Zamanımızın hız ölçütleri o denli değişken ki, Bir gün önce aldığınız elektronik bir aygıtın nerede ise bir haftaya kalmadan değişik modeli çıkıyor. Teknolojik ilerleme baş döndürücü hızla ilerlerken Türkiye’de toplumsal yapıda bu hıza ayak uyduruyor, teknolojik alanda olduğu gibi ardı ardına değişimler yaşanıyor.
Depremin acıları yavaş yavaş sarılırken, toplum vicdanında unutulmaz yaralar açan ihmaller, bozuk organize sonucu gerekli yardımların felaketzedelere zamanında ulaştırılamaması, yardımlarda particilik, ön plana çıkma gayretleri yukarıda belirtildiği gibi vicdanlarda ki unutulmayacak acılar bıraktı. Bu olumsuzluklar yaşanırken yüreğimizi acısını hafifleten olumlu durumlarda yaşandı. Enkazlardan canlı kurtarılanlar, dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen kurtarma ekiplerinin canla başla çalışmaları. İnsanlarımızın yediden yetmişe elinden geldiğinde yardım için çabaları, yurt dışı dayanışmalar unutulmadı tabii…
Bütün bunlar olurken siyaset alanında da yaşanan deprem, gündemin değişmesine,basın yayın organlarında birinci sıraya oturmasına neden oldu.İki gün sonra hangi olay veya konunun gündeme geleceğinr karar vermek oldukça zor.Yurt dışında yaşayan biz gurbetçiler bu tür hızlı değişimlere pek de alışık olmadığımız için garibimize gidiyor. Neyi? Kimi? Nasıl? Takip edeceğimize karar veremiyoruz.Sizlerin yaşadığı günlük yaşam temposuna yetişmekte zorlanıyoruz doğrusu.
Siyasi alanda Avrupa parlementoları işlerliğini demokrasi temelleri üzerinde kurarken bu sistemi işletecek seçilmişlere gerekli önemi vererek; sözüne güvenilir, hak hukuk tanır, siyasi ayrım yapmadan, şahsi çıkarlarını gözetmeyen insanları seçip parlementolarına gönderirler. Toplum oyunu verdiği partisine güven duyar. Onların alacakları kararları saygı ile karşılar.
Ülkemizde bir yıla yakın süredir altı parti liderinin çağdaş, demokratik, insan haklarına saygı gösteren, demokratik parlamento sisteminin oluşmasına katkı sağlamak için birlikte çalışma yaratmaları geniş kesimlerce
benimsenmişti.3 mart tarihinde masadan ayrılan İYİ Parti liderinin açıkla- açıkmaları ile toplumda sosyal deprem şoku yaşandı.Türkiye’de günden değişerek sıcak dakikaların yaşanmasına neden oldu.
Çocukluğumuzda mahalle oyunlarında daha oyun başlamadan bazı çocukları oyunumuza almazdık. Bildiğimiz ve de pek çok kez deneyimlerimizle kesinlik kazanmış olan bu çocuklar oyunda mutlaka ama mutlaka mızıkçılık yapar ve oyunu bozarlardı. Onların küsmesine aldırmadan oyun kurulur ve zevkle oynanırdı. Burada da aynı durum yaşandı. Kural dışı davranmaya çalışan devre dışı kaldı. Siyasi sonuçlar neler doğuracak?
Bekleyip görelim.
Hani büyüklerimiz derlerdi ya; ’HER OLUMSUZLUKDA BİR HAYIR VARDIR’’…
Saygılarımla.
Turan Akpınar
Frankfurt-Almanya