O unutamadığım gecede çekilmiş bir kare siyah beyaz resim vardı elimde. Dün onu aradım, bulamadım, birkaç farklı albümümüz var, babamlardaki albümde olmalı. Arayıp bulacağım.
1969 yılıydı. Annem, babam dans ediyorlardı. Annemin üzerinde siyah bir elbise vardı, boynundaki inci kolyesiyle ne kadar da güzeldi. Orkestra 6-7 kişilik bir guruptu, o günlerden bugüne kadar gelen Samanyolu adlı şarkıyı çalıyorlardı. Bitiyor bir daha çalıyorlardı, herkes yeniden istiyordu bu güzel melodiyi. Biz de Özlem ile dansa katıldık. Katılmak dediysem, şöyle bir iki sallandığımızı anımsıyorum.
İlk kez bir yılbaşı gecesini dışarıda kutlamıştık. Narlıdere Askeri Gazinodaydık. Herkese dağıtılan maskeler, yüzlerce kişinin katıldığı tombala oyununun heyecanı, yılbaşı çekilişinde anneme çıkan Gırgır süpürgesi, ilk kez izlediğim orkestra hepsi o kadar güzeldi ki.
O yıl hepimize iyi gelmişti. Hatay semtinde yeni evimize taşınmıştık. Annemin tayin olduğu okul evimize yakındı, oradan yıllar sonra emekli olacaktı. Biz de Özlem ile yeni okulumuzu ve arkadaşlarımızı çok sevmiştik.
Aradan uzun yıllar geçse de o yılbaşını hiç unutmadım. O geceyi anarken Anne’ciğim ve Özlem’ciğim’e Samanyolu’nun rüzgarlarıyla…
Bir şarkısın sen, ömür boyu sürecek,
Dudaklarımdan yıllarca düşmeyecek.
Sen kalbimin mehtabısın, güneşisin,
Sen ruhumun vazgeçilmez bir eşisin.