Hem bir şeyler demeli hem bunlara karşı mücadele edilmeli.
Hollanda ulusal televizyon haberi: “Bir ihbar üzerine Den Haag’tan deprem yardımı götürmek için yola çıkan beş tırdan birinde bol miktarda uyuşturucu yakalandı…”
Haliyle hepsi durdurulup aranmış, dördü yoluna devam etmiş. Çok bilgi verilemezmiş; ne uyuşturucunun menşei, miktarı, ne kişiler… Araştırılıyormuş!
Yalnızca bu vasıtanın bağlı olduğu şirketin adı var.
Buralarda da insanlar canhıraş para, eşya yardımı için kampanyalar açıp çırpınıyor. Hollandalılar da aktif, daha ne yapabilirizi soruyor, konuşuyor aralarında. Daha depremin ilk gününde, iki saat içerisinde yalnızca Amsterdam, Rotterdam ağırlıklı olarak 1 küsur milyon euronun toplanması dayanışmanın gücünü gösteriyor.
Ancak… Deprem yerlerinde yardım dağıtılmasının “engellenmesi”, tek ele teslim edilmek zorunda bırakılarak geciktirilmesi, kuşkulara, acabalı konuşmalara neden olabiliyor!
Üstüne üstlük bu uyuşturucu taşınması haberi can sıkıyor, motivasyonu azaltıyor.
Aman dikkat diyorum. Koşturmacalar, yardımlar devam etmeli, heyecanlar azalmamalı. Ne yağma, yozluk, yobazlık ne uyuşturucu vb. duyumlar, bilinenler bıktırmamalı. Yaşam mücadelesine katkının şevki kırılmamalı.
Öyle şaşaalı benli bizli nutuklar, kader, takdir konuşmaları ilginç gelmiyor artık. Tüm dünya insanı her şeyi duyuyor, biliyor, hissediyor, kolayca kandırılamıyor en azından.
Kim kime, nereye, ne, kim aracılığıyla yardım göndereceğini biliyor, bilmeli, her biçimde yardımdan, dayanışmadan geri durmamalı.
Ahmet Sefa