Basın Açıklaması:
İSTANBUL İÇİN 26 ŞUBAT 2024 – İLİÇ SUÇ DUYURUSU İÇİN BASIN BİLDİRİSİ
İliç’te ekokırım suçu işlenmiştir. Yaptığımız suç duyurusu ile, İliç’te yaşanan, telafisi mümkün olmayan ağır doğa tahribatının, bir çevre felaketi değil “ekokırım suçu” olduğunu vurgulamak isteriz. Ekokırım, doğanın katledilmesi, gelecek kuşakları da etkileyecek şekilde, ağır ve telafisi mümkün olmayan doğa tahribatı, yani ekolojik yıkımdır. Böylesi büyük ölçekte doğa tahribatına sebep olan “kasıtlı fiiller” ise ekokırım suçudur. Bu bağlamda, İliç’te yaşananlar kesinlikle “ihmal suçu” değildir. Öngörüldüğü, uyarıldığı, ölçümlendiği, verileri sunulduğu halde, sonucu bilinerek yapılan bu kasıtlı fiiler, ihmal edildi denilerek geçiştirilemez veya örtbas edilemez. Su döngüsü marifetiyle, Fırat Havzası’nın tamamına yayılmasına uzmanlar tarafından kesin gözüyle bakılan bu “sınır ötesi doğa tahribatı”, yani ekolojik yıkım, hava küre, yer küre ve su küreyi, çok ağır ve geniş ölçekte kirletmiş, gelecek kuşakların sağlıklı bir çevrede yaşam hakkını ellerinden almıştır. Başka bir deyişle, İliç altın madeninden yayılan tehlikeli atıklar, hem coğrafi bakımdan sınır ötesine taşan, hem de o coğrafyada yaşayan tüm canlılığı tehdit eden, “devasa ölçekli bir suç mahalli” haline insan eliyle dönüştürülmüştür. Ekokırım suçu günümüzde, dünyanın bildiği, tartıştığı, hem ulusal hem de uluslararası yasalara dahil ettiği bir suçtur. Yaşam alanlarımızı yok eden kişi, kurum, anlayış ve uygulamalara karşı, doğa ve insan türü, bu günkü değerler ve yetersiz hukuki tedbirler düşünüldüğünde savunmasızdır. Bu gün olduğu gibi “kasten işlenmiş suçlar karşısında hiçbir sorumluluk almayan yetkililer” çıkmazından kurtulmak ve tıpkı ekosistemin kendisi gibi bütüncül bir bakış açısıyla, canlı ve/veya cansız, doğayı oluşturan tüm unsurların haklarını korumak için yine hukuğa güveniyoruz. Bu amaçla, sokaktaki yurttaşlardan 28 bin ıslak imza toplayarak sunduğumuz Ekokırım Yasa Teklifinin 5 Ocak 2024 tarihinden beri tüm vekillerin masasında olduğunu buradan duyururuz. Eğer vekiller, gelecekte, İliç gibi büyük ekokırımlardan ülkemizi korumak istiyorlarsa, dünyanın bu konuda aldığı önlemleri yerine getirir ve ekokırımın suç olarak ceza hukumuzda yer alması için gereken Meclis oturumlarını başlatırlar.
Türkiye çapında, 18 adliye sarayına bu gün eş zamanlı verdiğimiz suç duyurusunun içeriği aşağıdaki gibidir:
1-Çok sayıda insanı öldürme (TCK madde 81, 85/2), 2-“İnsan veya hayvanlar açısından tedavisi zor hastalıkların ortaya çıkmasına, üreme yeteneğinin körelmesine, hayvanların veya bitkilerin doğal özelliklerini değiştirmeye neden olabilecek niteliklere sahip olan atık veya artıklarla” Çevreyi kasten kirletme (TCK madde 18/4,5), 3-Görevi kötüye kullanma (Kamu görevlileri yönünden) (TCK madde 257) 4-Tespit edilecek diğer suçlar Anayasanın 17.maddesi ile güvence altında alınan “yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkı”na, 56.maddesinde yer alan “sağlıklı ve dengeli çevrede yaşama hakkı” ile “çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek ödevi”ne dayanarak olayla ilgili etkili soruşturma yapılması, faillerin cezalandırılması için başvuru yapıyoruz
Yukarıda açıklanan nedenlerle; Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş, yöneticileri ve çalışanları ile gereken idari önlemleri almayan, denetim yapmayan olaya yol açan izin ve ruhsatları veren kamu görevlilerinin tespit edilmesini, yapılacak soruşturma sonucunda, tespit edilen şüphelilerin atılı suçlardan cezalandırılmaları, şüpheli şirkete verilen tüm izinlerin TCK madde 60 gereğince iptali istemli olarak kamu davası açılmasını talep etmekteyiz
EKOKIRIM YASASI YURTTAŞ İNSİYATİFİ
* Metin Şahiner Baran’ın sayfasından alınmıştır.
