DATÇA CAN YÜCEL’İ UNUTMADI
Edebiyatımızın halkçı şairi Can Yücel, aramızdan ayrılışının 24’ncü yıldönümünde “mekanım olsun” dediği Datça’da saygıyla anıldı.
Datça Kültür Sanat Dayanışması’nın etkinliğinde Datçalılar önce büyük şairin anıt mezarı önünde toplandı.
Burada ressam İbrahim Çiftçioğlu ile Datça Belediye Başkanı Gürsel Uçar Can Yücel’in edebiyatımıza, topluma ve Datça’ya katkılarını içeren birer konuşma yaptılar.
Ardından cumhuriyet meydanında buluşan Datçalılar, sokak müzisyenlerinin eşliğinde Can Yücel şarkıları söyleyip, Can Yücel şiirleri okudular.
Tiyatro performanslarının da sergilendiği etkinliğe ilgi büyüktü.
Datça Kültür Sanat Dayanışması anma etkinliğine katkıda bulunan Datça Belediyesi’ne, sokak müzisyenlerimize, tiyatro sanatçılarımıza ve Datçalılar’a teşekkür eder.
Can Yücel unutulmadı, unutulmayacak.
Müzik: Fazıl Say
Fotoğraflar: Umut Kaçar, Orhan Soylu, Nuran Akkaya
Bunu da yaptılar.Akbelen’de tuvalet gözaltına alındı!
https://www.facebook.com/100000855697742/videos/pcb.6604815039556954/1325931631465194
Tamer Karadağlı Devlet Tiyatroları’nın başına getiriliyorsa, İbrahim Tatlıses’in de Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın müdürü olması gerek.
Haksızlık yapılmasın.
BUGÜN GÜNLERDEN
CAN YÜCEL
“Yine geldi 12 Ağustos
Yine cırcır böcekleri ötüyor
Bu yıl Ege Denizi senin dediğin kadar sakin değil
Ortalık biraz karışık
Kırdılar taşını
Taşı kırmakla kalmadılar, beni de kırdılar
Bu kırma başka türlü bir kırma Yalnız sana değil Can’cığım
O canım usta Mehmet Aksoy’un ellerine de vuruldu balyozlar
Dilerim, balyoz vuranların başına bile gelmesin böyle bir şey
Böyle bir acıyı tatmasınlar.
Ama bilsinler ki hiç umulmadık yerlerde can buluyor senin şiirlerin
Kuytu bir köşede, bir kayrak taşının üzerinde bu şiirlere rastladığımda, senin sevincini hissediyorum
12 Ağustos’ta yine geleceğiz senin yanına Ben, Güzel, Su, Hasan, Defne, Ali, Talat, Denis, Neru, Shive, Narayan hepimiz senin etrafında olacağız
Seni sadece o gün anmıyoruz; rüzgarla, denizin dalgalarıyla, toprakla, suyla hep anıyoruz birtanem.”
Güler Yücel
×××
Kimi yaşarken ölür, kimi ölse bile yaşar.
Edebiyatımızın özgün ismi, aykırı şair, fikir insanı Can Yücel eserleriyle yaşıyor.
Bugün günlerden Can Yücel.
Datça Kültür Sanat Dayanışması’nın önderliğinde saat 18.00’de büyük şairin anıt mezarının ölünde toplanıyoruz.
Ardından saat 19.
00’da Cumhuriyet Meydanı’nda sokak müzisyenlerimizle birlikte Can Yücel şarkıları söyleyip, şiirleri okuyoruz.
“Kürt Ahmet’i öldürürken seyrettin. Kürt Memet’i soyarlarken seyrettin. Hatice’yi döverlerken seyrettin. Çocuklara el sürerken seyrettin.
Yağmaaa, yağma var memlekette..”
Siya Siyabend Bizon Murat söylüyor.
İktidara övgüler yağdırarak Devlet Tiyatroları Genel Müdürü olan Tamer Karadağlı bir zamanlar Geziciydi.
Dön baba dönelim.
https://www.facebook.com/Pushmataha/videos/1723441051426843
DATÇA’DA DENİZE NAZIR TUVALET
Datça Belediyesi iki yıl önce limanda sosyal tesisler açarak takdir topladı.
Fiyatlar ekonomik, servis iyi, mutfak başarılı.
Herkes bu hizmetten çok memnun.
