Eliniz dara düşmeye görsün, azıcık paraya gerek duysanız, vay halinize. Eşe dosta gitseniz “ ne yapacaksın, neden istiyorsun?” gibi sorular. Ya da “ boş ver gerçekten gereksinimin yok aslında, alma “ gibi tavsiyeler duyarız. Kimseden öyle elden para almak kolay bir iş değildir. Bankaya gidersiniz, alacağınız işinizi görecek kadar, küçük bir meblağdır. Geçmişinizi, gelirinizi, ailenizi, mali skorunuzu, kısaca her şeyinizi sorgularlar. Halbuki işte üç kuruş paradır bu, ihtiyaç oldu mu bulunmaz da bulunmaz. Oysa hep deriz ya; “ Her şey para değil, mühim olan insanlık”. Evet gerçekten de insanlık ve insani değerler, toplumsal değerlerimiz çok daha önemlidir ama iş paraya geldi mi her şey değişiyor, diğer tüm manevi değerler unutuluyor.
Yakında yerel seçimler yapılacak. Yine çok önemli bir süreç ve seçim yaşayacağız.
Öylesine önemli ki, bu kez “kılı kırk yararak” yerel adayları belirlemek gerek. Bize o üç kuruşu verirken bile sınava sokan finansçılar; Bakıyorlar, soruşturuyorlar, öğreniyorlar, sonunda karar veriyorlar. Bu adam borcunu öder. “Tamam olur verelim. Ya da olmaz “ deyip reddediyorlar.
Biz yerel seçimlerde aday belirlerken bakıyor muyuz bunlara? Bu kadar titiz davranıyor muyuz? Üç otuz para için seceremiz sorgulanırken, geleceğimiz, varlığımız için bu sorguyu yapıyor muyuz? Şehrin emini olacak kişi nasıl bilinir? Toplum içinde saygın mı? Bilinir, tanınır biri mi? Herhangi bir suça karışmış mı? Üzerine bir suç isnat edilmiş mi? Borç alıp geri öder mi? Özellikle yüz kızartıcı bir suç işleme olasılığı yüksek mi? Bu kriterler bile çok az bir belediye başkanı yada meclis üyesi belirlemek için. Yaptığı başarılı işler, geride bıraktığı izler var mı? Bir başarı öyküsü yaratmış mı? Bu özellikleri ile öne çıkarıyor muyuz seçeceğimiz kişileri?
Sonradan savunmak zorunda kalmak, bu yeterli olmayınca istifasını istemek, süreçte yargı kararını beklemek, çaresizce meclisten yeni başkan seçmek, yada yedek üyeyi meclise atamak yerine, baştan gereğini yapmaya ne dersiniz?
Siyasi profesyoneller bozuk sicil ve karneleriyle yaşarlar, her iklim ve şartta boy gösterirler, ortama uyarlar. “ İyi gün dostlarıdırlar”.
Bu anlayış ve sürecin de sonuna gelindiği düşüncesi ve umuduyla.
.
Eli değnek tutar tutmaz
Çoban oldu;
Sardılar sırtına bazlamayı.
Onaltı yıl güne verdi karnını,
On altı yıl koyun güttü, kavalsız
İnsanlardan ağayı tanır,
Adını bilmez sorarsan
Hayvanlardan Karabaş’ı
Günü yetti, bıyığı bitti,
Okundu künyesi,
Gitti, davulsuz zurnasız
Rıfat Ilgaz