Günümüzde, yeni sömürgeci emperyalist kapitalist sistem, küresel bir karakter kazanmıştır. Bunun anlamı bu sistemin doğrudan uzantısı yeni sömürge pazarlarının her bir biriminde, yer yer kapitalizm öncesi üretim ilişkilerine rastlansa bile, egemen üretim biçimi vahşi kapitalizmdir.
Yeni sömürgelerde vahşi kapitalizme uygun düşen devlet sistemi oligarşik diktatörlüklerle, faşizm arasında bir sarkaç gibi salınır durur. Bu devlet yapıları hangi isimle adlandırılırsa adlandırılsın, cumhuriyet, halk demokrasisi, vb. fark etmez, sömürgeci vahşi burjuvazinin bir diktatörlük biçimi olarak kalırlar.
Özcesi bu ülkeler grubu hiçbir zaman klasik burjuva demokratik devlet biçimleriyle tanışmamıştır.
Zaman içinde halk kitlelerinin mücadeleleriyle ya da konjonktürel olarak bazı özgürlükler, haklar bu rejimler altında kazanılabilir. Grev hakları, kısmi söz, yazı ve örgütlenme hakları, sosyal haklar, seçme-seçilme hakları. Ülkemiz özgülünde; Latin harfleri ve ölçü sistemlerinin kabulü, kadınlara seçme hakkı, medeni kanunun kabulü, biçimsel kalsa da laiklik, siyasi bağımsızlık, köy enstitülerinin kuruluşu, hilafet ve saltanatın kaldırılması, karma eğitim öğretim, vb sayabiliriz. Oligarşik, faşist ya da burjuvazinin diğer diktatörlük biçimleri altında kazanılmış her mevzi önemlidir ve sonuna kadar savunulmalıdır.
Padişahlık sistemi ile kıyaslandığında tarihsel bir ilerlemeye tekabül eden ve Kurtuluş Savaşı süreci ve sonrasında kurulan Cumhuriyet sınıfsal temelde ticaret burjuvazisi, feodal toprak ağaları ve mütegallibeye dayanan oligarşik bir devlet biçimiydi. Nitekim Kurtuluş Savaşı sonrası, eşyanın tabiatı gereği bu sınıfsal temele uygun davrandı ve savaş içinde mücadele ettiği emperyalist devletlerle adım adım uzlaşarak, emperyalizme bağımlı bir devlete dönüşmüştür.
Yeni sömürgeci küresel kapitalist sistem içinde bir birim olan ülkemizde bu somut sosyoekonomik gerçeklikten bağımsız soyut bir cumhuriyet savunuculuğu, hangi niyetle yapılırsa yapılsın, bu somut gerçekliğin gözlerden gizlenmesine hizmet eder.
Faşist İslamcı rejime karşı cumhuriyet savunuculuğu, ancak bu iç ve uluslarası gerçekler dikkate alınarak cumhuriyetin içi doldurulursa anlamlı olur.
Bunun da asgari şartı; emperyalist sistemden köklü kopuş, içeriği eşit yurttaşlık, özgürlük, laiklik, kamucu üretim ve hakça bölüşüm ilkeleri ile doldurulan ve emekçi sınıflara dayanan Demokratik Cumhuriyettir.