Ama sosyal tesislerdeki yeni bir uygulama hem şaşkınlık yarattı, hem büyük tepki topladı.
Kimin kararıdır bilmiyorum ama belediye tuvaletleri yenilemiş.
Eskiden ücretsiz olan tuvaletler şimdi 3 lira.
Üstelik turnikeli.
At jetonu, gir içeri.
Düşünebiliyor musunuz, bir cafe ya da restorana oturuyor, yiyor içiyor, tuvalete gidince para ödüyorsunuz.
Olacak iş değil.
Datça’da oldu.
Denize nazır işemek 3 lira.
Manzara leb-i derya.
Ama yanınızda bozuk para olması gerekiyor.
Yoksa altınıza kaçırabilirsiniz!
Malum çok sıcak günlerden geçiyoruz.
Hararetten sık sık sıvı içecek tüketiyoruz.
Doğal olarak böbrekler çalışıyor ve tuvalet ihtiyacı doğuyor.
Cebinde 3 lira bozuk para yoksa, vay haline.
Altına kaçırabilirsin!
Prostatın varsa geçmiş olsun.
Bu yüzden millet apar topar yakındaki cafelere koşuyor.
Üstelik o cafelerde ücret ödemiyor.
Geçenlerde bir dostumun 70 yaşındaki annesi sosyal tesislerde tuvalete gidiyor, bozuk parası olmadığı için içeriye almıyorlar.
Kadıncağız o yaşta merdivenleri çıkıp bozuk para arıyor.
İnsaf yahu.
Datça Belediyesi’nin gelir kaynaklarının kısıtlı olduğunu biliyoruz ama milletin def-i hacetine göz dikilir mi?
Tamam tuvaletin malzeme, temizlik, personel gibi giderleri var.
Bunların karşılanması gerekiyor.
İyi de tesise gelen oradan geçen biri değil, müşteri.
Müşteri zaten yediğinin içtiğinin parasını ödüyor, bir de tuvalete neden ödesin?
Yetkililerin buna bir çözüm bulması gerekmiyor mu?
Fotoğraflar: Umut Kacar
ILICA…ACIMASIZCA
Üsteki fotoğrafı Yusuf Ziya Özalp paylaştı.
Alttakini ise Umut Kacar çekti.
Datça Ilıca sahilinin dünü bugünü.
1980’li yıllarda insanlar ücretsiz çadırlarını kurmuş, özgürce tatil yapıyor.
Ya bugün.
Adeta işgal altında.
Ağaçların bulunduğu alan kaçak bungalowlarla dolu.
Sahil şezlongdan geçilmiyor.
Adım atsan para.
Düşünebiliyor musunuz?
İmarsız arsaya önce kaçak bungalowları koyuyorsunuz, sonra sahili şemsiye ve şezlonglarla kapatıyorsunuz.
Ve aylarca size kimse dur demiyor.
Gerçi Datça Belediye Başkanı Gürsel Uçar kaçak bungalowları yıkacağını söyledi.
Romalılar şöyle derdi.
“Söz var gelir geçer, söz var deler geçer.”
Başkan Uçar’ın bu sözü kolay kolay gelip geçeceğe benzemiyor.
İşte Akbelen’deki marjinaller.
LAFÜ-GÜZAF
Son aylarda Datça’nın nasıl talan edildiğini araştırıyorum.
Manzara korkunç.
Tesbitlerimi tek tek yazıyorum, yazacağım da.
Bu cenneti rant uğruna babasının çiftliği gibi yağmalayanlar yazılmalı.
Yazılacaklar.
Bunları kaleme alıyorum diye arkamdan çok şey söylendiğini duyuyorum.
-Belediye başkanlığına aday olacak.
-Meclis üyeliği kapmak istiyor.
-Mutlaka bir adayı destekliyordur.
-Yazdıkları muhalefete yarıyor.
-Yerel seçimler öncesi düğmeye basıldı.
Hepsi boş laf.
Gevezelik.
Hiçbir siyasi partiyle organik bağım yok.
Ne belediye başkanlığı, ne meclis üyeliği umrum değil.
Aday adayları ne yapar, ne düşünür, o benim işim değil.
Yazdıklarım kime yarar, o da beni hiç ilgilendirmiyor.
Sadece mesleğimi yapıyorum, hakikatin peşindeyim.
Kimsenin partisi, makamı, parası, ismi, cismi beni ilgilendirmiyor.
Gerisi lafü-güzaf.