O bir öğretmendi. Yıllarca yılmadan, yorulmadan çalışmıştı. Gönlündeki en yüce değer emek ve erdemdi. Yüzlerce yıl uyutulmuş, unutulmuş olan Anadolu köylerinde çalışmıştı. Sevmeyi, sevilmeyi, hayatı öğretmişti köy çocuklarına, öğrencilerine.
Hayatında bir kez olsun doğum günü kutlamamış, yeni yıl nedir bilmemişti. Bir evlilik yıldönümünde eşiyle dışarıda yemek yememişti. İzin, rapor kullanmadan otuzaltı yıl öğretmenlik yapmıştı. Yüzlerce öğrencisi üniversite bitirerek topluma katılmıştı. Atatürkçü çizgiden sapmayan yiğit bir öğretmendi.
Artık o şimdi emekliydi. Küçük bir kasabada kendi halinde eşiyle birlikte yaşıyorlardı. Evleri kiraydı, zar zor geçiniyorlardı. Çocuklarını büyütmüş, okutmuş, evlendirmişlerdi.
Bir yaz akşamı eve geldiğinde onu her zamanki gibi eşi karşılamıştı. “ Damat ile kız Akdeniz kıyısında bir köyde çadır kuracaklarmış. Sizi de götürelim” dediler. Ne dersin?
“ iyi gidelim” dedi Mehmet Öğretmen. “Ama aybaşında üç aylığı alalım öyle gideriz” diye ekledi. Çocuklar sabırsızdı, hemen gitmek istiyorlardı. “Hadi baba, bul bir yerlerden işte” Tamam da Mehmet Öğretmen için elden para istemek bilmediği bir şeydi. Utana sıkıla tanıdığı bir esnaftan aybaşında ödemek üzere ödünç para aldı. Yolculuk zamanı gelmişti. Çocukları taksi ile kapıya gelmişlerdi bile. Eşyalar, tabak tencere ne varsa bagaja konuldu. Çocuklar, torunlar, hepsi sıkış- tepiş arabaya doluştular.
Yola koyuldular, ama hava sıcaktı, arabada yer dardı. Zor ve zahmetli yolculuk sonucu Anamur’a vardılar. Tatil hiç de kolay geçmeyecekti. İçme suyu uzaktan getiriliyordu. Mehmet Öğretmen her sabah bidonları dolduruyordu. Su doldurma ve çadır çevresi temizliği işi ondaydı.
Ufacık çadırda hep birlikte kalıyorlardı. Çadır geceleri sivrisinek , gündüz ise karasinek ile doluyor, uyumak mümkün olmuyordu. Tuvalet başka büyük bir sorundu.
Aybaşı gelmişti. Mehmet Öğretmen o sabah erkenden bankaya gitti. Torunlarına alacakları vardı. Esnafa olan borcunu da hemen ödeyecekti. Banka memuru kimlik bilgisini sorguladı, ekrana baktı, tuşlara bastı” Adınıza olan bu hesapta para yok” dedi. Soğuk bir ter bastı tüm vücudunu. Yere düşecek gibi oldu bir anda.
Bankacı konuşmayı sürdürdü; Şubeniz ile bir görüşün isterseniz, dedi. Konuşurlarken araya şube müdürü girdi; “Konu nedir” ? Anlattılar olup biteni. Bir kez de müdür baktı ekrana, gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Ekranda kocaman ÖLMÜŞTÜR yazıyordu. Mehmet Öğretmen koştu notere, oradan nüfus müdürlüğüne sağ olduğunu ispatlamaya çalışıyordu. Noterde sağ olduğuna dair tanık istediler, damadının yanında kimliği olmadığından işlem yapamadılar. Kaymakam ile görüşmek için Kaymakamlığa gitti aceleyle Mehmet Öğretmen. Asansörsüz binanın 5. katındaydı makam. Ağır ağır çıktı beş katı. Yaz sıcağında çok fazla sayıda bekleyen vardı. O da bekledi, sonunda görüşebildi Kaymakam ile. Kaymakam; “amca bu böyle olmaz, nüfus müdürlüğüne tekrar gideceksin. Dört kat aşağıdaydı nüfus müdürlüğü.“ Mehmet Öğretmen soğuk soğuk terlemeye devam ediyordu, nefesi daraldı, çöktü olduğu yere öylece. İki polisin yardımıyla bahçeye çıktı, bir banka oturdu, biraz kendine gelmişti. Ona taksi çağırdı çevredekiler, çadırın bulunduğu yeri zorla tarif etti şoföre.
Çocukları onu merak etmişlerdi. “Olmuyor çocuklar, parayı çekemedim. Konya’ya gitmem gerekecek.” dedi.
“Baba geldiğine göre sen çadırı bekle, biz denizde biraz serinleyelim, çocuklar bekliyorlar. Sonra konuşuruz bunları”
Mehmet Öğretmen’in kızı, damadı, torunları bir süre sonra denizden çıkıp çadıra döndüler.
Uzandığı yerde öylece gözlerini havaya dikmiş duruyordu Mehmet Öğretmen. Seslendiler, sarstılar, yanıt alamadılar. Hiç kıpırdamıyordu.
Uzun süredir çıt çıkmayan çadır ve çevresi bir anda çığlıklarla yankılanmaya başlamıştı.
Güneş iniyordu, akşam karanlığı yakındı.
###
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Baharda Polatlı kırlarında açan,
Güz geldi mi Kopdağına göçen,
Yörükler yaylasında Toroslarda eğleşen.
Muş ovasından, Ağrı eteğinden,
Gücenmesin bütün yurt bahçelerinden
Çiçek getirin, çiçek getirin, örtün beni,
Eğin türkülerinin içine gömün beni.
( Şiir; Dünyanın bütün çiçekleri, Ceyhun Atuf Kansu )