***
İliçteki doğa ve insan katliamına karşı suç duyurusunda bulunuyoruz.
Başta İliç olmak üzere tüm altın madenleri kapatılsın!
Siyasi iktidarın politikalarıyla vahşi sömürge madenciliğine açılan, geri dönüşü mümkün olmayan çevre felaketleri başta iklim değişikliği olmak üzere Ekokırım sürecine girmiş bulunmaktayız.
Son yirmi yılda uluslararası sermayenin talimatıyla 20 kez değişen Maden kanunu, ÇED raporları ülkeyi sömürge madencilikle her an patlayacak Fukuşima ve Çernobil felaketi ile karşı karşıya getirmiş durumda. İliç ve geçmişte yaşananlar bunun acı gerçeği.
Ülkeye ve ülke insanına #Ekokırım sürecini yaşatan faili belli sorumlulara karşı yaşam hakkı için, yaşam alanları İçin, çocuklarımız, torunlarımız İçin sağlıklı yaşanabilir bir dünya bırakmak zorundayız.
Tüm halkımıza sesleniyoruz. Bu suça ortak olmayınız.
#Failleribelliİliçinsorumlularındanhesapsoralım
Bulunduğumuz yerlerden kişi, kurum ve kuruluş olarak Savcılığa suç duyurularımızı yapalım.
Hala Anayasanın 56. Maddesi yürürlükteyken, çevre kanunu geçerli iken 8.Yargı Paketi yasalaşmadan haklarımıza, yaşam hakkımıza sahip çıkalım
.
FAY HATTI BALÇIKLA SIVANMIYOR!
Amerikan – Kanada ortaklı Anagold firması tarafından vahşi madencilik yöntemiyle= siyanür gibi öldürücü kimyasalların kullanıldığı, İLO’nun belirlediği sağlıklı, güvenli çalışma koşullarına uyulmadığı, yasaların belirlediği işletme standartlarının hemen hepsinin gözardı edilerek işletilen Erzincan’nın İliç ilçesi Körler Altın Madeni’inde 9 işçinin ölümüne ve bir çevre felaketine neden olan faciada ihmal-kasıt zincirine her an bir yenisi ekleniyor.
*Körler Altın madeninde liç olarak adlandırılan siyanürlü çamur yığınında standart yüksekliğin aşıldığı, liç yığınına olması gereken şevin(eğim) verilmediği,
* 27 mart 2022 tarihinde bu madende siyanür çamurun biriktirildiği liç adı verilen yığında bir kayma meydana geldiği ve bu kayma neticesi liç yığınında derin çatlaklar oluştuğu ve bu kaymanın kamuoyundan gizlendiği,
* Altın madeninin fay hattı üzerinde olduğunun bilindiği, Anagold firması şantiyesi ve siyanür havuzunun tam deprem fayı üzerinde kurulduğu. Ve işletme ruhsatının alınmasında dayanak olarak kullanılan MTA raporunda bu fay hattının gizlendiği,
Bu konuda kendisine soru yöneltilen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı, Özhaseki’nin konudan bihabermiş gibi davranarak ” ya öyle mi, ilk defa duyuyorum, bunu ihbar kabul edip araştıralım” şeklinde pes yahu! dedirtecek pişkince bir yanıt verdiği,
ortaya çıkmıştır.
MIZRAK ÇUVALA SIĞMIYOR!
FAY HATTI BALÇIKLA SIVANMIYOR!