————–
Bir mekandayım…
Mekan dediysem, içkili lokanta…
Yan masada, saçlarına çoktan ak düşmüş 6 kişi…
Bizim kuşak…
Yani 68-78 kuşağı karışımı eski
tüfek…
Kulağım, mesleki dezenformasyon gereği yan masada.
Biri diğerlerine…
“Hani bir marş söylerdik, neydi o? jandarma gibi bir şeydi galiba?”
İçim cız etti!
Uzun yıllar sonra buluşuyor 6 arkadaş…
Kimi köşeyi dönmüş…
Kimi emekli maaşına talimli ama…
Emekli de…
Köşeyi dönmüş olan kadar dejenere!
İçimden mırıldanıyorum…
“Ay ışığı jandarmanın süngüsünü yakıyor…
Jandarma biz Sosyalistiz…”
İçim acıdı…
Dayanılmaz bir hüzün çöktü yüreğime…
Var say ki…
Birecik’te koruma altına alınmış bir Kelaynak’ım…
Ne büyük bir yanlızlık…
Misal…
Tüm renkler aynı hızla kirlenirken..
Birincilik beyazda…
Biri diyor ki, “… Kuva-yi Milliye ne ise…
Hamas’ta o!”
Hadi oradan hadsiz…
Hadi oradan!
Bir diğeri ise…
Sömürgeci dilini kullanıp, TÜRK HALKI’na…
Yerli halk sıfatını layık görüyor!
Sana da HADİ ORADAN!
Hadsizliğin İngiliz versiyonu!
Mustafa Kemal….
Mustemleke hayallerini söndüreli 1 asır oldu!
Vatan düşmanlığı doruğunda,
Varoş gençliği mafya özentiliği içinde kurumuş bir yaprak gibi savruluyor meçhule…
Başlar yandan tıraşlı,
Sözcük haznesi 500 kelimeyle sınırlı…
Kendini şiddet yoluyla ifade aczinde ki bir gençlik…
Klasikler ne kelime…
Hayatına CİN ALİ bile girmemiş!
Ona göre…
Cezaevi bir tatil köyü…
Öldürdüğü kümesinde ki kara tavuk sanki…
Milyonlarca işe yaramaz pespaye yaşam bir yanda…
Diğer yanda ise…
Eski tüfek marşını unutmuş…
Yeni nesilin eğitimlisi yurtdışına kapak atma derdinde…
Varoşta yaşayanı ise…
Yandan tıraşı ile mafyaya referans!
Hayatı ÇUKUR!
Tv dizisinde ki gibi!
Ne deyim?
Ne yazayım?
Umut…
Umudunuzu…
Cesaretinizi…
Temiz yüreğinizi…
Korkudan…
Kirlilikten…
Ve başkalaşmaktan koruyun!
GÜNEŞ’in aydınlığı… zalimlerin ve işbirlikçisi haramilerin gözlerini kör edecek, buna inanın kardeşlerim…
Buna inanın!….