“Üç devle savaşıyoruz sevgili Sancho: Adaletsizlik, korku ve cehalet.”
Miguel de Cervantes
*
26 Mart
Son bir ay içerisinde siyasetçilerin önemsediği biri olduğumu hissetmeye başladım!.
Deva Partisi lideri Ali Babacan bana haftada bir kez mesaj atarak oyumu istiyor.
CHP den Cemil Tugay ve Nilüfer Mutlu da Babacan kadar ısrarcı olmasalar da oyuma talip olduklarını belirten mesaj gönderiyorlar.
İyi parti beni tanıyor olmalı. Şimdiye kadar hiç rahatsızlık vermedi! Dem Parti sanırım doğrudan iletişim yanlısı.
Diğer sol partiler hepimizin malumu “Bize oy vermek isteyen kendi gelir bizi bulur” Anlayışını sürdürüyor!..
Ancak! Hamza Dağ mesaj atmakla kalmıyor, doğrudan arıyor da!.
Neden her sabah tam tuvalete girmişken aranıyorum işte bu benim için muamma!.
Sanırım “Aklı ya kaçarken ya mıçarken geliyordur” Diye düşünüyor olmalılar.
Telefonum beni yine uyardı “Spam olabilir” Gıcık oluyorum şu akıllı telefonlara. Çok ukala bunlar.
Ben “Alo” Der demez kendini tanıtan Hamza Dağ, AKP adını tıpkı mesajlarında olduğu gibi asla zikretmedi.
“Sayın büyüğüm” Diye konuşmaya bir başladı, sözünü kesip de bir soru soramadım kendisine.
Alaa için oyuma talip olan hiçbir siyasetçi bana böyle saygı göstermemişti! Biz büyüklerine zor günlerimizde doğalgazı %50 ucuza vereceğini, ayda bilmem kaç para destek vereceğini, su parasının yarısını ödeyeceğini nefessiz anlattı. Araya girip “Burda doğalgaz yok” dediysem de oralı mı olmadı yoksa duymadı mı ben anlamadım.
Naapsın adamcağız? 4-5 milyon İzmirliyi tek tek aradığını düşününce! Haksızlık şeetmemek lazım…
“Madem beni duymuyor salla gitsin!” Diye düşünerek
“Tamam sevgili küçüğüm! Oyum sana” Dedim…
Oyu kime verdiğimi nereden bilecek değil mi ama?!..
*
25 Mart
”O kadar çok yazacak şey oluyor ki, hangisini yazayım derken hiç birini yazmıyorum” Demiştim.
Son birkaç tanesini yazayım diye düşündüm.
Bir kişi nereden alıntı olduğunu belirtmeden bir metafor yapıyor.
O düşünceye yakın birileri hemen sıraya girip, sanki ilk kez kendi söylüyormuş gibi, aynı metaforu gerekli gereksiz kullanıyor. Son örneği Meral Akşener, Mansur Yavaş için kullandı
” Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı da unutmaz” Ben yanıt vermek istedim!
Ayazın da çok şeyinde!..
Düzeyinden şüpheye düştüğüm bir komünist partisi şeysi! Ekranlarda ”Biz solcu değiliz komünistiz” Dedi. Şaşırmamak lazım!.
Ülkemiz daha önce de solcu olmayan KP gördü. Unuttunuz mu? Mustafa Kemal, sicilli gerici Celal Bayar’a kurdurmuştu.
Çoğumuz biliyordur, pazara geç giderek yerden satılmayan ürün toplayanları. Bir kısım insan artık topladığı o ürünleri eve götürmüyor. Ters çevirdiği bir kasa üzerine ,dolmalık biber, havuç, patates vb. topladığı ürünlerden birer- ikişer tane koyuyor ve yemeklik niyetine satıyor. Bunu yapan bir kadının fotosunu çekecektim ancak fark edip utandığını görünce resmini çekmekten vazgeçtim.
Bu son yazıya da yorum yazılmaz ki…
*
24 Mart
Ay Carmela,bir gerilla şarkısıdır.19. Yüzyılda Napolyon’un Ordularına karşı savaşanlar tarafından söylenirmiş(1808).
Daha sonra İspanya iç savaşında faşist Franko’nun ordularına karşı savaşanlar tarafından sözleri değiştirilip iç savaştaki kahramanlıklara uyarlanmış.