Sen günsün, güneren
Ben de gece.
Işıyorsun pür aydın, benzersin güneşe,
Ay da ben.
Besliyor beni, büyütüyor ulu ışığın
Kaybolurdum çoktan, olmasaydı sevgin.
Dağsın sen
Ben de bulut.
Dolaşıyorsun sen gökyüzünü,
Ben de tırmanıyorum varılmaz doruklarına.
Denizsin sen,
Ben de yitik balık.
Yayılıyorsun uçsuz ufuklarına görkemli bir
hayatın,
Hayıflanıyorum şimdi ihsanlarının ardından
Ve mutluyum da, yaşıyorum hâlâ
Özgür Metin Demirel
Babam baskısız, sömürüsüz, savaşsız bir dünya barış ve kardeşlik, eşit haklar mücadelesinin hep içinde ve en önünde yer aldı. Biz onu hep canlı, kıpır kıpır hareketleriyle, canlılığı ile, heyecanlı tartışmaları ile tanıdık. Onun elinden kitaplar hiç düşmezdi. Çok geniş bir bilgi birikimine sahipti. Ömrü boyunca insanlığın kurtuluşu için yaşadı, insanlığın kurtuluşu için mücadele etti.
Yaşıtlarımız dışarda top koştururlarken, oynarlarken o bize bildiri yazmayı, kitap okumayı, örgütlenmeyi öğretti. Ben ve kardeşlerim konuşamadan dahi ” Parti bayrağı daha daha yukarı!” diye haykırmasını öğrendik ondan! Babamız bize, öğretmen, baba, anne, yoldaş, sırdaş oldu hep. İkna gücüyle, politik, ideolojik birikimi ve kararlılığı ile bize yol gösterdi, yaşamı ve duruşu ile örnek oldu. Dünyaya baktığı pencere hep sınıf perspektifinden besleniyordu. Bütün iradesini savaşsız, sömürüsüz, eşit ve hür bir dünya için kullanıyordu ve onun örgütüne başlılığının, disiplinli yaşamının ve bütün hayatının temeli emeğe, emek hareketine dayanmaktadır.
Babam çok zor günler yaşadı, ama ne inancından ne de yaşama sevincinden vazgeçmedi hiçbir zaman. Biz onun engin hayatından durmadan öğrendik.
Edindiği deney ve tecrübelerinden faydalandık sürekli olarak. Babam çok yardımsever ve yüreği büyük bir insandı. Her dönem bizim de insanlığın kurtuluşu doğrultusunda birşeyler yapmamız için bizleri bıkmadan, usanmadan teşvik etti, her zaman destekledi. Ondan insanlığın kurtuluşu için yapılan işler arasında küçük ya da büyük iş diye ayırmanın doğru olmadığını, fedakarlığı, bir toplu iğneyi dahi şuradan şuraya kaldırmanın ne kadar önemli olduğunu, bütünlüğe ne kadar katkı sağlayabileceğini öğrendik. Babam bilgisini etrafındaki insanları geliştirmek için kullanırdı hep. Kibirli değildi, paylaşımcıydı. Tek amacı çocuklarının mutlu bir yaşam sürdürmesiydi ve bu mutlu yaşamın yalnız toplumun, insanlığın mutlu yaşama erişmesi ile mümkün olabileceğini biliyordu ve bize ve etrafındaki insanlara bıkmadan, usanmadan bunu gösterdi. Babamın bize geriye bıraktığı bu insanlığın kurtuluşu için aktif olarak mücedeleye katılma mesajını her dönem diri tutacağız.
İyi ki yanımızdasınız, iyi ki bu acılı günümüzde babamı ona yakışan bir şekilde anabiliyoruz.
Hepinize kendim, kardeşlerim ve torunları adına candan teşekkür ediyorum.
Baba seni çok seviyoruz.
Özgür Metin Demirel
Özgür Metin DEMİREL, 1977 yılında Almanya’nın Bielefeld şehrinde doğdu. Çocukluğunu Türkiye ve Almanya’da geçirdi.
“Fırtına Kuşları”, ”Lenin ve Halk Eğitimi” kitaplarını Almancadan Türkçeye çevirdi. Molla Demirel’e ait “Yaşam ve Sevgi”, “Damla Damla” şiir kitapları, Thomas Benedikter’in “Modern Özerklik Sistemleri” kitabının çeviri grubunda yer aldı. ATYG’nin “Yürekten Yüreğe” şiir seçkisine şiirleri ve çevirileri ile katkıda bulundu. Dragica Matejić SCHRÖDER tarafından Almanca- Sırpça olarak yayımlanan iki dilli “Çocukların Sevinci” ve “Aşk Şiirleri ve Nesirler” isimli antolojilerde Almanca şiirleri ile yer aldı. Irfan Erdoğan’ ın ‘Bir Emekçinin Günlüğü’ kitabını ‘Erinnerungen eines Arbeiters’ ismiyle Almanca diline çevirdi.
Molla Demirel tarafından yayımlanan Türkiye’den Avrupa’ya göçün 60 Yılını kapsayan GÖÇ-İŞ-ÜTOPYA isimli kitaba hem kendi yazısı ile katkı yaptı hem de kitabın Türkçeden Almancaya çevirisini yaptı.
“SERZENİŞ” adlı şiir kitabı Eylül 2021, Klaros Yayınlarından çıktı.