tarlada, ovada, dağda, bayırda
Yüreklerinde taşıdıkları sevgiyle
Bakmayın üstlerinin kirine
Taze sürülmüş toprak gibidir kalpleri
Sımsıcak.
Her şeye rağmen
Her şeye inat
Semihat Karadağlı / 15.10.2015 Saat: 13.58″