SİYASET VE OMURGA
CHP geçtiğimiz aylarda yerel seçimler için bir anket yaptırdı.
Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, en başarısız ilçeler listesinde 4. sırada. Partiye 5 yılda kaybettirdiği oy yüzde 12’den fazla.
Ahmet Aras’ın Bodrum’u inşaat rantına nasıl kurban ettiğini biliyoruz. CHP’lilerin dilinden düşürmediği 5’li çeteden Cengiz İnşaata verdiği ruhsatlar unutulmadı.
CHP Parti Meclisi bu başarısız başkanı şimdi Muğla Büyükşehir Başkan adayı yaptı.
Bodrum’u betona gömdün, gel Muğla’yı da göm dercesine.
Hatta Datça’yı da.
Sistem partilerinin genel merkezlerinde bu işlerin nasıl döndüğü malum!
Benim anlamadığım CHP’li çok arkadaşın Ahmet Aras’ı tebrik edip, başarılar dilemesi.
Hatta sosyal demokrat belediyecilik güzellemesi yapması.
Efendim, siyasal dengeleri kurmak içinmiş.
Lanet olsun böyle dengeye!
Bu dengesizlik aslında.
Çünkü ilkesizlik dengesizliktir.
Tıp literatüründe Skolyoz denilen bir omurga hastalığı var.
Eğriliğe, dengesizliğe neden olur ve tedavisi zordur.
Sürekli korse ile dolaşmak gerekir.
Bu arkadaşlara önerim, dik görünmek istiyorlarsa korse takmayı unutmasınlar.
.
.
GADIN MUĞLA’DA
KADININ ADI YOK!
Kadınların coğrafyasıdır Muğla.
Bu coğrafyada antik kentlerin çoğu kadınlara adanmıştır.
Belki de bu yüzden bu yörenin yaşlıları Muğla’dan söz ederken “Gadın Moğlam” der.
“Gadın” sözcüğü yüceltmek ve güzelliği vurgulamak için kullanılır.
Muğla’da yaşamın her alanında zeytinde, bademde, tütünde, düğünde, arıcılıkta, tarlada, serada, pazarda, meydanda, direnişte, barikatta erkekten çok kadınları görürsünüz.
“Muğla’nın erkeği de kadını da birdir” sözünün temelinde de bu yatar.
Bu yörede kadın/erkek nüfusu birbirine çok yakındır. Hatta eşittir diyebiliriz.
Ama gelin görün ki kadınlar her yerdeler, bir tek siyasette yoklar.
CHP sonunda Muğla’da il ve ilçelerin belediye başkan adaylarını açıkladı.
Gadın Muğla aşkına şu listeye bir bakar mısınız?
İçlerinde tek bir kadın yok.
Gadın Muğla’da kadının adı yok!
CHP’nin değişim dediği rüzgar yine erkeklerden yana esiyor.
Saz aynı saz, ses aynı ses.
Diyebilirler ki, kadın adaylar yok denecek kadar azdı!
Doğru.
Peki kadınlara aday olabilecek yolu açmamak kimin suçu?
Belediye meclislerinde, belediye bürokrasisinde kadınlar erkekler kadar yer bulabilse, yani yerel siyasetin içinde yoğrulsa aday olmazlar mıydı?
O yüzden “kadın aday çok azdı” bahanesi, erkek siyasetçilerin sorumluluktan kaçmak için sığındığı bir limandır.
O liman da asla güvenilir değildir. Sert bir dalgada yıkılır gider.
CHP Datça’da Aytaç Kurt’u aday gösterdi.
Sürpriz değil.
Zaten ilk günden itibaren ilçe örgütünün desteklediği en şanslı adaydı Aytaç Kurt.
Özellikle kongredeki tutumu nedeniyle Özgür Özel’in de görevde görmek istediği isimdi.
Özgür Özel, Merkez Yürütme Kurulu ve Parti Meclisi’ne ağırlığını koyarak yetkisini kullandı.
Aytaç Kurt’un yanında her meslekten genç, dinamik, iyi yetişmiş bir ekip var.
Çoğunun iyi niyetli olduğunu ve iyi işler yapmak istediklerini biliyorum.
Datça’da kötü gidişe son verip, her konuda değişimi sağlayacaklarını söylüyorlar.
Aytaç Kurt’un da seçim sloganı şöyle; Ben herşeyi bilemem ama bir bilenle çalışmayı iyi bilirim.
Hoş bir slogan.
Ancak bu sloganı hayata geçirmedikçe hiçbir değeri yok.
Aytaç Kurt ve arkadaşları seçimi kazanırsa, o bir bilenlerin arasında kadınlar olacak mı?
Örneğin belediye meclisinde kadın/erkek eşitliği sağlanabilecek mi?
Belediye başkan yardımcılarından biri kadın olabilecek mi?
CHP’nin grup başkanının bir kadın olması çok mu hayalci bir görüş.
Bence değil.
Aksine çok şık bir uygulama olmaz mı?
Değişim bir şeyleri riske atmadan gerçekleştirilemez.
Doğru.
Ama değişmemek de asıl en büyük risk değil midir?
Unutulmamalı ki, risk alınmadan asla büyük başarılar elde edilemez.
Aytaç Kurt ve arkadaşları bu değişimi gerçekleştirebilecek mi?
Ben umuyorum.
Bekleyip, göreceğiz.