Her baharda böyle olurdu. Göğsü sıkışır nefes alamaz hale gelirdi. Polenlerin etkisi var mıydı? Bilinmez ama son zamanlarda günde iki pakete çıkardığı sigaranın bunda etkisi kuşku götürmezdi.
Yine sabah evlerinin yanındaki cami imamından önce uyanmıştı. Dikkatlice kalktı, gözlerini odanın yarı karanlığına alıştırarak ayaklandı. odanın içindeki serili yer yataklarına basmamak için dikkatli adımlarla çıktı. Mutfak olarak kullandıkları koridoru geçip tek göz odalı evin avlusuna çıktı, tuvalete doğru yöneldi. Burası hem tuvalet hem de banyo olarak kullandıkları evin tahtadan dış kapısının hemen kenarındaki briketten örülmüş, sıvaları dökülmeye yüz tutmuş bir oda genişliğinde bir yerdi.
Elini yüzünü çeşmedeki suyla acele bir şekilde yıkadıktan sonra, koridorun hemen girişinde kapı arkasında asılı üst başını çabucak giydi. Ayağına çizmelerini geçirip hızlıca kendini sokağa attı. Çizme tarla bahçe işlerinde oldukça kullanışlıydı. Tarlada sulama işleri yapıyorsa ayağı ıslanmıyordu. Bahçede ise çalı çırpının ayaklarını kanatmasını önlüyordu.
Gün ağır ağır aydınlanmaya başlamıştı sessizliği ezan esi bozdu. Demek ki imam uyanıp merkezi sistemi açıp, megafondan ezanla camiye sabah namazı için insanları çağırmaya başlıyordu.
Hiç oralı olmadı. Zaten oldum olası bu namaz niyaz işlerinden hep uzak durmuştu. Özel bir sebebi yoktu aslında sadece ilgisini çekmiyordu.
Toprak yollu sokağı bitirip aşağı caddeye indi. Tek tük geçen araçlar yeni bir günün başladığını gösterir gibiydi. Caddenin köşesine doğru yöneldi. Kendinden önce gelmiş bir kaç kişi gördü. Sabahları caddenin bu köşesinde toplanırlardı. Peş peşe kamyonetler gelir onları yevmiye ile tutuldukları bahçe tarla işlerine götürürlerdi. Bazen de şehirde hamallık işleri çıkardı.
Belli olmazdı, evin çorbasını böyle işlerden getirdiği para ile kaynatırdı Şehir yerinde hayat zordu. Köye benzemezdi. Çalışmazsa aç kalırlardı. Üç ufak çocuk bir de kadın ne hal ederlerdi sonra. Çalışması lazımdı.
Baharda sıkışan göğsünün derdine düşecek zaman değildi. Arkadaşlarıyla kısa bir merhaba faslından sonra, duvara yaslanıp cebinden çıkardığı tezgahlarda satılan ucuz kaçak cigarasını yaktı. Dumanı havaya süzülürken başını kaldırıp gökyüzüne baktı. Yeni bir gün yeni bir umut diye mırıldandı, kendi kendine yaklaşan kamyonetin sesini duyarak…
i. akan