15 Aralık
Uzun zamandır gözlüyorum, birçok belediye başkanı, Fatsalı Terzi Fikri’yi anma töreni yaparlar ama çoğunun rol modeli Recep Tayyip Erdoğan’dır.
Denetimsiz kaynak kullanımında, kamu yararı yerine iktidarını pekiştirme çabalarında ve kenti, belediyeyi ilgilendiren konularda katılımcı değil de tek adam uygulamasında hep Erdoğan modeldir.
14 Aralık
Üniversitede devam ediyor olsaydım yerel yönetimler dersinde bu iki afiş üzerinden iki saat ders yapardım. Neyse yarın bir özet yapacağım yine de. Üniversitede olmak şart değil.
15 Aralık
İki Afiş analizi…
Bu afiş fotoğrafları Bayraklı ve Narlıdere’de dün çekildi.
1- Her iki belediye başkanı da Tuncelili ve Bilses vakfı üyesi.
2- Bayraklıda mevsime göre değişen dev Serdar Sandal fotoğrafları yayınlanır. Fotoğraflar genellikle İstikbal göklerdedir pozuyla çekilmektedir. Konu ne olursa olsun, ana görüntü hep Serdar Sandaldır.
Narlıdere’deki afişte başkanın değil, duyuruya konu olan parkın fotoğrafı bulunmaktadır.
3- Birinci afişte Serdar Sandal yazısı Bayraklı Belediyesi yazısının en az iki üç katı puntolarla yazılmıştır.
Bu durum Narlıdere’deki afişte, “Engin” yazısı önde olmakla birlikte daha dengeli gözükmektedir.
Nitekim bir konuşmasında Ali Engin, “başkan belediyenin önüne geçmemelidir” şeklinde hiç de alışık olmadığımız bir ifade kullanmıştı.
4- Muhtarlık ofisleri açılışı neden şehrin her tarafını donatan böyle dev afişlerle duyurulur ki.. İlgili mahalledeki yurttaşlara sms yoluyla duyurulsa olamaz mı? Bir muhtarlık ofisi açılışı ya da yenilenmesi olağanüstü bir olay mıdır? Başka biri başkan olsaydı bunları yapmayacak mıydı?
Belediye bütçesinden bunca reklam için bu kadar para harcamak doğru mudur?
5- Gelelim Narlıdere’deki park afişine. Bu afişler mütevazi ve başkanı öne çıkarmayan afişler. Parka neden bu kişinin adının verildiğini bilmiyorum. İki belediye meclis üyesini ve bir muhtarı arayıp sordum. Biz de bilmiyoruz dediler.
Haberimiz yok dediler. Neyse ki sabah bir arkadaş arayıp, Ukrayna konsolosluğundan böyle bir talep gelmiş diye bir bilgi verdi.
Konu uzun, reklam, ego, tek adam anlayışı, adaylık yarışında avantaj sağlama ve bir sürü yere gider bu hikaye. Şimdilik bu kadarı ile yetinelim.
12 Aralık
Kemal ANADOL yazmış…Ben değil. Aman ha.. Tepkiler Kemal abiye..
“İthal adaylara tepki göstermesi gerekirken suskunluğu yeğleyen bazı politikacılar kendileri aday olunca rakiplerine “İthal aday” damgası vuruyorlar. Demokratik bir anlayışla süren adaylık rekabetine gölge düşmemelidir. CHP’li seçmenin beklentisi budur. Büyükşehir aday adaylarını dikkatle inceledim. Hepsi de bu göreve lâyık kişiler. Bu arada “İthal aday” olarak nitelenen Buğra Gökçe’nin özgeçmişine baktım.
1974 doğumlu Buğra Gökçe, Gazi Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama bölümü mezunu. 2008 yılında ODTÜ’de doktorasını tamamlamış. Şehir Plancıları Odasının Genel Başkanlığını yapmış. Gazi Üniversitesi ve ODTÜ’de öğretim görevlisi olmuş. 2008’de İzmir 2 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Üyesidir. 2009-10 yıllarında da başkanlığına atanmış. 2014 yerel seçimlerinden sonra İzmir Büyükşehir Fen İşleri Daire Başkanı görevine getirilmiş. Daha sonra da Genel Sekreter Yardımcısı olmuş. 2016 Mart’ından 2022 yılına kadar İzmir Büyükşehir Genel Sekreterliğinde bulunmuş. 2022 Haziran ayından sonra İstanbul Büyükşehir Genel Sekreter Yardımcılığı ve İETT Genel Müdürlüğü görevlerini üstlenmiş.
Buğra Gökçe’yi İzmir Belediyesi Genel Sekreteri iken tanımıştım. Karaburun’dan Kemalpaşa’ya, Kınık’tan Kiraz’a kadar tüm İzmir’i bilen ve çalışkan bir bürokrattı. İzmir’e toplam on iki yıl hizmet eden bir kişiye yapıştırılan “İthal aday” damgası tam bir safsatadan ibaret!”