Lise birde öğrenciyim yaşım 15. Solculuğa merak saldık iyi bir sınıfız. Öğrenciler de iyi öğretmenler de. Unuttuklarım kızmasın Hüseyin Kırmızı, Misket Dikmen, İsmail Büyükçanak, Hasan Özüdoğru, Narin Şenman bir de Barış Edipoğlu vardı okul numarası 14, doktor olmuştu erken yitirmişiz onu çok sonra haber aldım. Sürekli okuyoruz Nazım, Yılmaz Güney, Gorki, Tolstoy, Aziz Nesin ve…. Ne bulursak. Boyuna tartışıyoruz. Çok büyük şans memleketin en iyi Türkçe öğretmeni Hüseyin Toptaş bizim sınıfın öğretmeni. Ona soruyoruz O anlatıyor yönlendiriyor. Ya fen bilgisi öğretmenimiz Erdal Pekyavuz. Neyse burda keselim. Gelelim mevzuya . Hepimizin aklı Disk’in öncülük ettiği 1 Mayısta Taksim’de…
Biz gidemedik yaşımız yetmedi.
Sabah annemle pazara gittik yayan, doldurduk fileleri dönüş Kale dolmuşuyla . Ben acele ediyorum bir an önce eve gidelim bir iki ödevi halledeyim biraz top oynarız sonra kuşlara çıkarım diye…
Ama aklım 1 Mayıs ta…
Sabah gürültü olur diye top oynamayı akşam üstüne erteledik . Ben bir yandan ödevleri bitirmeye çalışıyorum gözüm güvercin kümeslerinde. Kara Mehmet kuşları açsada hemen bende gitsem. Neyse Kara Mehmet akşamdan kalma belli şarkı mırıldanarak çıktı taraçaya. Ben hemen defter kitabı toplayıp fırladım evden. Alt çıkmazdaki Kara Mehmetin eve girdim telaşla adeta uçarak çıktım taraçaya.
Kara Mehmet dediğim Mehmet amca yani babamdan biraz küçük. Çok fazla bir adam kabadayı bitirim delikanlı ne derseniz deyin adam gibi adam kamyonu vardı değişik karışık işler yapardı. Herkes ondan çekinirdi o da babamdan. Sever sayardı babamı babamda onu severdi. Kara Mehmet beni çok severdi kuşçuluğu o öğretti bana. Çocukları Hayrettin Deniz Özdirim Bekir e vermezdi kuş kümeslerinin anahtarlarını bana verirdi . O yokken ben açar yemlerdim kuşları. Maalesef Bekir 5 yıl kadar önce kalp krizinden erken ayrıldı aramızdan kardeşim gibi severdim.
O gün Kara Mehmet çok ciddi paraya aldığı dönek güvercinlerden bir kaçını uçurup döndürecekti. Beraber ayar etmiştik kuşları alıştırma antreman dönemi bitmişti tecrübeli mısirilerle uçuracaktık. Uçurduk kuşları ama nafile istediği gibi dönmediler kuşlar. Dönmeyince kara Mehmet boyuna bastı küfürü. Sonra seslendi aşağıya ” Gülser getir kız benim rakıyı mezeyi.”. Neyse O başladı içmeye sonra bana dedi Hadi bi de sen uçur bakalım ver pırıltı . Beni aldı bi panik ya kuşlar uçar da kaçarsa çünkü daha tam ayar değiller. Hadiii diye bağırınca uçurdum yükseldiler ellerimde iki kuş pırıltı vercem Mehmet amcayı taklit etcem. O bekle biraz daha yükselsinler dedi az sonra hadii ver pırıltıyi diye bağırdı iki kuş uçurduk biri bana göre döndü öbürü baş çevirdi sevindim. Kara Mehmet rakıyı yudumlayıp bozdu amk kuşu dedi. Neyi bozdu dedim tekerleği diye bağırdı. İçimden zor bu dönek güvercin işi dedim. Biraz sonra kaplama erkeği uçurdu o istediği gibi dönünce ne varsa bu Yavuz’un kuşlarında var dedi keyiflendi. Çay bardağında içerdi, doldurdu tek seferde içti bu kez.
Kuşların orda, radyosu vardı haberlere geldi sıra. 1 Mayısta büyük olay diyordu ölüler var yaralılar var diyordu. Kara Mehmet kafayı bulmuştu. Ne olmuş diye sordu, çatışma çıkmış ölüler yaralılar varmış dedim. Bir bu eksikti dedi. Sonra bana kapat kuşları dedi. Hemen kuşları kapadım. Bizim eve geçtim .Naciye ablam haberleri duymuştu Özkan’la nişanlıydı. Panik içindeydi. Özkan abi taksimdeydi.
Bu gece bu kadar devamı sonra.