İçerde
Mahzene kapatılmış kedi yavrusu aç, biilaç,
Sağa sola öylesine bakınıp
Bekler görmeyi zindanda farenin kuyruğunu,
Dirilmek ister bir parça etle ölümlerden,
O küçük pencereden
Bir çıksın istediği dolunayın arkasına sığınıp.
.
Gözleri ateşböceği karanlıklarda
Gökte ne ay ne solgun bir yıldız…
Çevresinde yılan, akrep, kırkayak…
Sevinçlere düşemedi yavru kedi dörtayak…
.
Dışarıda
Çatlak dudaklarına tir tir yaklaşan
Soğuktan mı, korkudan mı?
Çiftenağra çalan çenesi
Bırakmaz adamı çıkarsın bir “deh” sesi.
Önünde yollar uzuyordu uzadıkça
Ötede kurtlar uluyordu av öncesi.
.
Ayaklarını sallıyordu iki yandan…
Yolunu gözleyen onca kızan var…
Yaşlı kadananın soluğunda buhar,
Yolda diz boyu kar…
.
İçeride
Kedi korkusunda
Karanlığın
Bekçisi…
Dışarıda
Kaçırılmaz nasibiydi
Adam ve yorgun at
Aç kurt ve karın…
.
İçeride ve dışarıda,
Bitmeliydi karanlığa, soğuğa tutsaklık.
Dört bir yanında dünyanın
Kedinin,
Atın
Ve insanın
Vurmalıydı göğsüne
Huzurun sıcaklığı;
Esmeliydi alnına özgürlüğün
Ilık rüzgârı…
.
Osman Aktaş/eskilerden