AVUKAT NİHAT adlı roman çalışmamı nihayet yazdım, bitirdim.
ALTINDAĞLI, KUMAR AŞKINA, FUTBOL AŞKI, FUTBOLCU adlı bitmiş romanlarımın yanında dinlenmeye aldım. Eskimiş bilgisayarımda saklanabildiği kadar saklansın, dinlensin.
Avukatlık nedirden, hukuk, kanunlar nedire değin çokça tartışılacak bir çalışma oldu kanısındayım. Erdal Eren’in idam günlüğü, Şeref Aydın’ın dillere destan işkencedeki tavırları hem göz yaşartıcı hem kışkırtıcı bölümler diye düşünüyorum. Yine avukatımız Nihat’ın nezdinde hem yakın tarihimizin hem şimdinin olduğu gibi geleceğin kurgularını verebildik düşüncesindeyim. Avukatımıza linç girişimleri, polis takibi, cezaevi, işi, gelmiş geçmiş yaşamı, yaşamından kesitler çalışmamın ana konusu.
Amasya Gümüşhacıköy, Merzifon, elbette Ankara, Aydın, İzmir Dikili, Milas Güllük yaşanmışlıklarıyla doğasıyla romanımın şehirleri, kentleri, mekânları…
Niyazi Ağırnaslı’dan, Zeki Oruçerel’e dek döneminin özverili devrimci avukatları romanımın önemli bölümlerinden…
Şimdi… Gelelim roman çalışmalarım demini alırken yeni planlarıma;
93 yaşında bile okey taşlarını takip edebilen Köy Enstitülülerden Osman hoca, Kürt Halil emmi, çalıştığı fabrikanın önder isimlerinden Ferhat, felsefe öğretmeni Özlem, megafonuyla kadın hakları mücadelesini sokak sokak anlatan Pervin, gelecek kaygısındaki genç Baran, Fidan, şimdiden çevre mücadelelerinde efsaneleşmiş Aydın Çevre Platformu başkanı Mehmet, emekli amca Hasan’ın torunlarını gördüğünde kaldırıma yığılışı… gibi emek öyküleri yazılmayı bekliyor. Sanırım mart ayında başlayacağım bu psikolojik Portreler projem için yolculuk hazırlıklarına başlama vakti!
Çünkü yaşam kısa. Geriliği, gericiliği yazacağım İslamofobi mi adlı yarı roman tarzında seri öyküler özetlerim beni bitir diye bağırıyor.
A. Sefa